Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Manyas-Kızıksa'da görülen kuş gribinin yayılmasını önlemek için belde merkez olmak üzere 10 kilometre çapındaki bir bölgede karantina uygulanıyor.Hastalığın insanlara geçebilen nitelikte olması, ayrıca kanatlı hayvanlar arasında hızla yayılabilen bir özelliğe sahip olması, tedirginliğin nedenleri.Karantinaya alınan bölge içindeki, hastalığa yakalanmış veya yakalanmamış olsun, bütün kanatlı hayvanlar itlaf ediliyor.Yetkililerce salgın tehdidi olmadığı vurgulansa da tavuk, hindi eti ve yumurta tüketilmesi konusunda vatandaşlar arasında bir tereddüt ve kaygı olduğu gözleniyor.Yetkililer ve bilim adamlarının usulüne göre kesildiği bilinen tavuk, hindi ve usulüne göre pişirilen yumurta tüketilmesinde sakınca olmadığını açıklamalarına karşın, kaygı tümüyle giderilmiş değil.Vatandaştaki güvensizliğin önemli nedenlerinden biri, 1986'da Çernobil faciasından sonra yaşananlar.Faciadan sonra radyasyonlu olması muhtemel olan çayların tüketimi konusunda da benzeri bir kaygı yaşanmıştı. Bu kaygıyı gidermek için dönemin ilgili bakanı televizyonda çay içerek bir risk olmadığını kanıtlamaya çalışmış, çayda radyasyon olmadığını her vesileyle vurgulamıştı. Ancak, yıllar sonra bu bilginin gerçeği yansıtmadığı, radyasyon riskine karşın çayların vatandaş tarafından tüketilmesine göz yumulduğu saptanmıştı. Türkiye kuş gribi nedeniyle bir tedirginlik yaşıyor. Kuş gribinde de aynı risk var mı, yok mu? Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'e dünkü görüşmemizde Çernobil sonrasını anımsatarak, önce bunu sordum. Eker, çok kesin ifadelerle yanıt verdi:"Kesinlikle çay olayı gibi bir durum yok. Aksine ben halkımızın hemen aydınlatılmasından yanayım. Öyle de yaptım. Kimse endişe etmesin, en küçük bir risk olsa bunu hemen kamuoyuna duyuracağım. Zaten düzenli yazılı açıklamalar da yapıyorum."Eker, kamuoyunun zamanında ve doğru bilgilendirilmesi konusunda söz verdi. Hastalık belirtisi konusunda en küçük bir kuşku duyan olursa, hemen en yakın resmi kuruma başvurmasını istedi. 'Çay gibi olmayacak' Eker, hastalığın görüldüğü Manyas-Kızıksa beldesinin önce 3, daha sonra 10 kilometre çapında karantinaya alındığını, bölgeye kanatlı hayvan, yem, suluk gibi giriş-çıkışların durdurulduğunu; kanatlı hayvanların itlaf edildiğini ve gerekli önlemler alınarak gömüldüğünü vurguladı. Bu bölge dışında başka Türkiye'nin başka bir yerinden bugüne kadar bir hastalık ihbarı almadıklarını da ekledi.Eker, veterinerlerin kontrolünde kesim yapılan tesislerde üretilen tavuk, hindi etinin ve usulüne göre pişirmek kaydıyla yumurtanın tüketilmesinde bir sakınca olmadığını kaydetti.Hastalığa neden olan virüsün sadece söz konusu çiftliklerde çalışan ve hayvanlara temas edenlere bulaşması olasılığına karşı gerekli önlemlerin de alındığını belirtti.Bakanlığının bir yıldan bu yana kuş gribiyle ilgili olarak hazırlıklı olduğunu, bu nedenle vakaya müdahale konusunda zaman yitirilmediğini söyleyen Eker, virüsün Rusya'dan gelen göçmen kuşlar tarafından Manyas'a getirildiğinin anlaşıldığını da doğruladı. 'Kontrol altında' Eker, Avrupa Birliği (AB) ve bazı diğer ülkelerin Türkiye'den kanatlı hayvan ithalatını durdurdukları yönündeki haberleri ise şöyle değerlendirdi:"Bu, mevzuat gereği otomatik olarak devreye giren bir karardır. Biz de geçen sene hastalık Rusya'da görülünce aynı kararı otomatik olarak devreye sokmuştuk. Yoksa biz zaten AB ülkelerine ihracat yapmıyoruz. Rusya'ya ihracat yapmıyoruz. Azerbaycan'a, Çin'e yapıyoruz. Bu nedenle ithalat durdurma kararları sektörde panik yaratmasın." 'İthalat otomatik' İngiltere'de lisansüstü öğrenim gören ve doktora derecesi bulunan bir veteriner hekim olan Eker, kuş gribi olayının abartılmaması ama küçümsenmemesi, bu nedenle de tedbirin elden bırakılmamasını salık veriyor. fbila@milliyet.com.tr 'Abartmayalım'