Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ergin Saygun Paşa, ameliyat masasındayken tahliye oldu! Adli Tıp Kurumu, hastalığı nedeniyle cezaevinde kalamayacağına karar verdiğinde Saygun Paşa, 8,5 saat sürecek, hayati riski bulunan açık kalp ameliyatı için masaya yatmıştı.
Saygun, ameliyathaneye gitmeden bir de not yazdı:
“Bu ameliyat, hastanenin, ‘kapakçık sorunları nedeniyle hastanede kalması uygun değildir, enfeksiyon kapabilir’ raporunun mahkeme tarafından dikkate alınmayarak, tutuksuz yargılanmamı kabul etmemesinden kaynaklanmıştır. Vebali de mahkemeye veya bu kararı verenlere aittir.”
Ergin Saygun, bu notu yazıp, sevenlerine el sallayarak ameliyata gitti.
Gece yarısı “tahliye” kararı geldi ama Saygun Paşa’nın haberi olmadı.
Tedavi gördüğü sivil hastane, “burada kalması sakıncalı, enfeksiyon kapabilir” demesine karşın, tahliye kararı vermeyen mahkeme, ameliyat günü bu kararı verdi.
45 gündür beklenen rapor da Adli Tıp’tan yine ameliyat günü geldi!
Doktorları, “ciddi kalp hastası” demesine rağmen Saygun Paşa’nın hasta olduğuna inanmayanlar, ancak ölümcül hale gelip 8,5 saatlik ameliyata girince inandılar ve belki de doğacak sorumluluğu düşünerek, tahliye kararı verdiler.
Kuşku yok ki, Saygun Paşa’ya gelen geç kalmış bir tahliye kararıdır.

Saygun Paşa’nın onuru
Ağır kalp rahatsızlığı olduğu, aylarca hastanede yatmasına, cezaevinden tam 11 kez acil şekilde hastaneye sevk edilmesine rağmen, tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verilmeyen Saygun Paşa’nın kaçmasından mı endişe ediliyordu?
Oysa Saygun Paşa’nın, hem kendisinin hem de devletinin onuruna ne kadar düşkün olduğunu, “Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz, bir Türk generalini arayamazsınız” diyerek, Beyaz Saray’ın kapısını çarpıp çıktığında bütün dünya anlamıştı.
Bu onurlu tepkisine, ABD’li mevkidaşı da saygı göstermiş ve Saygun Paşa’nın kaldığı otele gelerek özür dilemişti.
Ergin Saygun, Beyaz Saray’da bu tepkiyi gösterirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik ediyordu.
Yargılama sürecinde O’nu en çok üzen, hayati riski olan bir kalp rahatsızlığı olduğu halde, hastaneye, “gatakulli” için gittiği yolunda yapılan maksatlı yorumlardı.
Paşa’nın doğruyu söylediği, ancak ölümle pençeleştiği ameliyat masasında kabul edildi!

Başbakan’ın telefonu
Başbakan Erdoğan, İlker Başbuğ gibi Ergin Saygun’la da çalışmıştı. Saygun Paşa, Genelkurmay İkinci Başkanı olarak Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisine de katılmış, Washington’daki temaslarında heyette yer almıştı.
Başbakan Erdoğan’ın, komutanların hele Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un terörist olarak nitelenmesine karşı çıkan konuşmasından sonra, dün de Saygun’un ailesini arayarak geçmiş olsun dileğini iletmesi, doktorlardan bilgi alması yerinde bir davranış oldu.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in de aynı ilgiyi göstermesi zaten beklenen bir davranıştı.
Saygun Paşa’nın kızı Ece Saygun’un aylardır verdiği sadece hukuk mücadelesi değil aynı zamanda bir sağlık mücadelesi olduğu unutulmamalı.

İnsani boyut
Yargılama sürecinde çok büyük dramlar yaşandı.
Kuddusi Okkır gibi cezaevinde kanser olup yaşamını yitirenler, Ali Tatar gibi suçlamaları onuruna yedirmeyip yaşamına son verenler oldu.
Ergin Saygun’un ağır kalp hastası olduğu biliniyordu. Ölümcül hale gelinceye, ameliyat masasına yatıncaya kadar tahliye edilmedi.
Keza eski Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’na da kanser teşhisi konuldu, genç yaşında oğlunu toprağa verdi. Hastalığı ve yaşadığı drama rağmen yıllardır tutukluluk hali devam ediyor.
Hastaların, engellilerin, yaşlıların denetimli olarak serbest bırakılmasına ilişkin yasa da yürürlüğe girdi.
Tutuksuz yargılamanın esas alınması gerektiği halde tutuklu yargılamanın artık cezaya dönüştüğü gerçeği ve dosyaların insani boyutu da dikkate alınmalı.