Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara ziyaretçi akınına uğramış durumda. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz, Dışişleri Bakan Yardımcısı Grossman, İngiltere Dışişleri Bakanı Straw, Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu ve IMF heyeti...
Gündemde Irak, AB, Kıbrıs ve Türk ekonomisi var...
Wolfowitz ve Grossman’ın geniş yelpazeli temaslarında Irak konusunun ön planda olduğunu söyleyebiliriz.
Amerikalıların, Irak’a Kuzey’den müdahaleyi esas alan yeni savaş senaryosuna yanıt aradıkları belirtiliyor. Türk yetkililere ABD ve Ankara’da daha önce yansıtıldığı kaydedilen Irak’a müdahale senaryosu, Türkiye’nin desteğine dayanıyor. Irak’a Türkiye sınırından kara operasyonu öngören bu plan gereğince 10 kadar havaalanı ve Akdeniz limanlarının bildirimsiz kullanılması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin asker desteği vermesini içerdiği seslendiriliyor.
Wolfowitz ve Grossman’ın dünkü temaslarında Ankara’nın yansıttığı hava, sorunun askeri müdahale olmaksızın çözülmesinden yana olmakla birlikte, zorunluluk halinde Türkiye’nin ekonomik kaybının karşılanması ve Kuzey Irak’la ilgili askeri ve siyasi güvenliğinin garanti altına alınması konularında yoğunlaştığını belirtebiliriz.
Kuzey eksenli bir müdahale olması halinde ABD’nin taleplerinin karşılanması için Ankara’nın öne sürdüğü koşullar neler?
Bu koşulları şöyle sıralayabiliriz:
1- Kuzey eksenli savaş ortamının yaratacağı kayıpların Türkiye’ye tahmini maliyeti 20 - 25 milyar dolar olarak hesaplanmış durumda. Ankara bu kaybın ABD tarafından karşılanmasını istiyor. Ayrıca bu kaybın ABD Kongresi’nden geçirilecek birtakım dolaylı yardımlar ve krediler şeklinde değil, doğrudan Bush yönetiminin aldığı ABD Savaş Bütçesi’nden karşılanması gerektiği düşüncesinde. Ankara’nın bu eğiliminin ABD’lilere yansıtıldığını söyleyebiliriz.
2- Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulmasına izin verilmemesi. Irak’ta federasyona gidilmesi halinde Türkmenlerin de Kürtlerle aynı statüye kavuşturulması.
3- Bölgedeki Türkmenler ve Arapların güvenliği açısından operasyonda Peşmergelerin kullanılmaması ve silahlandırılmaması.
4- Kuzey Irak’ta güvenlik ve kontrolün Türkiye’ye bırakılması.
Ankara, bu temaslar sırasında ABD’nin 12 Aralık Kopenhag zirvesinde Türkiye’ye tarih verilmesi konusunda daha fazla ağırlık koyması gerektiğini de Wolfowitz ve Grossman’a iletmiş durumda.
Ankara, askeri operasyonun kaçınılmaz hale gelmesi ve Kuzey’den yapılması halinde bölgede İngiliz kontrolü kurulmasına da soğuk bakıyor. Türkiye güvenliği açısından kontrolün de Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olmasını istiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki hava, muhtemel bir askeri müdahale karşısında, Türkiye’nin güvenliği ve çıkarları açısından aktif bir pozisyon almaktan yana. Körfez Savaşı’nda olduğu gibi gelişmeleri sınırda bekleyerek izleme ve sorunları sınırda karşılama eğilimi yok. Ancak, Ankara’nın koşullarının da ABD tarafından kabul edilmesini ve garanti altına alınmasını gözetiyor.
Washington’un, hükümeti ve Genelkurmay’ı ikna edebilmesi, Ankara’nın isteklerine nasıl yaklaşım göstereceğine bağlı...
Tabii, Türkiye’nin ilk tercihi, Irak sorununun askeri müdahale olmadan çözülebilmesi...