Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin hesap hatası yaptığı Batı basının ortak kanısı.
Yanlış zamanda yanlış bir adım atarak Güney Osetya’ya giren Saakaşvili, bölgeden çekilmek zorunda kaldığı gibi tek taraflı ateşkes ilan etmek zorunda kaldı. Rusya’nın dayattığı “saldırmazlık taahhüdüne” de direnmesi zor görünüyor.
Seçimlerde Güney Osetya’da kontrolü yeniden ele geçirme sözü veren Saakaşvili’nin bu sözünü yerine getirmek için yanlış bir zaman ve yöntem seçtiği anlaşılıyor.
Rusya’nın gösterdiği sert tepkiyi hesaplamış olsa bile, ABD’den hatta NATO’dan güçlü destek göreceği hesabının doğru çıkmadığını kısa sürede kendisi de anlamış olmalı. Televizyondaki ifadesinden bu konuda şaşkınlık geçirdiği yansıyordu.
Güney Osetya’da kontrolü ele geçirmek bir yana, tümüyle kaybettiği gibi, bölgeyi de Rus askerlerine teslim etmiş oldu. Gelen haberlere göre, Rusya, yüzlerce tank ve binlerce askeri Güney Osetya’ya soktu ve Tiflis’i tehdit etmeye başladı. Rusya bu kadarla da kalmadı aynı anda Abhazya’ya da 10 bine yakın asker yığdı. Ayrıca Gürcistan sahillerine gelen Rus donanması, ülkeyi denizden de ablukaya aldı.
Hem Güney Osetya’da hem de Abhazya’da konuşlanan, hem denizden abluka uygulayan Rus birlikleri, Gürcistan’ı üç cepheden kuşatmış oldu.
Saakaşvili’nin Güney Osetya ve Abhazya’da kontrolü ele alması bir yana şimdi bu ablukadan ve kuşatmadan kurtulması gerekiyor.
Bugün itibariyle daha fazla toprak ve itibar kaybetmiş olan Saakaşvili’nin koltuğunu koruyup koruyamayacağı da merak konusu. Rusya’nın Saakaşvili’yi koltuğundan etmek için baskı yapacağı da açık.
Saakaşvili’nin bu hatası, Rusya’yı Kafkasya’da yeniden etkili bir aktör konumuna getirdi. Rusya, artık Kafkasya’da ben de varım, deme şansını yakaladı.
Bu tablo Saakaşvili’yi koltuğundan edebilir.
ABD yardımı
Gürcistan liderinin Güney Osetya’ya askeri hamle yaparken, ABD’den gelecek yardım konusunda politik koşulları iyi değerlendiremediğini söyleyebiliriz.
Seçim sürecine girmiş olan ABD’nin, Saakaşvili’nin beklediği müdahaleyi yapacak siyasi ve askeri koşullara sahip olmadığı görülüyor. Washington’da yeni yönetim oluşuncaya kadar ABD’nin yeni askeri cepheler açmaya yönelmeyeceğini Saakaşvili göremedi.
Keza NATO’ya girmek istemekle NATO üyesi olmayı birbirine karıştırdığını söylemek de mümkün.
Bakü-Ceyhan’daki patlama
Rusya’nın, ABD yanlısı Gürcistan yönetimine karşı Osetleri ve Abhazları desteklediği biliniyordu.
Ankara kulislerinde Moskova’nın Türkiye’nin Gürcistan’a sağladığı destekten rahatsız olduğuna ilişkin yorumlar yaygın. Rusya’nın bu rahatsızlığıyla geçtiğimiz günlerde Erzincan yakınlarında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na yapılan sabotaj arasında bağlantı kuran uzmanlar da var.
Örneğin Dr. Nihat Ali Özcan böyle düşünüyor. Dr. Özcan şu değerlendirmeyi yaptı:
“Erzincan yakınlarında Bakü-Ceyhan boru hattındaki patlamayı kimin yaptırdığını iyi düşünmek gerekir. Eylem PKK eylemi olarak görülse de, arkasında Rusya’nın rahatsızlığı bulunabilir. Bu eylemde PKK taşeronluk yapmış olabilir. Ortaya çıkan 1.5 milyar dolarlık zarar bir yana, Bakü-Ceyhan boru hattına yapılan sabotaj hem ABD, hem Türkiye hem de Gürcistan’a yönelik bir mesaj niteliğinde olabilir. Ankara bu patlamanın üzerinde bu yönleriyle de durmalıdır.”
Rusya’nın, Saakaşvili’nin hatasından yararlanarak azımsanmayacak bir askeri güçle girdiği Kafkasya’dan kolayca çıkmayacağını tahmin etmek zor değil.
Kafkasya’da başlayan yangın Türkiye’yi de sıkıştıracak gibi görünüyor.
