Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD'nin, uğradığı terörist saldırıya nasıl yanıt vereceği beklenirken, bir yandan da "savaş reklamları" yapılıyor.
Dünya ve Türk kamuoyuna, ABD bu saldırıya nasıl karşılık verirse versin yeridir, yargısı yerleştiriliyor. Durum Körfez Savaşı'ndan çok farklı olduğu halde, ABD'nin yanında oluşturulan koalisyonun saldırı hazırlıkları, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Batı dünyasında çoktan meşruiyet ve kamuoyu desteği kazandı.
Bu konuda en istekli kurumlardan biri de sanki Türk medyası gibi görünüyor. Her gün yayımlanan savaş senaryoları, ABD'nin elindeki savaş gücü, Afganistan haritaları, dakika başında tekrar yayına sokulan, "savaş hali" jenerikleri, haber vermekten çok bilerek veya bilmeyerek "silah ve savaş" reklamları gibi görünüyor.
Afganistan'ın dağ dağ, tepe tepe yayımlanan haritalarının üzerine kondurulmuş çeşit çeşit Amerikan savaş uçakları, füzeleri, en yakın denize konuşlandırılmış uçak gemileri, yakınlardaki üslerde havalanmaya hazır jetler... Her birinin yanına iliştirilmiş ne kadar zamanda ne kadar insan öldürebileceğini anlatan silah künyeleri...
Medya savaşa çoktan girmiş durumda...
"Ne oluyor, ne oluyoruz" diye sormak gerekirken, "ABD vurdu mu, oturtur" zihniyetiyle çığırtkanlık yapılmasını anlamak mümkün değil...
ABD yönetimi ve halkının duygusal tepkilerini anlamak mümkündür. Saldırıyı bir gurur meselesi haline getirdikleri zaten belli. Söylemlerinin akıldan çok, intikam duygusu yansıttığı da açıkça görülüyor. Ancak, sırf intikam duygularını ve kırılan gururlarını tamir etmek için ABD'nin yapacağı somut hedefi belli olmayan bir genel saldırı, savaş gücünü kanıtlamak, büyüklüğünü göstermek için binlerce insanın ölmesi tarihe karşı izah edilebilecek bir durum değildir. Bu New York kulelerinde ölen binlerce masum insana binlerce masum insan daha katmaktan öteye anlam taşımaz.
ABD etrafında oluşan koalisyon, böyle bir yöntemle New York saldırısının öcünü almayı değil, saldırının gerçek sorumlularını ortaya çıkarmayı ve terörle kaynaklarını kurutacak biçimde mücadele etmeyi hedef almalıdır.
Savaş hali körüklemesinin yanlışlığı kadar, olayı, dinler arası savaş, uygarlıklar arası savaş, gibi görüp göstermek de yanlıştır. Hangi dinden olursa olsun fanatikleri bir dinin temsilcileri gibi görmek de akılla bağdaşmaz. Bu olayda, fanatikleri, terör örgütlerini mahkum ederken bütün İslam alemini mahkum etmek de hem çok büyük haksızlık, hem de çok tehlikeli bir yaklaşımdır.
Teröre karşı mücadele ediyoruz diye, devletler ve dinler arasında savaş çıkarmak, belki New York kulelerini yıkanların amacına daha uygun düşer. Dünya bu hataya düşmemelidir.
Eğer bu vahşeti yaratan caniler, Afganistan'daki terörist örgütlerse, onlarla ve onları koruyan devlet ve yönetimleriye mücadele etmek başka şeydir, "Al sana yanıt" diye Afganistan'da taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmamak ayrı şey...