Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bir yandan kamu bankalarını özelleştirmeye çalışan devlet, bir yandan içi boşaltılıp kucağına bırakılan bankaların sahipliğini yapıyor. Bir büyük çelişki...
       Bankacılık Üst Kurulu, bu çelişkiyi giderip bankacılık sektörünü "üçkağıtçılık sektörü" olmaktan kurtarma hedefine kilitlenmiş görünüyor.
       Eskiden bankayı boşaltıp, kendini kurtarmak mümkündü. Bunun örnekleri yakın tarihimizde mevcut.
       Bankacılık Üst Kurulu işe bu "kurtulma" yolunu kapatarak başlıyor. Devreye soktuğu "çete" ve "kamu alacağının tahsili" yasalarıyla, "bankayı batır kendini kurtar" mekanizmasına çomak sokmuş oldu.
       Bundan sonra ne yapılacak?
       Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel ve ekibinin anlayışı şu:
       "Operasyon, Bankalar Yasası'nın verdiği yetkiler ve çizdiği yol izlenerek sürecek. 14. maddeye göre işlem başladı, şimdi diğer yasa hükümlerinin gereği yapılacak. Banka alacaklarının garantiye alınabilmesi için sorumlular varlıklarına ihtiyati tedbir konulması gerekiyorsa, o yapılacak. Dosya tamamlanınca suç oluşturan unsurları itibariyle savcılığa gönderilecek. Artık ondan sonra yargı aşaması. Muhataplar gidip mahkemede hesap verecek. Güvenceli ve inandırıcı ödeme planları mı sunarlar, borçlarını mı öderler, karşılığında varlık mı gösterirler, orası bizi ilgilendirmez. Yargıcın vereceği karar geçerli olur."
       Nitekim Temizel bu anlayışla hareket etti, Egebank, Etibank ve Bank Kapital'le ilgili olarak sahiplerinin varlıklarına ihtiyati tedbir koydurdu. Bundan sonrası da mahkeme aşaması olacak. Temizel'in uygulamasını daha öncekilerden farklı kılan da bu. Sorumluları kişisel varlıklarıyla birlikte takip etmek ve buna olanak veren yasaları tereddütsüz uygulamak. Banka soymayı "organize suç" kavramına sokan, kaçırılan paraları da "kamu alacağı" olarak takip eden Temizel ve ekibi, nasıl bir "temizlik yolu" izleyeceklerini göstermiş oldular.
       Üst Kurul'un bu yolda ilerleyebilmesi için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa'nın daha işler hale getirilmesi, yolsuzluklara bakacak ihtisas mahkemeleri kurulması veya mevcut mahkemelerin "görevli" kılınmasıyla yargının hızlandırılması konularında hükümet ve Meclis'in Temizel'e tereddütsüz destek olmaları gerekiyor. Kurul'un beklentisi bu...
       Kamuoyunun da beklediği artık, bankayı soyanın yanına kar kalmaması...
       Bu sonucun elde edilmesi için de halkın gözüne baka baka banka boşaltanların, hiçbir şey olmamış gibi "itibarlı" işadamı havalarında ortalıkta dolaştırılmaması gerekiyor.
       Temizel'in açtığı "temizlik yolu"nda sonuna kadar gidilmesi, yıllardır özlemi çekilen "temiz toplum"a, "temiz devlet"e, "temiz siyaset"e ve "temiz medya"ya ulaşmanın ilk koşulu...



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr