Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, dün yaptığı açıklamayla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin "tezkere" konusundaki net tavrını ortaya koydu.
Org. Özkök’ün açıklamalarından anlaşıldı ki Türk Silahlı Kuvvetleri, asker gönderme ve asker bulundurma tezkeresinin ikinci kez Meclis’e getirilmesini ve geçirilmesini istiyor.
Her ne kadar, Org. Özkök, TBMM kararına saygı duyuyoruz, diyerek, Meclis’e bir telkinde bulunmalarının söz konusu olmadığını belirtse de, Irak’la ilgili olarak yaptığı değerlendirme, tezkereyi geçirmekten başka çare olmadığı mesajını vermiş oldu.
Org. Özkök, Türkiye’nin seçeneğinin iyi ile kötü arasında değil kötü ile daha kötü arasında olduğunu söyledi. Savaşın dışında kalmayı daha kötü, savaşacaklara yardımcı olarak sürece katılmayı kötünün iyisi olarak değerlendirdi.
Sürecin tümüyle dışında kalma seçeneğini değerlendirirken de, bu hareket tarzının Türkiye’ye savaşanları da karşımıza alarak bazı hareketler yapmak zorunda bırakabileceğinden söz etti. Bu sözlerde, Türkiye’nin süreç dışında kalması halinde savaşan taraflarla ABD ve Irak’la çatışma olasılığı mesajı yüklü olduğu açık.
Org. Özkök, Türkiye’nin sürece katılması halindeki yararlarını şöyle sıraladı:
"Şayet savaşanlara yardımcı olursak zararımızın bir kısmı telafi edilebilecek. Savaşanların yanına katılmadan sadece Kuzey Irak’ta mültecilere insani yardımda bulunacağız. Kuzeyden cephe açılacağı için savaş kısa sürecek, acılar azalacak, beklenmedik gelişmeler olmayacak ve daha az insan ölecekti, diye düşündük. Bir tek kurşun atmadan görevimizi tamamlayarak dönecektik. Beklenmedik gelişmelere müdahale etmek zorunda kalırsak savaşanlar buna karşı çıkmayacaktı. Bütün bunlar ve diğer hususlar bir belgeye bağlandı, nispeten garantiye alındı."
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, tezkere konusunda hükümetle aynı görüşte olduklarını belirtti.

Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’ün, tezkereden rahatsız olmadıklarını, sorunun ‘asker rahatsız’ haberinden kaynaklandığını da söyledi. Org. Özkök’ün sözünü ettiği haberin sahibi olarak bu konuya açıklık getirmemizde fayda var. Türkiye ile ABD arasındaki mutabakat görüşmeleri sürerken yansıttığımız bu rahatsızlık, ABD’nin, Kuzey Irak’taki gruplara uçaksavar dahil ağır silahlar dağıtmak ve bu konuda ısrar edilmesinden duyulan rahatsızlıktır. Bir yandan Türkiye, Kuzey Irak’ta muhtemel askeri ve siyasi gelişmeleri ABD tarafıyla görüşmelerde güvence altına almaya çalışırken, bir yandan Kuzey Irak’ta bu grupların silahlandırılması ve silahların toplanması konusunda yaşanan tartışmalar bu rahatsızlığın kaynağını oluşturmuştur. Bize yansıtılan rahatsızlık asker gönderme ve bulundurma tezkeresinin içeriği ve siyasi yönü ile ilgili değil, ABD’nin Kürt gruplarıyla, Ankara arasındaki tavrını netleştirmemesiyle ilgilidir. Bunun göstergesi ABD tarafının Kürt grupların silahlandırılması isteği ve bu silahların toplanması konusundaki isteksizliktir. Bu gruplara uçaksavar dağıtılmak istenmesinden duyulan rahatsızlık yansıtılmıştır. Ayrıca bu rahatsızlık ABD ile yapılan görüşmelerde de dile getirilmiştir. Türk tarafı görüşmeler boyunca bu kaygılarını giderecek güvenceler almaya ve bunu mutabakat metnine geçirmeye çalışmıştır.
Org. Özkök’ün açıklamasında "Beklenmeyen gelişmelere müdahale etmek zorunda kalırsak savaşanlar buna karşı çıkmayacaklardı. Bütün bunlar ve diğer hususlar bir belgeye bağlandı, nispeten garantiye alındı" sözleri iyi okunmalıdır, "nispeten" sözü önemlidir. ABD’den alınan garantinin bir müzakere gerektirdiği ve nispeten sonuç alındığını göstermektedir.
Kuzey Irak’taki grupların silahlandırılması konusunda haberler gelmeye devam ediyor.
Bu konuda rahatsızlık tümüyle giderilmiş durumda mı?
Kürt grupların silahlandırılması ve Türkmenlerin dışlanması konusunda rahatsızlık giderilmiş, kaygılar ve kuşkular tümüyle ortadan kaldırılmış değil.
Ancak anlaşılan şu ki, bu bilgilerle yansıttığımız rahatsızlık, geçtiğimiz hafta içinde tezkereye ret oyu verenlerin bazıları tarafından gerekçe olarak kullanılmış ve sonuç Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mal edilmeye çalışılmıştır.
Askeri - teknik konulara ilişkin rahatsızlığın haberleştirilmesinin siyasi talimat gibi algılanması bizim sorunumuz değil.
Haber ve olay bundan ibarettir.