Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Kıbrıs konusunda Ankara, görüş oluşturma çalışmalarını sürdürüyor. Yarın toplanacak olan MGK'da konu ele alınacak. Toplantının hemen arkasından Başbakan Erdoğan, Davos'a uçacak ve BM Genel sekreteri Kofi Annan'la görüşecek...
Annan görüşmesinden sonra da 28 Ocak'ta Washington'da Başkan Bush'la görüşecek. Başbakan Erdoğan'ın bu temasları Kıbrıs görüşmelerinin yeniden başlamasını sağlamaya dönük olacak...
Odalar Birliği'nin davetiyle Ankara'ya gelen KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, yeniden masaya oturulup oturulmayacağının Başbakan Erdoğan'ın bu temaslarından sonra belli olacağını söyledi.
Talat, gazetecilerle bir araya geldiği Odalar Birliği yemeğinde, aşılması gereken ilk engelin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın koşulları olduğunu söyledi.
Annan koşulları, çözüm için tarafların samimi siyasi iradelerini ortaya koymaları ve masaya otururken, uzlaşma olsa da olmasa da planı referanduma götürmeleri...
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş gibi Dışişleri uzmanlarının da söylediği, üzerinde uzlaşma sağlanamamış olsa da bir belgenin referanduma götürülmesi koşuluna ilk kez rastlanıyor. Gündüz Aktan gibi uzmanlar, Annan'ın bu tutum ve koşulunun BM Yasası'na aykırı olduğunu da düşünüyor.
Başbakan Erdoğan, bu konuda Annan'ı etkileyip bu koşulu değiştirebilir mi?
Bunu Davos ve Washington temaslarından sonra öğreneceğiz...
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat'ın söylemi seçim öncesine göre biraz değişmiş görünüyor. Genel yaklaşımından uzaklaşmamakla birlikte, Türk tarafının çözüm gayretlerine karşın, Rum tarafının Mayıs 2004'ü çözümsüz geçmeye çalıştığını vurguladı. Olayın bir de Rum tarafı olduğuna işaret etmesi ve çözümü ertelemeye çalıştıklarına dikkat çekmesi önemli.
Eğer görüşme masasına oturulacaksa, müzakereleri Cumhurbaşkanı Denktaş'ın başkanlığında bir heyet yürütecek. Talat, bu heyette kendisinin ve yeni Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş'ın da yer alacağını belirtti. "Bazen üçlü otururuz, bazen Cumhurbaşkanı olmaz, biz oluruz, bazen ben olmayabilirim, ama sonuçta bu görüşmeleri Cumhurbaşkanı Denktaş'la birlikte yürüteceğiz" dedi.
Talat, Cumhurbaşkanı Denktaş'la ilgili görüşünü de şöyle açıkladı: "Seçimden önce söylediğimiz şaka değildi. Eğer yeterli oyu alsaydık Denktaş'ı görüşmecilikten alacaktık. Ama halk bize bu izni vermedi. Biz de halkın dediğini yapmak zorundayız. Ayrıca KKTC tanınmadığı için Annan planı toplum lideri, ifadesini kullanıyor. Toplum lideri de Sayın Denktaş'tır. Cumhurbaşkanı olarak heyete elbette o başkanlık edecektir."
Talat, ne pahasına olursa olsun çözüm demediklerini kaydederek, Türk tarafı için vazgeçilmez koşulları da şöyle sıraladı:
"İki kesimlilik, siyasal eşitlik ve Türkiye'nin garantörlüğü"
Talat, Mayıs 2004'e kadar bir çözüme ulaşılmasını kolay görmediğini, ancak, uzlaşmaz tarafın Rumlar olması halinde, Türk tarafının uluslararası alanda rahatlayacağını ifade etti. Talat, çözüme ulaşılması halinde ise AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermekten kaçamayacağını da vurguladı. Bunun en önemli güvencesinin ise Annan planının tam olarak uygulanması için Türkiye'nin AB'ye girmesine bağlayan hükümler olduğunu belirtti.
Türk tarafı masaya oturmak istiyor ama uzlaşmadan referandum koşulu düşündürüyor. Başbakan Erdoğan'ın ön müzakere niteliğindeki temaslarında en çok bu koşulu değiştirmek için çabalaması gerekiyor.