Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Washington


       Başbakan Bülent Ecevit'le ABD Başkanı Bill Clinton'ın Beyaz Saray'daki görüşmesi, ne sanıldığı gibi Türkiye'nin "dolar verin" talebi, ne de ABD'nin, "Kıbrıs'ı verin" talebi olarak nitelendirilebilir. İki liderin görüşmesine en uygun tanımın, "ufuk turu" olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ecevit ve Clinton, bölge ve dünya sorunlarını gözden geçiren, dünyanın yeni koşullarında iki ülkenin durdukları yerleri değerlendiren bir görüşme yaptılar.
       ABD Başkanı Clinton'ın Türkiye'den söz ederken "stratejik ortak" tabirini kullanması Ecevit'in, "yeni dünya koşullarının iki ülkenin siyasi ve askeri işbirliğini çok güçlendirdiği" ifadesiyle örtüşüyor.
       İki liderin bu temel üzerinde birbirlerine mesajları ve olaylara bakışları şöyle özetlenebilir:
       Önce, Clinton cephesi.
       ABD Başkanı, deprem konusunda Türkiye'nin ihtiyaçlarını bildirmesini istiyor. Bu ihtiyaçlar bildirildikçe ABD'nin elinden gelen yardımı yapacağını vaat ediyor.
       Clinton, ekonomik alanda Dünya Bankası ve IMF'nin Türkiye'ye kaynak aktarmasını ve bu süreçte stand - by anlaşması yapılmasını destekleyeceklerini belirtiyor. Enerji konusunda ise Bakü - Ceyhan boru hattını desteklemeye devam edeceğini vurguluyor.
       Ekonomik alanda Başkan Clinton'ın yeşil ışık yakmadığı konu ise FMS kredilerinin silinmesi konusu. Beyaz Saray, böyle bir işlemin Washington'u zor duruma sokacağı düşüncesini ifade ediyor.
       Başkan Clinton'ın hararetle destek verdiği bir diğer konu da, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi. Bunun sadece Türkiye ve ABD için değil, bütün dünya için çok yararlı bir entegrasyon olacağı düşüncesini dile getiriyor. Bu çerçevede, deprem sonrasında Türkiye ile Yunanistan arasında oluşan sıcak atmosferin ve diyaloğun devam ettirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
       Kıbrıs konusuna gelince, Başkan Clinton, G - 8'lerin önkoşulsuz masaya oturma ve BM öncülüğünde görüşmelere başlanması isteğini yineliyor ve ayrıca Kıbrıs Özel Temsilcisi Moses'ı bölgeye göndereceğini açıklıyor. Clinton, Kıbrıs konusunda da sürecin soğutulmadan devam ettirilmesinden yana görüş bildiriyor.
       ABD Başkanı'nın "memnuniyet" ifade ettiği ve desteklediği bir diğer konu da, Türkiye'de insan hakları ve demokratikleşme konusunda atılan adımlar. Buna uluslararası tahkim yolunun açılması gibi ekonomik alanda yapılacak reformlara destek vereceklerini de ekliyor. Clinton, Türkiye'de bu yöndeki reformların arkasında olduklarının altını çiziyor.
       Clinton, Türkiye'nin yeni dünya koşullarındaki işlevini değerlendirirken, Kosova'da oynadığı rolü, Körfez krizi nedeniyle gösterdiği özveriyi, "takdirle" karşıladığını belirtiyor.
       * * *
       ECEVİT cephesine gelince...
       Başbakan, iki ülke arasındaki siyasi ve askeri işbirliğine ekonomik işbirliğinin de eklenmesi gerektiğini vurguluyor.
       Özellikle enerji alanında yapılacak ortak yatırımlara dikkat çekiyor. Ve Bakü - Ceyhan boru hattının önemini vurguluyor. Tekstil kotalarının yumuşatılması ve iki ülke arasındaki dış ticaretin çeşitlendirilmesini istiyor.
       Körfez krizinin Irak'tan sonra en fazla zararı Türkiye'ye verdiğini, bu zararın telafi edilmesi anlayışıyla işbirliğine yönelinmesi gerektiğini ifade ediyor.
       Kıbrıs konusunda Türkiye'nin görüşünü yineleyen Başbakan, KKTC'nin eşit statüsünün kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin bu konudaki ısrarını gündeme getiriyor. Bu gelişme sağlanmadan Türk tarafının tavrında bir değişiklik beklenmemesi gerektiği mesajını veriyor.
       Ecevit, Avrupa Birliği konusunda ise Türkiye'nin anlaşmalardan doğan haklarını talep ettiğini, tarihi ve kültürel bakımdan da kendini Avrupalı gördüğünü kaydediyor.
       İnsan hakları ve demokratikleşme konusunda ise Türkiye'nin kısa sürede gerçekleştirdiği anayasal ve yasal değişiklikleri vurguluyor ve bu yolda Meclis'te çalışmaların devam edeceğini kaydediyor.
       * * *
       ECEVİT görüşme sonrasında, "Başkan Clinton'ın Türk ekonomisine katkıda bulunmak için bir şeyler yapmak istediği izlenimini edindim" diyerek, memnuniyetini vurguluyor.
       "ABD - Türkiye ilişkilerine bağlı olarak herşeyi konuştuk. İlişkilerimiz bütün dünya için önem taşımaktadır" diyerek de, Clinton'ın, "stratejik ortaklık" anlayışını paylaşıyor.


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr