Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Taraf’ın gündeme getirdiği “Balyoz darbe planı” iddiasına ilişkin dokümanların Genelkurmay kayıtlarında bulunmadığı açıklandı. 1. Ordu’nun 3-5 Mart 2003’te gerçekleştirdiği Tatbikat Semineri dokümanları arasında bu tür bir metnin veya konuşmanın bulunmaması gerektiği de duyuruldu. Ancak seminerde neler konuşulduğuna ilişkin dokümanın da kayıtlarda olmadığı, buna ilişkin sonuç raporunun yönerge gereği 4 yıl sonra imha edildiği bilgisi de verildi.

Emir-komuta işi değil
Taraf’ın yayımladığı gibi bir doküman varsa, bunun emir-komuta zincirinin bir ürünü olmadığı anlaşıldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök) ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın (Aytaç Yalman) onayı veya emrine dayalı bir çalışma söz konusu değil.

Seçenekler
Bu bilgilerin ortaya koyduğu çerçeve içinde şu seçeneklerden söz edilebilir:
1- Genelkurmay’ın savaş haline ilişkin planının bir parçası olarak 1. Ordu’nun görevini nasıl icra edeceğine ilişkin tatbikat semineri sırasında görev alanı dışına çıkılarak başka bir tatbikat semineri yapıldı veya normal tatbikat semineri akışından çıkarılarak Taraf’taki iddialar gibi geliştirildi.
2- Veya Genelkurmay’ın savaş planına uygun biçimde normal tatbikat semineri yapıldı; ancak bir kişi veya ekip ayrı bir darbe planı hazırladı.
3- Tatbikat Semineri sonrasında hazırlanan resmi sonuç raporuna, Taraf’ın yayımladığı dokümanla ilgili hiçbir bilgi konulmadı; rapor olması gerektiği gibi hazırlanıp KKK’ya ve Genelkurmay’a gönderildi; 4 yıl bekledikten sonra yönerge gereği imha edildi.

Sorulması gereken soru
Bu seçeneklerden hangisinin doğru olduğu ortaya çıkarılabilir. Konu zaten sivil savcılığa intikal etmiş durumda. Yargı süreci bilgi ve belgelere ulaşacaktır.
Ancak burada sorulması gereken önemli bir soru var. Dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Org. Çetin Doğan, bu tür tatbikat seminerlerinin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı veya görevlendirecekleri üst düzey bir general tarafından izlendiği bilgisini vermişti. Bu durumda söz konusu semineri de dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Aytaç Yalman veya görevlendirdikleri bir üst düzey komutanın izlemiş olması gerekiyor. Dolayısıyla bu semineri Genelkurmay adına kim izledi sorusu önem taşıyor.
İzleyen komutanın bilgisine başvurmak konuyu aydınlatabilir. Genelkurmay Başkanlığı yetkisine uygun bir yöntemle bu konuyu inceleme/soruşturma altına alabilir. Sivil savcılık da kuşkusuz bu yönünü araştıracaktır.

Hükümetin direktifi
Bütün ülkelerin olduğu gibi, kuşkusuz, Türkiye’nin de genel bir savaş planı var. Bu planların nasıl hazırlandığı da sır değil. Savaş halinde uygulanacak harekât planları, Milli Askeri Strateji Dokümanı’na (MASD) dayanılarak hükümet direktifiyle hazırlanıyor. Bu direktif sadece TSK’ya değil sivil kamu kurumlarına da veriliyor ve uzmanlık alanlarında savaş halinde uygulayacakları planların hazırlanması isteniyor.
Hükümetin direktifi üzerine de Genelkurmay genel bir plan hazırlıyor. Bu plan Kara, Hava, Deniz kuvvetleriyle Jandarma Genel Komutanlığı’nı kapsayan müşterek bir plan niteliğinde oluyor. Kara Kuvvetleri’ne bağlı olarak da ordular görev bölgeleriyle ilgili planları hazırlıyorlar. Her birlik bu planların uygulanmasına, güncellenmesine ve geliştirilmesine ilişkin olarak fiili tatbikatlar veya tatbikat seminerleri yapıyor. 1. Ordu’nun tartışılan semineri de bu bağlamda yapılmış olması gereken bir çalışma.
Bu planlar koşulların değişmesi halinde de yeni koşullara göre değiştiriliyor, bu çalışma da yine hükümet direktifiyle oluyor. Bu halde Türkiye’nin genel savaş planı ve bunun içinde 1. Ordu’nun görev planını başbakan, cumhurbaşkanı istediği zaman görebiliyor.