Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yeni RTÜK Yasası, Meclis'te üç hafta boyunca tartışıldıktan sonra kabul edildi.
Tartışmalar, yasa hükümlerinin teknik analizinden çok kişisel takıntılar ve genel siyasi mülahazalar ekseninde yürütüldü. İçtüzük olanaklarının kullanılmasıyla kendini tekrarlayan engelleme ve kabul ettirme yöntemleri ağırlıklıydı.
Televizyon yayıncılığı piyasasının bugünkü koşullarda Hazine arazisi üzerine kurulmuş bir gecekondu niteliği taşıdığı söylenebilir. Yeni yasanın hazırlanış gerekçelerinden biri budur.
Yeni RTÜK Yasası'nın en çok tartışılan yönlerinden biri televizyon şirketlerinin sermayesi oldu. Yasayı savunanlar, hisse sınırlamasının kaldırılmasıyla, televizyonların arkasındaki sermayenin halkın gözü önüne çıkacağını vurguladılar. Karşı çıkanlar ise mevcut sınırlamaların sürdürülmesinde sakınca görmeyerek televizyonların paravan isimlerin üzerinde görülmesine itiraz etmediler.
Yeni yasanın sermayeyi açığa çıkaracak ve televizyon şirketlerinin halka açılmasına olanak sağlayacak düzenlemeleri yerindedir.
Yasa yürürlüğe girdiğinde, bugüne kadar paravan isim ve şirketler üzerinde görülen televizyonların gerçek sahiplerinin üzerine geçirilmesi süreci başlayacaktır. Televizyonunu üzerinde göstermekten çekinmeyenler ile çekinenler de böylece anlaşılacaktır.
Amacı medya sektöründe yatırım yapmak, medya işiyle profesyonelce uğraşmak, bu sektöre kar elde etmek amacıyla girmek olanlar, pay sahipleri defterine isimlerini yazdırmaktan çekinmeyeceklerdir.
Ancak, bunu yapmayanlar da çıkacaktır. Onlar yine paravan isim ve şirketleri sermaye sahibi gibi gösterip saklanmaya devam edeceklerdir. İşte kara para sahiplerini, siyasi amaçla, yasadışı örgütlerin kontrolünde televizyon yayıncılığını sürdürenleri ve mafya gücü kullananları bunların içinde aramak gerekir.
Yeni yasanın sermayenin niteliği ve amacını sınama olanağı verecek bu düzenlemesinin yanı sıra halka açılma olanağı tanıması da önemlidir. Bugün kapalı kutu olan televizyon şirketleri yeni yasayla halka açılabileceklerdir. Halka açık şirketler gelişmiş ülkelerde "ekonomik demokrasi"nin en önemli araçları ve göstergeleri durumundadır. Türkiye'de de televizyon şirketleri halka açılırsa, halkın denetimine de açık hale geleceklerdir. Ayrıca, bu şirketler Sermaye Piyasası Kurulu'nun da denetimine gireceklerdir. Bu çifte denetim, televizyon sermayesini ve faaliyetlerini halkın gözü önünde tutacaktır.
Akla kara daha kolay anlaşılacaktır.