Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Susurluk davasına bakan İstanbul 6 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi kararını verdi. Mahkeme, Susurluk davası sanıkları eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ve eski MİT mensubu Korkut Eken'i 6'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Özel timci polislere de 4'er yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme, sanıkları "çete oluşturmak ve yönetmek"ten suçlu buldu.
Devlet - mafya - siyaset - ticaret işbirliğinin tarihe geçecek bir örneği olan Susurluk davası ve Susurluk'ta gizli ilişkiler yumağıyla ilgili bu karar, bir sonuç değil başlangıç niteliğindedir.
Davaya bakan DGM Yargıcı Metin Çetinbaş'ın sanıklar için açıkladığı cezalardan çok, kararına aldığı saptamaları ve bu yolla verdiği mesajlar bu yargıyı doğrulamaktadır.
Yargıç Çetinbaş, açıkça Susurluk'un aysbergin su üstündeki küçük bir bölümü olduğunu ifade ettikten sonra bakın ne diyor:
"Unvanı, görevi, sıfatı, siyasi ya da sosyal konumu ne olursa olsun, suç işleyen herkesin derhal ve en kısa zamanda yargı önüne çıkarılıp hesap vermesi sağlanmalıdır.
Birtakım idari, siyasi ve yasal düzenleme manevralarıyla yargı denetiminin önüne geçilmesi, toplumumuzdaki herkesi üzmekte, korkutmakta, adaleti ve adalet duygusunu zedelemektedir. Suç işleyenin cezasını çekmediği bir toplumda sosyal ve siyasi istikrar sağlanamaz, huzur ve refah tesis edilip sürdürülemez. Suç işleyip de bazı siyasi, sosyal, idari ve yasal koruma kalkanlarını muhafaza edenler ya da kaldırmayanlar unutmamalıdır ki, adalet bir gün onlara da lazım olacaktır."
Yargıç Çetinbaş daha ne desin?
Türkiye gerçeği, özlü ve hiçbir noktayı açıkta bırakmadan ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Bu anlatımla Yargıç Metin Çetinbaş, aslında karşısında bulamadığı sanıkları da bir anlamda yargılamış durumdadır.
Yıllardır Türkiye'nin gündeminde, ellerini, kollarını sallayarak gezen, ancak, Çetinbaş'ın büyük isabetle ifade ettiği gibi ya idari, ya sosyal, ya siyasal, ya yasal "koruma zırhı" nedeniyle yargı önüne çıkarılamayan ünlüler, kamu vicdanını sızlatmaya devam etmektedir.
Her fırsatta "başlarının dik, alınlarının açık" olduğunu haykıran, "ne yaptıysam devletim, milletim için yaptım" diyenlerin hiçbiri dokunulmazlık zırhını çıkarıp Yargıç Metin Çetinbaş'ın karşısına geçmeyi göze alamadılar.
DGM yargıcının kararına aldığı saptamalar, bir yönü itibariyle TBMM'ye çağrı niteliğindedir.
Hükümet ve yüce Meclis bu çağrıya kulak vermelidir.