Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Demokrasimizin üzerinden 70 küsur sene geçmesine rağmen, birey ve devlet bazında gerçek demokrat olamadık. Bunun da başlıca sebebi, demokrasinin, bize dışarıdan zorla telkin edilmesi ve telkin edici zorbaların iplerimizi ellerine almaları ve kukla oynatır gibi bizi oynatmalarıdır.

Çok kritik bir coğrafyada bulunmamızdan dolayı bize biçtikleri rol, ‘uydu devlet’ modelidir.

Evet... 1946’dan bu günlere, bu anlayışla yani, sürünerek geldik.

Önümüze konulan sandığın hakkını hemen her seferinde verdik ama iktidar diye seçtiklerimiz hiçbir zaman muktedir olmadılar, olamadılar. İktidar yapılmadılar.

Haberin Devamı

İngiltere veya ABD bizi işgal edip, başımıza bir genel vali tayin etseydi; bu yaptıklarının yüzde birini yapamazlardı. Nitekim birinci büyük savaştan sonra, işgal ettikleri yurdumuzda bunu denemek istediler.

Karşılarında; ‘Ya istiklal ya ölüm!’ diye yola çıkılan Kurtuluş Savaşı’nı ve onun destansı ordularını (kahraman kumandan ve kahraman askerlerini) buldular.

Zaferle sonuçlanan savaşın bitiminde, eskinin külleri üzerine yeni bir devlet kuruldu.

Eskisini yıkanlar, iki ana sebepten ötürü yıktılar. Birincisi maddi idi; başta petrol olmak üzere, yer altı ve yer üstü kaynaklarını Türklerin elinden almak. İkincisi ise, maneviydi; Türklerin elindeki kutsal kitabı (Kuran-ı Kerim) almak, Türklerin başındaki halifeliği ortadan kaldırmaktı.

Eski devletimizi yıkıp, tüm emellerine kavuşmalarına rağmen, yeni kurulana da hep kuşkuyla baktılar. Bunlar yeniden güçlenip, eski kuvvet ve kudretlerini elde ederler mi diye, sürekli endişe ettiler. Sürekli kontrol altında bulundurmak istediler.

Bundan dolayı da yeni devletimizin kodlarını ele geçirmek için akla hayale gelmedik yol ve yöntemleri denediler.

Başımıza genel valilerini atamak yerine, bu kez, içimizdeki beyinsizleri devşirme yoluna gittiler.

Oyunun ikinci perdesi demokrasi telkiniyle başladı, NATO ve uluslararası mali kurum ve kuruluşlarla (IMF, Dünya Bankası, derecelendirme kurumları, vb.) devam etti.

Ülkeyi kalkındırmak ve kendi ayakları üzerinde tutmak isteyen siyasetçiler darağaçlarını boyladılar. Sürekli olarak darbelere muhatap kılınıp istiskal edildiler.

Haberin Devamı

Sürünerek gelebildiğimiz 2014 yılında bir de ne görelim? Ülkemiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla FETÖ’ye teslim edilmiş! Birçoğumuz daha olayın vahametin kavramadan, mahut örgüt, altın vuruşunu yaptı (2016). 15 Temmuz’da, aşağılık bir darbe girişimiyle kardeşi kardeşe kırdırmak istediler.

Başarabilselerdi Türkiye bugünün Suriye’si olurdu.

Yol ayrımına gelen Türkiye, radikal kararlar aldı, idari sistemini değiştirerek başkanlık modeline geçti. Böylece daha etkin ve daha süratli kararlar alabilecek, bir yandan terörle mücadele ederken, diğer yandan yeniden kuruluşunu süratle tamamlayacak.

Artık kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın; ya olacak, ya olacak!

Başka yolu yok!