Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Belediye başkanlığı makamı çok özveri isteyen, meşakkatli ve aynı oranda da kutsal bir görevdir. Zira halkın efendisi, halka hizmet edendir.

Yerel makamlar halkla iç içe olduğundan, bu yöneticiler, yapıp ettikleriyle, tavır ve davranışlarıyla her an halkın gözleri önündedirler. Bundan dolayı da temsil ettikleri partilerinin barometreleridirler.

En kötü yönetici, kibirli olup yanına yaklaşılamayan kişidir; o, bu haliyle derhal halkın nefretini kazanır ve artık ne yapsa beyhudedir (boş).

Demokrasi tarihimiz boyunca halkımız, seçip makama getirdikleriyle pek müşerref olamadı. Zira seçildikten sonra halktan koptular ve makam kapıları halka duvar oldu.

Haberin Devamı

Halka sürekli tepeden baktılar; halkı, halkın ihtiyaçlarını dinleyip tespit etmek ve gereğini yapmak yerine, fildişi kulelerinde ‘vur patlasın-çal oynasın’la zaman öldürdüler.

Belediyelerin kapılarını halka açan ve halka dönük politikalar üreten ilk parti Refah Partisi olmuştur. Özellikle, çöp dağlarının sıralandığı, halkının susuzluk ve havasızlıktan kırıldığı İstanbul şehrinde sergilenen belediye hizmetleri, mahut partiyi merkezi yönetimin iktidarına taşımıştır.

Halk, kendisine yapılan hizmetleri bire bir görüp, tercihini o yönde kullanmıştır. Hizmet yerine burnu havada gezen, halktan kopuk ve hizmetten yoksun başkanları da ‘istenmeyenler’ olarak değerlendirmiş ve sandıklara gömmüştür.

Sayın Erdoğan buna ‘gönül belediyeciliği’ diyor ki, doğrudur. Halkın gönlünde taht kurmayan başkanlar, yalnız kendi seçilemeyişleriyle kalmıyor, partilerine de zarar veriyorlar.

Yerel seçimlerin kendine mahsus şartları vardır; seçim kazanmak isteyen partilerin bunları dikkate alıp özen göstermesi gerekir. Ben yaptım oldu mantığı, yerel seçimler için tek kelimeyle mantıksızlıktır ve halkla alay etmektir.

Bundan dolayıdır ki halkın nabzını tutmak ve sağlıklı anketler yapmak ve tarafsız kanaat önderlerinin gözlemlerine değer vermek çok önemlidir.

Parti teşkilatını kale almayan, teşkilata rağmen seçim kazanırım diyen zihniyet iflasa mahkûmdur. Seçimi kazanmak isteyen partiler, halkın tercihleri doğrultusunda, teşkilatla tecrübeyi ve dinamizmi harmanlayarak aday belirlemek zorundadır.

Haberin Devamı

Zira tüm siyasi partilerin son genel seçimlerdeki oy oranları gerçeği, gerçeğin ta kendisini haykırdı ve herkesin aklını başına devşirmesine neden oldu!

Büyükşehirler dâhil birçok şehrin belediye başkanları, kendi seçimi değil diye veya sevmediği adaylar var diye genel seçimlerde çalışmadı ve partilerinin oy kaybetmesine neden oldular.

Büyükşehir belediye başkanı olup, kendi partisinden olan ilçe belediye başkanlıklarını ziyaret etmeyen başkanların varlığı biliniyor ve bunlar, bir bir not edildi!

Yapılan anketler de yerel seçimlerin, yalnız başına ‘lidere endeksli’ olarak ve hatta tek bir partinin kazanamayacağını gösterdi. Bundan dolayı da ittifak şart oldu.

Nitekim CHP de MHP dışındaki muhalefet partileriyle ittifak yapmak zorunda kaldı.

Beri tarafta da Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın gereğini yaptı ve sürpriz bir kararla üç büyük şehirde aday çıkarmayıp AK Parti’nin adaylarını destekleyeceklerini açıkladı. Sıra AK Parti’de; o da gerekeni yapmalı ve MHP’nin güçlü olduğu illerde MHP’li adayları desteklemelidir.

Haberin Devamı

Zira ittifakın gereği, jeste karşı jesttir.