“Manisaspor bir seri yakalamalı” dendi. İkide iki oldu.
Önce Tavşanlı, sonra deplasmanda Göztepe.
Üçte üç, dörtte dört olmalı. Hatta beşte beş... O zaman ahaliyi peşinden koşturursun.
Bu kadar derdin, sıkıntının içinde böyle uzun soluklu seri galibiyetler beklemek haksızlık, yapabilmek ise hiç de kolay değil.
Ama takımdaki havayı, silkinişi ve kazanma arzusunun arttığını görünce insan “Neden olmasın” diyor. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyen ne olursa olsun!
İlk 10 haftada Manisaspor hiç de şanslı değildi.
Rakipleri 90 artılarda maçı kurtarırken, Manisaspor çoğu zaman 90 artılarde yediği gollerin kurbanı oldu.
Kriz var, boykot yok
Ekonomik sıkıntılara hiç girmiyorum.
Her şeye rağmen Reha Erginer ve ekibi bana göre bir başarı hikayesine doğru gidiyor.
Bu hikayenin bir diğer ve en önemli unsuru da herkesin “Bu gençlerde hiç kafa yok” deyip bıyık altından güldüğü yönetim kurulu.
Türkiye’nin belki de en genç yönetim kurulu. 18 yaşına seçilme hakkının tartışıldığı mecliste, Başbakan Erdoğan, Manisaspor yönetimini örnek verse, yasayı şak diye çıkarır.
40 milyonluk borcun altına giren, bu borçtan bir gün olsun gocunmadan yola devam eden. Futbolcuların, personelin alacaklarını trak diye ödeyen bu yönetim, bana göre Türkiye’ye örnek olmuştur.
Her kulüpte maddi kriz var. Manisaspor’da da... Ama Manisaspor’da boykot yok.
Hal böyleyken Samsunspor maçında tribünde olması için hala davet bekleyen var mı?
Üstelik bilet fiyatları sembolik olduğu halde... 1 liraya bilet.
Ey Manisasporlu taraftarlar!
Pazar günü 19 Mayıs Stadı’nın yolunu tutun. Davet beklemeyin, göreve koşun!
