Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’de başlayan ekonomik krizin dalgaları Türkiye’ye ne zaman ulaşacak ve etkileri neler olacak?
Bu dalganın Türkiye’yi de vuracağı konusunda bir tereddüt yok. İş dünyası, sendikalar, esnaf örgütleri, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları bu konuda hemfikir.
Hükümet başlangıçta krizi pek önemsemeyen bir tutum içindeydi. Son günlerde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil ilgili bakanlar, krizin Türkiye’yi de etkileyeceğini ve bazı önlemler üzerinde çalıştıklarını söylemeye başladılar.
Önlem çalışmalarının iki boyutu var: Birincisi, IMF ile yeni bir anlaşma yapılması, ikincisi daralma ve durgunluğu giderecek bir paketin hazırlanması.
Hükümet önlem almakta geç kalmakla eleştiriliyor. Zaman kaybedildikçe krizin olumsuz etkilerinin daha da fazla olacağına dikkat çekildi.

‘Fırtına devam edecek’
Bu konuda hükümetin dikkatini sık çeken kuruluşlardan biri de TÜSİAD. Bünyesinde en büyük grupları barındıran TÜSİAD’ın Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dün yine hükümetin dikkatini çekti. Yalçındağ, şu saptamayı yaptı:
“Küresel mali sistemden başlayıp reel ekonomiye hızla sirayet eden ve herkesi içine alan bir fırtınanın etkisi altındayız. Çıkış noktası hâlâ net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009’da da devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.”
İş dünyası krizin etkilerinin 2009’da daha net hissedileceği görüşünde. Eksi kalkınma hızlarına ve daralmaya işaret ediyor. Yalçındağ da geç kalındığı görüşünde. Şöyle diyor:
“Türkiye’de küresel krizin yansımalarıyla ilgili olarak spekülatif değerlendirmelerle karşı karşıya kaldık. Siyasi iradenin gerçekçi zamanlı ve bütüncül yaklaşımla tespit ve çözümleri şekillendirmemesi, güven zafiyeti yarattı.”

İşsizlik artacak
Kuşku yok ki, krizden duyulan en büyük kaygı giderek daha çok insanın işini kaybetmesi. TÜSİAD Başkanı, bu sarmalı şöyle izah ediyor:
“2008’in son çeyreği ile 2009’un ilk iki çeyreğinde yapılan tahminler eksi kalkınma hızlarına, yani daralmaya işaret ediyor. Ülkemizin en önemli sorunu olan ekonominin istihdam yaratma gücü ve hızı hızlı bir şekilde düşüyor. Önümüzdeki yılın ilk 6 ayında kaybedilen istihdam yaratılan istihdamdan daha büyük olacak. Tabii yüksek işsizlik oranı tüketim harcamalarındaki daralmayı da beraberinde getirecektir.”
Ekonomide daralma, daralmanın yaratacağı işsizlik, işsizliğin yaratacağı talep düşüklüğü, talep düşüklüğünün yaratacağı daha fazla daralma ve daha fazla işsizlik...
Bu sarmal kırılamazsa her defasında daha fazla insan işini kaybedecek demektir.

Acil önlem ihtiyacı
Bu sarmal bir kez başladığında, yaratacağı zinciri kırmak zor olur. Bu nedenle bu kısır döngü işlemeye başlamadan önlemlerin alınması gerekir. Geç gelen önlem ekonomiyi genişletmeye, istihdamı artırmaya yetmeyebilir.
Kriz hükümet, işveren, işçi ayrımı yapmadan herkesi vuracağına göre, zaman yitirilmeden önlemlerin yaşama geçirilmesi gerekir. Ayrıca, krizin yaratacağı maliyetin sadece çalışan kesime yüklenmemesi de sağlanmalıdır. Bu amaçla, hükümetin işveren, işçi ve esnaf temsilcileriyle bir araya gelerek önlem geliştirmesi gerekir.
TÜSİAD dahil iş dünyası, en büyük işçi sendikaları ve esnaf örgütleri yaklaşan fırtınaya dikkat çekiyor.
Fırtına Türk ekonomisini savurmadan, hükümetin, tüm kesimleri bir araya getirerek hızla uygulanabilir önlemler alması gerekiyor.