Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       ANAP lideri Mesut Yılmaz, Anayasa değişikliğinin 69 ve 86. maddeleri de kapsayacak bir paket halinde geçirilmesi konusundaki kesin yanıtını Başbakan Ecevit'e bugün vereceğini söylüyor.
       Yılmaz dünkü görüşmemizde, paketle ilgili olarak, "Ben zirvede değerlendirme için zaman istemiştim" diyor ve bugün Başbakan Ecevit'e vereceği yanıtın çerçevesini şöyle çiziyor:
       "Bu değişiklikler istikrarın devamını sağlayacaksa, biz buna destek oluruz. Ancak bazı konulara açıklık getirmek gerekir. Şöyle ki:
       1 - Biz partilerin kapatılmasının zorlaştırılmasından yanayız. Ancak, parti kapatılmasının tümüyle yasaklanmasına karşıyız.
       2 - 69 ve 86. maddenin pakete dahil edilmesi teklifi, Sayın Başbakan'dan geldi. Değişiklikler bir paket halinde sunulunca bir `pazarlık yapılıyor' izlenimi doğabilir. Nitekim kamuoyunda öyle bir eğilim var. Paket halinde değişiklik böyle algılanırsa, yeni bir süreç başlar ve arkasından başka talepler gelebilir. Örneğin 312. maddeyi kaldırın pazarlığına yönelebilirler. Pazarlık havası ve sürecine mahal vermemek gerekir.
       3 - 69. maddenin değiştirilmesi Fazilet'in kapatılmasını engellemeye yetmeyebilir. Çünkü 69. madde değişikliği ile sadece `odak olma' hali Siyasi Partiler Yasası'na paralel hale getirilecek. Ancak, Başsavcı'nın açtığı kapatma davasında gerekçelerden biri de Fazilet Partisi'nin Refah Partisi'nin devamı olduğu savıdır."
       ANAP lideri Yılmaz, partisinin Başkanlık Divanı'nca da paylaşılan bu görüşlerini, Başbakan Ecevit'e bugün iletirken, "pazarlık ve taviz havasının dağıtılması ve parti kapatılmasının tümüyle yasaklanmaması gerektiğini" vurgulayacak...
       Anlaşılıyor ki, Yılmaz'ın kuşkuları tümüyle giderilmiş değil...

Özkan'ın yanıtı

       Anayasa değişikliği paketinin mimarı ve uzlaşmayı sağlayan isim konumundaki Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, dünkü görüşmemizde yaptığı değerlendirmeyle bir yandan ANAP lideri Yılmaz'ın kuşkularını gidermeye çalışıyor, bir yandan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'a yanıt veriyor.
       Özkan'ın Yılmaz'ın kaygılarını gidermeye yönelik değerlendirmesi şöyle:
       "Yapacağımız düzenlemeyle biz siyasi partilerin kapatılmasını tümüyle yasaklamıyoruz. Sadece Siyasi Partiler Yasası'na koyduğumuz ölçüleri Anayasa'ya taşıyoruz. Bir pazarlık yapıldığı veya taviz verildiği kuşkusuna kapılmaya ise hiç gerek yok. Neden? Çünkü, kesinlikle bir pazarlık içine girilmemiştir. Olay, sadece Siyasi Partiler Yasası ile Anayasa arasında uyum sağlanmasıdır. Çünkü Anayasa'nın 69. maddesindeki hüküm kaldıkça, Siyasi Partiler Yasası'na getirdiğimiz odak olma hallerinin uygulama alanı kalmamaktadır. 312. maddeyi ise pazarlık konusu yapmamız söz konusu değildir."
       Başbakan Yardımcısı Özkan, Başsavcı Vural Savaş'ın yaklaşımının ise "tartışmaları yanlış zemine kaydırmak" anlamına geldiğini söylüyor ve şu karşılığı veriyor:
       "Hazırlanan Anayasa değişiklikleriyle 28 Şubat'ın ilgisi yok. 28 Şubat kararlarıyla ilgili bir sorun da yok. Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat'ta aldığı kararlar doğrultusundaki yasaların bir kısmı zaten çıkarıldı, bir kısmı da Meclis'te hazır. Bu yasaları da Meclis'e bizim hükümetlerimiz gönderdi. Bu bakımdan 28 Şubat'la Anayasa değişikliğini ilişkilendirmek yanlıştır. Yanlış zeminde yanlış konuyu tartışmaktır."
       Özkan, ayrıca siyasi partilerin kapatılması yolunun tümüyle tıkanmadığını Savaş'a yanıt verirken şöyle açıyor:
       "Siyasi partilerin hangi hallerde kapatılacağı Siyasi Partiler Yasası'nda yapılan son değişiklikle belirlendi. Anayasa da bu hükümlere uygun hale getirilecek. Bu, siyasi partilerin kapatılamayacağı anlamına gelmiyor. Eğer Siyasi Partiler Yasası'na göre kapatabiliyorsanız, kapatın. Eğer bir siyasi parti yasaya konulan ölçülere uyan faaliyetler içindeyse yine kapatılabilir. Buna engel bir düzenleme yapmıyoruz ki. Kaldı ki, bir partili suç işliyorsa ceza ona verilmeli. Bir veya birkaç kişi yüzünden bütün partinin kapatılması doğru ve demokratik değil."


Başsavcı'nın yaklaşımı

       Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise Anayasa paketinin bir "taviz" paketi olarak algılanması için yeterli kanıt bulunduğu inancında şu değerlendirmeyi yapıyor:
       "Bu tür yaklaşımlar siyasi hayatımızda ilk kez olmuyor. Bunun geçmişte de örnekleri yaşandı. Örneği Türk Ceza Yasası'nın 141. ve 142. maddelerinin kaldırılması isteniyordu. Ama o günkü iktidarın buna gücü yetmiyordu. 141 ve 142'yi kaldırmak için 163. maddenin de kaldırılmasını kabul ettiler. Böylece oy çoğunluğunu sağlayabildiler. Keza, şimdi tartışılan Siyasi Partiler Yasası'na konulan odak olma hallerine ilişkin hükümler ise, tahkimle ilgili Anayasa değişikliği yapılırken kabul edildi. Bunu herkes biliyor."
       Savaş, "demokratik uzlaşma" kavramına da farklı yaklaştığını belirterek şöyle diyor:
       "Demokrasi uzlaşma rejimidir. Bu doğrudur. Ancak uzlaşma görüşler arasında yakınlaşma anlamında olur. Yoksa inanmadığı, görüşlerine ters gelen bir öneriyi kabul etmek anlamında değildir."
       Başsavcı'nın bu yaklaşımına Özkan, şöyle karşılık veriyor:
       "Ortada Meclis'in bir iradesi var. O irade de Siyasi Partiler Yasası'na yansımış durumda. Şimdi, bu iradeye uygun olarak aynı düzenleme Anayasa'ya taşınıyor. Bunun neresi taviz olacak?"



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr