Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Timur, seferden dönerken fillerinden birini bir köye bırakmış. Demiş ki:
       - Bu file siz bakacaksınız. Yedirin, içirin, koruyun.
       Köylü, eli muhkum; "olur" demiş demesine ama birkaç gün sonra sızlanmaya başlamış.
       Fil doymak bilmiyor, ne bulsa yiyormuş.
       Köylü düşünmüş ki:
       - Gidip Timur'a vaziyeti anlatalım. Biz bu file bakamıyoruz. Neyimiz var neyimiz yok, hepsini sildi süpürdü.
       İyi, güzel de...
       Bunu Timur'a söylemek kolay mı?
       Buna da çözüm bulmuşlar. Timur'dan önce Nasrettin Hoca'ya gitmişler.
       "Hocam" demişler:
       - Durum böyle. Kalk düş önümüze, gidip Timur'a anlatalım. Bu fili geri verelim.
       Hoca, "olur" demiş, düşmüş köylünün önüne...
       Timur'un kapısına geldiklerinde, Hoca, şöyle bir arkasına bakmış..
       Aaaa... O da ne? Arkada kimse yok. Köylü, Timur'dan korkup kaçmış.
       Timur, kapıyı açmış, "Buyur Hoca" demiş:
       - Söyle ne istersin?
       "Vallahi" demiş Hoca:
       - Bizim köylü, senin bıraktığın filden çok memnun. Bir tane daha istiyor!..
       Bizim deprem vergisi de Timur'un fil işine döndü...
       "Nereden buldun" sorusundan kurtulmak isteyenler, şimdi bir vergi daha ödeyecekler...
       Neden?
       Zekeriya Temizel'in Maliye Bakanlığı sırasında yapılan vergi düzenlemelerinin iki temel özelliği vardı:
       1- Nereden buldun, sorusuyla kayıt dışı geliri kayıt içine almak ve böylece hiç vergi ödemeyenleri de vergilendirmek...
       2- Ayırma kuramını biraz hayata geçirip belli bir miktarın üzerindeki sermaye gelirini beyana tabi tutup, belli bir oranda vergilemek...
       Ama kıyamet koptu...
       Servet düşmanlığından, ekonomiyi batırma noktasına kadar herkes ağzına geleni söyledi.
       O kadar ki, devletin en tepesindekiler bile, "Bu hal yüzünden Türkiye'den 100 milyar dışarı kaçtı. Milletin parasının akını, karasını sormanın zamanı mı" diye küplere bindiler.
       TÜSİAD, "Ayşe'anım Teyze"min hakkını koruyorum diye, yeri göğü inletti.
       Vergi yasası değiştirildi; "nereden buldun", "nereden bulursan bul"a; "faiz günahtır" da, "faiz değil, faizden vergi almak günahtır"a dönüştü, gitti...
       Oysa, 1999'da yürürlüğe girip, 2000 yılında sonuç verecek bu düzenlemeler uygulansaydı, belki bugün ek vergiye gereksinim kalmayacaktı.
       "Gitti, gitti" diye arkasından ağıt yakılan, ama gidip gitmediği hala anlaşılamayan 100 milyar dolardan yüzde 10 vergi alınabilseydi, 10 milyar dolar Türkiye'nin depremden kaynaklanan kamu finansmanı açığını fazlasıyla karşılardı.
       Şimdi, vergi vermeyenler, kayıt dışında olanlar, yine rahat...
       Onlar adına Temizel'in düzenlemelerine karşı çıkanlar ikinci kez vergi ödeyecekler.
       Belli bir miktarın üzerindeki faiz gelirinden vergi alınmasına karşı çıkanlar, en karlı ve en güvenli "faaliyet alanı" olarak devletten kağıt alıp satmak suretiyle elde ettikleri trilyonluk vergisiz kazançlarından artık vergi ödeyecekler...
       Timur'un ikinci fili gibi...
       Ne denir?



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr