Fikret Bila
MİLLİ Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat'ta yaptığı toplantı...
Bu toplantıda alınan kararlar...
MGK'nın aynı tarihli bildirisi...
Hükümetin DYP kanadında beliren çatlak...
DYP'li bakanların istifaları...
DYP'li milletvekillerinin partiden ayrılmaları...
Genelkurmay Genel Sekreteri'nin Başbakan'ı tekzip eden açıklamaları...
Türk - İş, DİSK, TESK ve TİSK'in eylemleri...
Genelkurmay'ın irtica brifingleri...
28 Şubat'tan bu yana Ankara'da neler olduğunu herkes anladı...
Elbette Tansu Hanım da anladı...
Ama, herhalde yanlış anladı...
Öyle olmalı ki, DYP Grubu'nu başbakan olunca her şeyin düzeleceğine inandırmaya çalışıyor.
Sanki, MGK,
"Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların laik ve anti laik ayırımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri" derken,
"dolayısıyla Tansu Hanım başbakan olsun" demek istemiş gibi...
Sanki, MGK,
"Türkiye'de laikliğin sadece rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve toplum huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu" derken,
"haliyle Tansu Hanım başbakan olmalı" demiş gibi...
Sanki, Genelkurmay,
"REFAHYOL'un 11 aylık iktidarında irticai faaliyetler Cumhuriyet için ciddi bir tehlike oluşturacak düzeyde genişlemiştir. TSK gerekirse silah kullanarak Cumhuriyet'i korur" derken,
"bu durumda tek çare Tansu Hanım'ın başbakanlığıdır" demiş gibi...
Sanki, MGK,
"sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasası çıkarılmalı, 163. madde boşluğu doldurulmalı" derken,
"bunu yapsa yapsa Tansu Hanım'ın başbakanlığında REFAHYOL yapabilir" demiş gibi...
Sanki, komutanlar,
"Cumhuriyet'i korumak için hükümetin karşısında durmayı göze aldık" derken,
"eğer Tansu Hanım başbakan olursa, REFAHYOL'un karşısında durmayız" demişler gibi, Tansu Hanım REFAHYOL'a başbakan olmaya çalışıyor...
Buna
"yanlış anlama" denilmez de, ne denilir?
Yazara Email F.Bila@milliyet.com.tr
