Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “3. reform paketi”ni nihayet açıkladı. Bakan Ergin, adalet sistemiyle ilgili eleştirilere muhatap olduğunda “3. paket yolda” diyerek yanıt veriyordu.
En fazla şikâyet edilen uzun tutukluluk süreleriydi...
Aylar, yıllarca süren tutukluluğun bir önlem olmaktan çıktığı bir cezaya dönüştüğü yolunda toplumda ortak bir kanaat oluşmuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere tutukluluk halinden şikâyet etmeyen kalmamıştı.
Bu sorunun çözülmesi için gözler 3. paketteydi.
Paket açıldı açılmasına ancak “tutukluluk ve uzun tutukluluk hali”ne bir çözüm getirip getirmediği tartışmalı.

“Kanunu uygulayın” düzenlemesi
Ergin, açıkladığı paket yasalaştığında artık tutukluluk kararlarının, gerekçelerinin somut olaylar belirtilerek verilebileceğini söylüyor. Savcı tutukluluk veya tutukluluğun devamı talebinde bulunurken de dayandığı somut gerekçeleri bir bir yazacak, yargıç da karar verirken aynısını yapacak.
Dolayısıyla, kalıplaşmış, matbu gerekçelerle tutuklama yapılamayacak veya tahliye talebi reddedilemeyecek. Savcı ve yargıç gerekçelerini somut olarak sayacak.
Ancak bu düzenlemede neyin yeni olduğu anlaşılamadı. Zaten mevcut kanun hükmü uyarınca da böyle yapılması gerekiyor. Yani savcı tutuklama talep ederken, yargıç tutuklamaya karar verirken gerekçeleri saymak zorunda.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 101. maddesinin 2. fıkrası şöyle diyor:
“Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçeleri gösterilir.”
3. paketten anlaşılıyor ki, şimdi getirilen madde, “mevcut kanunu uygulayın” düzenlemesi olacak.
Mevcut tutuklama veya tahliye isteminin reddiyle ilgili kararlara baktığınızda, kalıp bir gerekçe görüyorsunuz: “Kuvvetli suç şüphesi görüldüğünden” veya “delilleri karartma ihtimalinden” denilip geçiliyor.
Kuvvetli şüphenin hangi delillere dayandığı veya karartma ihtimalinin hangi fiillere dayandığı gibi bir somut gerekçe gösterilmiyor.
Oysa mevcut kanun hükmü bunu zorunlu kılıyor.
Anlıyoruz ki, uygulanmayan maddeyi uygulatmak için bir kanun daha yolda...
Uygulanır mı, bir garantisi yok...

1/3 örgüt üyesi
Hâkim takdirine bağlı olarak tutukluluk süresini kısaltması beklenen, cezayı indiren dolambaçlı bir düzenleme de dikkati çekiyor.
Mevcut uygulamada örgüte yardım eden, örgüt adına suç işleyenler örgüt üyesi olarak da cezalandırılıyor.
Ergin’in açıkladığı pakette bu durumda olanlar için fazla dolaylı bir düzenleme öngörülüyor.
Buna göre örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edenler, yaptıkları yardımın niteliğine göre hâkimin takdirine bağlı olmak üzere üçte iki ceza indiriminden yararlanabilecekler. Yani örgüte 1/3 oranında üye muamelesi görecekler.

Şikâyeti ortadan kaldırır mı?
Açıklanan pakette öngörülen düzenlemeler tutuklu milletvekilleri dahil, tutuksuz yargılamanın esas olmasını sağlayacak hükümler içermiyor. Mevcut sistemde tutuksuz yargılama esas olmasına rağmen tam aksine tutuklu yargılama esas haline gelmiş durumda.
Düzenleme önerilerinde tutuksuz yargılamanın esas alınmasını güçlendirecek, zorlayacak yeni bir hüküm yok.
Mevcut kanun hükümleri zaten bunu öngörüyor.