Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     

     Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi'nin Harp Akademileri'nde düzenlediği, "Küreselleşme ve Uluslararası Güvenlik" konulu uluslararası sempozyumda Genelkurmay, hem Türk kamuoyuna, hem AB'ye, hem de ABD'ye önemli mesajlar verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün sempozyuma gönderdiği mesaj, yeni dünya düzeni ile ilgili önemli saptamalar içeriyordu. Org. Özkök mesajında yeni dünyanın soğuk savaşın sona ermesi ile girdiği rahatlamanın yanı sıra, "tehdit"siz kalmanın şaşkınlığı içinde olduğunu belirtti. Bu şaşkınlık içinde yeni tehdit arayışlarının öne çıktığını vurgularken, uluslararası terör olarak görülen bu tehdidin doğmasında yine uluslararası gelir ve refah dengesizliğinin önemli faktör olduğunu söyledi. Org. Özkök, uluslararası terörle mücadelenin, uluslararası refah dengesizliğinin optimize edilmesi ile başarılabileceğini kaydetti. Bu ABD açısından önemli bir saptama ve mesajdı.
     Sempozyumun açış konuşmasını yapan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise önce bir tartışmayı sonlandırdı. Son günlerde hem ülke içinde, hem de dışında TSK'nın Avrupa Birliği'ne karşı olduğu görüşlerine net ve kesin yanıt veren Org. Büyükanıt, bu iddiaların doğru olmadığını vurguladı ve kendi ifadesiyle Silahlı Kuvvetler'in görüşlerini, "büyük harflerle" şöyle belirtti:
     "TSK, AB KARŞITI OLAMAZ. ÇÜNKÜ AVRUPA BİRLİĞİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN TÜRK TOPLUMUNA GÖSTERDİĞİ ÇAĞDAŞLAŞMA HEDEFİNİN JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK AÇIDAN ZORUNLULUĞUDUR."
     Org. Büyükanıt, bu sözlerle TSK açısından bu tartışmalara son verirken, AB'ye giriş zorunluluğunun Türkiye'nin sosyal, politik, ekonomik ve güvenlik hedefleri ile tam olarak örtüştüğünü de vurguladı. Org. Büyükanıt'ın konuşmasında Avrupa Birliği'nin çelişkilerine dikkat çeken yönler de önemliydi. Büyükanıt, AB hedefinin, ülkenin üniter yapısı ve laik rejimi konusunda farklı düşüncelere sahip kesimlerin çağdışı ve bölücü hedefleriyle uyuşmayacağını belirterek, Brüksel'e mesaj verdi. AB'nin bu tür amaçlara sahip düşüncelerle uyum içinde olmasının düşünülemeyeceğini kaydetti. Büyükanıt, iç kamuoyuna mesaj verirken de, "Avrupa Birliği'ni ve bu birliğin yüksek değerlerini, sahip oldukları çağdışı ve bölücü hedeflere ulaşmada bir vasıta olarak görenlerin hüsrana uğramaları kaçınılmaz bir sonuçtur" dedi.
     Büyükanıt, küreselleşme sürecinin olumlu yanlarının yanı sıra, büyük ve güçlü devletler lehine gelişmekte olan ülkelerin ulus devlet yapısının zedelenmesini doğuracak mikro milliyetçilik akımlarının desteklenmesi, çağdışı akımların beslenmesini önemli bir çelişki olarak saptadı. Bu saptamada sistematik olmasa bile Türkiye'de bölücü ve irticai akımlara destek verildiği iması ve uyarısı vardı. Büyükanıt, Atatürk ve TSK'yı AB'ye girişte engel gibi görenlere de şu karşılığı verdi:
     "Cumhuriyet tarihi boyunca taassubu ortadan kaldıran ve Türkiye'yi çağdaş ve aydınlık dünyanın onurlu bir üyesi yapmayı amaçlayan Atatürk devrimlerinin itici öncü gücü olan TSK, geçmişte olduğu gibi bugün de, üniter, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin yılmaz bir savunucusu olmaya devam edecektir. Bu temel yaklaşım, AB'nin temel felsefeleri ile de tam bir uyum içinde bulunmaktadır."
     Konuşma sonrasında sohbet olanağı bulduğumuz Org. Büyükanıt, Türkiye'nin adımları karşısında AB'nin de harekete geçmesi gerektiğine işaret etti. "AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermemesi çok acıdır" diyen Org. Büyükanıt, "AB müzakere tarihini gecikmeden vermelidir. Vermelidir ki, oturulup konular müzakere edilsin, ilerleme sağlansın."
     Kopenhag kriterlerinin büyük ölçüde yerine getirildiğini de belirten Büyükanıt, AB'nin tarih vermeyişini anlamakta zorluk çektiğini de kaydetti. Org. Büyükanıt'ın görüşlerinin, Türkiye'nin demokratik, laik, üniter yapısıyla AB'ye girmesinde herhangi bir engel olmadığı, buna karşın AB değerlerini kalkan olarak kullanıp Türkiye Cumhuriyeti'nin bu niteliklerini bozmaya çalışanların desteklenmemesi gerektiği ana fikrine dayandığını söyleyebiliriz.