Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Gül'ün Çankaya'ya çıkması yeni bir durumdu. Bazı açılardan "ilk"ler taşıyordu. Gül ve AKP açısından bakıldığında Çankaya daha önce geçilmemiş bir eşikti. Gül'ün cumhurbaşkanı almasıyla bu eşik de geçilmiş oldu.Kurumlar yeni durum karşısında yeni pozisyonlarını belirliyorlar.Yeni pozisyon alma siyaset kurumlarında da devlet kurumlarında da gözleniyor.Bu açıdan şöyle bir özet yapılabilir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden sonra yaşadıklarımız, yeni döneme ilişkin olarak kurumların pozisyonlarını yavaş yavaş netleştirmeye başladıklarını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, seçildiği günden bu yana, "gerginlik yaratmamaya özen gösteren" bir pozisyon aldı. Hem davetli hem de ev sahibi olduğu resepsiyonlara eşsiz giderek, "türban" tartışmasına ortam oluşmasını engelledi.Gül, "türban"ı eşsiz davet yöntemiyle alan dışı tutarak kendine göre bir "eşitlik" ortamı yarattı. Ancak bunu genel bir kural haline getirebilir mi? Her davet için uygulayabilir mi? Bu soruların yanıtı için 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonu önem taşıyacak.Bunun dışında Gül, bütün siyasi partilere Çankaya'nın açık olduğu mesajını da verdi. Herhangi bir ayrım yapmadı.Gül'ün toplumun bütün kesimleriyle diyalog halinde bir Çankaya yönetimi göstereceği, verdiği işaretlerden anlaşılıyor. Ayrıca özellikle dış politikada aktif bir cumhurbaşkanı olacağı da belli.CHP'nin boykotu ve TSK'nın mesafeli duruşuna karşın, bir "küskünlük" içine girmeyeceği de görülüyor. Gül'ün pozisyonu CHP, yeni duruma karşı ilk pozisyon alan parti. Baykal ve CHP'nin, Gül'ün cumhurbaşkanlığı konusunda herhangi bir meşruiyet sorunu görmediği, ancak Çankaya ile temas içinde olmayacağı da söylem ve eylemleriyle kesinleşti. Cumhurbaşkanı ile CHP arasında, "devlet zirvesi" dışında diyaloğun olmayacağı anlaşılıyor. CHP'nin pozisyonu DSP'de ise kafa karışıklığı var gibi. Gül ile Baykal arasında kalmış bir görüntü veriyor. CHP'den farklılaşmaya çalışıyor ama Gül'e de mesafeli durmak istiyor. İkisi de tam olmuyor. Verdiği izlenim bu.MHP'nin pozisyonu ise farklı. MHP, Gül'ün seçilebileceği ortamı sağlayan parti konumunda. Cumhurbaşkanı Gül'le bir sorunu yok. MHP'de türbana bakış da CHP gibi değil. Bahçeli ve MHP'nin hassasiyeti Gül ve türban değil, "üniter yapı, ulusal bütünlük". Önümüzdeki dönemde de MHP'nin bu konularda yoğunlaşacağı açık.CHP'den çok farklı bir pozisyon alan MHP, "kriz değil çözüm üreten muhalefet" anlayışıyla destek göreceği düşüncesinde. "Yapıcı ana muhalefet" hedefi gözettiği söylenebilir. DSP ortada Gül'ün cumhurbaşkanlığı karşısında Genelkurmay da pozisyonunu belirlemiş durumda. Kabullenme açısından bir sıkıntı yaşadığı açık. Gül'ün seçilmesinden memnun oldukları söylenemez. Ancak, TSK açısından da bir meşruiyet sorunu elbette yok.Yazılı kurallar çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül'le görevlerinin gerektirdiği gibi çalışacaklar. Bunun dışında zorunlu olmayan hallerde faaliyetlere katılmayacakları veya düşük düzeyde temsil edilmeyi tercih edecekleri anlaşılıyor. fbila@milliyet.com.tr TSK'nın pozisyonu