Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiyeyi haftalardır meşgul eden bu yasayla ilgili tartışmalar imam hatip liseleri ve laiklik ilkesi etrafında yoğunlaşmıştı.Çok iyi ve çok titiz bir hukukçu olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Sezerin veto gerekçeleri, yasanın Anayasaya aykırı yönlerini oluşturuyor. Bu aykırılıklar veto gerekçelerinde yer alıyor.Cumhurbaşkanının, Anayasaya aykırılık gerekçeleri kadar, laiklik ilkesi ile öğrenim birliğinin anlamı ve amacı konusundaki yaklaşımı bugüne ve geleceğe ışık tutacak nitelikte...Sezerin bu yaklaşımına geçmeden önce sorunu bütün açıklığıyla ortaya koymakta fayda var.Hükümetin YÖK düzenlemesinde asıl amacının imam hatip liseleri olduğu açık. Bunun nedeni imam hatip okullarının Türkiyede yıllardan beri siyasete alet edilmesidir. Bu okullardaki öğrenci ve ailelerinin oy deposu gibi görülmesinden kaynaklanan sorun yıllar boyunca büyütülmüştür. İmam hatipleri siyasette "arka bahçe" ilan edecek kadar ileriye götüren bu istismar, en fazla bu okulların öğrencilerine ve velilerine zarar vermiştir.Bu konudaki siyasi tartışmanın özü şudur:AKP ve öncesinde benzeri siyasi çizgide olan partiler açısından temel amaç, din ağırlıklı bir eğitimden geçmiş bir toplum yaratmaktır. Yönetimde ve günlük yaşamda din ağırlıklı tercih kullanacak bireylerden oluşan bir toplum. Kuşkusuz böyle bir toplumun siyasi tercihi de bu partiler olacaktır. Bu hedef, Cumhuriyetin kuruluşundan beri özellikle laik yapıya muhalif olan siyasi akımların ve partilerin ortak noktasıdır. Bu hedefi gütmemekle birlikte iktidara gelen merkez sağ partiler de kolay oy alınabilecek bir kesim olarak gördükleri için bu okulların sayısını artırarak, dolaylı da olsa aynı amaca hizmet etmişlerdi. Hatta oy desteği için askeri yönetim dönemlerinde bile bu yola başvurulduğu bir gerçektir.Cumhurbaşkanı Sezerin de vurgu yaptığı gibi bu siyasi istismar o kadar genişlemiştir ki, imam hatip okulları, genel liselere alternatif okullar haline gelmiş ve "ikili öğrenim" tablosu yaratmışlardır.Oysa, Anayasanın ve Öğrenim Birliği Yasasının gerekçelerinde belirtildiği gibi temel amaç laik eğitimdir. Öğrenim birliği ilkesi, laiklik ilkesinin uygulayıcısı ve destekleyicisi olarak, Sezerin ifadesiyle, "Akla, bilime dayalı programlarla çağdaş uygarlık hedefine yönlendirilmiş yurttaşlar yaratmaktır." Sezer, veto gerekçesinde bu vurguyu yaptıktan sonra, amaç bu olduğu halde, "İkili öğretim, yani bir yanda akla ve bilime, öte yanda dinsel öğretiye dayalı öğretim toplumda ikiliğe yol açacak, kaos ve karmaşa yaratacaktır. Bunun çağdaşlaşma ve ulusal birliğe zararı açıktır" diyerek, sorunun toplumsal ve siyasi özünü ortaya koymuştur.İmam hatip liseleri çerçevesinde ise sorun bu okulların amacına uygun biçimde işlev görüp görmedikleridir. Yine Cumhurbaşkanının da vurgu yaptığı gibi bu okulların kuruluş amacı, imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğreticiliği gibi alanlarda dini hizmetleri yerine getirmek amacıyla öğrencileri bu mesleğe hazırlayıcı programlar çerçevesinde eğitim ve öğretim verilmesidir. Ancak, bu okulların ve öğrenci sayılarının amacı aşan biçimde, siyasi güdü ve amaçlarla, fazlalaştırılması, ortaöğretimde ikili bir yapı yaratmıştır.Sezer, bu okulların amacından saptırıldığını şöyle ifade etmektedir:"Yapılan incelemeler, sonraki düzenleme ve uygulamalarla imam hatip liselerinin amacından saptırıldığını göstermektedir. Geçen zaman içinde imam hatip liseleri genel liselere alternatif öğretim kurumları durumuna getirilmiş, ikili eğitim - öğretim sistemi yaratılarak eğitim birliğine ve laiklik ilkesine aykırı düşecek önemli uygulamalar yapılmıştır."Bu saptamalardan sonra Sezerin şu önerisi de yerine oturmaktadır:"İmam hatip liseleri ülkenin din adamı gereksinimini karşılamak amacıyla kurulduklarına göre, bu liselerin hem okul, hem öğrenci sayısı olarak ülke gereksiniminin gerektirdiği düzeyde tutulması öğretim birliği ve laiklik ilkelerine uygun düşecektir."Din eksenli partilerin imam hatip okullarıyla ilgileri, yaratmak istedikleri vatandaş prototipinin bir göstergesidir.Çatışmanın özü buradadır. fbila@milliyet.com.tr Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yeni YÖK Yasasını veto etti.