Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Barack Obama, ABD'nin ilk siyah başkanı oldu ve tarihe geçti. Beyaz Saray'da siyah bir başkan oturacak ve ABD'yi yönetecek. Martin Luther King'in, "imkânsız" denilen rüyası gerçek oldu. Köle adam artık başkan.

Beyazların zaferi
1- Afrika'da hayvan gibi yakalanıp gemi ambarlarında birinin başı diğerinin ayağına gelecek şekilde bağlanarak Amerika'ya getirilen ve köle yapılan siyah adam için ABD başkanlığına bir siyahın seçilmesi elbette ayrı bir anlam taşıyor. Bu sadece ABD tarihi için değil, insanlık tarihi için de bir devrimdir.
Obama, siyahların bir zaferidir kuşkusuz. Ama sadece siyahların zaferi değildir. En az onlar kadar belki onlardan da fazla "beyaz adam"ın da zaferidir. Obama'yı başkan yapan beyazların oylarıdır. Eğer beyazlar, ABD'de hâlâ yaşayan ırkçılığa takılıp kalsalardı. Obama, ABD başkanı olamazdı. Sadece siyahların, Hispaniklerin, Latinlerin, Asya kökenlilerin oyu Obama'yı başkan yapmaya yetmezdi. Onu beyaz oylar başkan yaptı.
Bu sonuç özellikle genç nesil beyazların ırkçılığı aştıklarını gösteriyor. Bu tüm dünya için önemli bir gelişme.
ABD'nin 2006 resmi verilerine göre ırk dağılımı şöyle:
Beyaz yüzde 66.4; Siyah yüzde 12.8; Kızılderili ve Alaska yerlileri yüzde 1; Asya kökenliler yüzde 4.4; Pasifik kökenliler yüzde 2; birden fazla kökene sahip olanlar yüzde 1.6; Hispanik ve Latinler yüzde 14.8
Bu tablo, Obama'nın neden beyazların da zaferi olduğunu gösteriyor.

Ekonomi renkten önemli
2- Obama'nın seçilmesinde ABD'deki ekonomik krizin büyük payı olduğunu da kabul etmek gerekir. Beyaz ABD'liler Obama tercihleriyle, ekonominin deri renginden daha önemli olduğunu gösterdiler. Ülke ekonomisini düzelteceğine inandıkları adayın siyah olmasını önemsemediler. Başkan Bush'un kötü yönetiminin de Obama'yı en büyük desteği sağlayan faktör olduğu açık. Bu, Cumhuriyetçi McCain için bir dezavantaj, Demokrat Obama için önemli bir avantajdı.

Yeni nesil farklı
3- ABD'de yapılan analizlere göre, Obama'ya oy veren beyazların çoğunluğu gençler ve kadınlar. Bu da ABD'deki yeni neslin ırkçı olmadığını, ırkçı yetiştirilmediğini gösteriyor. Ayrıca kadınların eşitlik duygularının daha gelişkin olduğunun da bir göstergesi. O kadınlar ki, ABD'de seçme ve seçilme hakkını erkek siyahlardan 50 yıl sonra kazanabildiler. Buna rağmen Obama'yı Hillary Clinton'a tercih ettiler. Bu sonuçta şüphesiz yeni eğitim anlayışının da payı büyük.

Obama'nın sınırları
4- Barack Obama, Beyaz Saray'a oturduktan sonra seçim kampanyasında olduğu kadar özgür olamayacaktır. Beyaz Saray, Başkan'ın hareket sınırlarını anımsatacaktır. Bu bakımdan Obama'dan bir siyah devrim ve ABD'nin çıkarlarını ve konumunu altüst edecek çok radikal değişiklikler beklememek gerekir. Siyah başkan, ABD söz konusu olduğunda beyaz başkandan çok farklı olmayacaktır.

Siyahların durumu
5- Obama'nın başkan olmasıyla, yüzyıllardır dışlanan, horlanan siyahların kendine güvenleri artacaktır. Bu gündelik yaşamlarına da yansıyacaktır. Tabii, siyah başkanın, yeniden ırkçılığın körüklenmesine vesile edilmemesi gerekir. Siyahlar mutluluklarını zafer şarhoşluğuna, beyaz düşmanlığına dönüştürmemelidir.

Obama'nın 'değişim'i
6- Obama'nın değişim sözü seçmenler üzerinde çok etkili oldu. Şimdi Obama'nın yaratacağı değişim beklenecek. Eğer Obama, ABD'nin rotasını savaştan barışa çevirebilirse, gerçek bir değişim yaratabilir. Barışa, adalete, insan haklarına yönelmesi önemli değişiklikler yaratır. ABD'yi ve sistemini ortadan kaldırmaz ama savaşarak değil, konuşarak, öldürerek değil, anlatarak, anlaşarak barışa, demokrasiye, insan haklarına hizmet edebilir. Atatürk'ün deyişiyle yurtta barış, dünyada barış için çalışabilir. Bu iyi bir değişim olur.