Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üç kadın matematikçi... Mary Jackson, Dorothy Vaughan, Katherine Goble... ‘60’lar Amerika’sında siyah, kadın ve zeki olmanın ağırlığı omuzlarında. Üçü de NASA’da görevli. Roketleri uzaya göndermek için hesap yapıyorlar. İşlerinde başarılılar. Ayrıca tutkuyla çalışıyorlar. Akıllı, güzel ve neşeliler. Siyahlara uygulanan ırkçılığın etkisindeler yazık ki... Beyazlarla aynı bölümlerde bulunamıyorlar. Tuvaletleri bile farklı. Öte yandan, kadın olmaları da başka bir sorun. Yeterince ciddiye alınmalarının önündeki bir diğer büyük engel. Tüm bu ayrımcılığın içinde Sovyetler Birliği’yle süren uzay yarışında NASA’ya bilgileri ve donanımlarıyla yardım etme gayretindeler. Zira yıl 1961 ve Sovyetler Yuri Gagarin’i uzaya göndermiş. NASA kara kara düşünüyor. Amerika da sırasını savmalı.

Haberin Devamı

Çalışmalar hızla sürerken, bir gün Uzay Araştırmaları Birimi’ne analitik geometriden anlayan biri gerekiyor. Beyazlar arasında bulunamayınca aranan kişi, konunun uzmanı Katherine’e razı geliyorlar. Bu birim için bir ilk. Hem siyah hem kadın. Herkes, uzaya astronot yollayacakken, uzaydan bir astronot aralarına katılmış gibi bakıyor. Şaşkınlıkla, mesafeyle ve elbette hoşnutsuzlukla. İşini zorlaştırmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Katherine bir yana Dorothy ve Mary’nin de hayatı kolay değil. Dorothy çalıştığı bölümde müdürlük yaptığı halde, adı bir türlü konmuyor, terfisi yapılmıyor. Mary’nin mühendis olması için sadece beyazların gidebildiği bir okuldan ders alması gerek ama derisinin rengi izin vermiyor. Yine de bu üç kadın dünya yörüngesine çıkacak ilk Amerikalı astronot John Glenn’in başarısı için var güçleriyle çalışıyorlar.

İçlerinden kilit noktada duran Katherine, kısa sürede atandığı birimin başındaki Al Harrison’ın dikkatini çekiyor. Al, Katherine’in önünü açmakla kalmıyor, hayatını da kolaylaştırıyor. Her gün topuklu ayakkabılarla 800 metre yürümek zorunda kaldığı siyahlar tuvaletine el atıyor misal. Bir anda tuvalet ayrımı ortadan kalkıyor. Katherine de müthiş zekâsıyla her önüne gelen problemi çözüyor. Erkek egemen birimde yavaş yavaş kendini kabul ettirmeyi başarıyor. O kadar ki bir süre sonra başka bir birime gönderildiği halde geri çağrılıyor. Çünkü John Glenn’in uzaya çıkacağı son gün koordinatların doğrulanması gerekiyor ve Glenn kontrolleri çok güvendiği Katherine’in yapmasını istiyor.
Katherine doğrulamayı yaptıktan sonra Glenn yola çıkıyor ve nefes kesen yolculuğu başlıyor. Öte yandan Dorothy kararlı tavrı ve tavizsiz kişiliğiyle terfisini alıyor. Mary, beyazların gittiği okula kabulü için başvurduğu mahkemede hakime yaptığı etkileyici savunmayla, akşam derslerine girme hakkını kazanıyor.

Haberin Devamı

Bu üç kadının hikâyesi bu hafta vizyona giren “Hidden Figures / Gizli Sayılar”da. Filmin yönetmenliğini Theodore Melfi yapıyor. Başrollerde Taraji P. Henson, Octavia Spencer ve Janelle Monáe var. Kevin Costner ve Kirsten Dunst da etkileyici oyunculuklarıyla dikkat çekiyorlar. Film gerçek bir hikâyeden esinlenme. Margot Lee Shetterly’nin aynı adlı kitabından. Kadınların, mezalimin her türünde zekâlarıyla ve kararlılıklarıyla, üstesinden gelemeyecekleri hiçbir şey olmadığını gösteriyor. 2000’li yıllar için de umut veriyor. Sıcak, tatlı bir film.