Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

İzmir’deki ‘İz’ başlıklı sergisi devam eden ressam Hakan Esmer, “Size heyecan veren konunun peşinden koşmalısınız. Bir de paylaşma hayalim vardır. 17 yıl boyunca akademik hayatta bunu yaptım” diyor.

Renklerin bu kadar isyankâr olup bir o kadar da ahenk içinde olabildiğini ancak değerli ressamımız Hakan Esmer’in tablolarında görebilirsiniz. Bunda, kontrastların coğrafyası Karadeniz’de dünyaya gelmesinin etkin olduğunu söyleyen Esmer’in eserleri şimdi uluslararası arenada. Ressamın ‘İz’ serisinin ilki, 28 Aralık’a kadar ECN Art Gallery’de sergileniyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde Hakan Esmer’le sanatı, resmi konuştuk. Sanatsız kalmayalım!

İzmir’e hoş geldiniz. Bu kent sizi çok seviyor...

Hoşbulduk... Ben de İzmir’i çok seviyorum. Ara ara da olsa İzmir’de çeşitli sergilerde bulundum ama tabii İstanbul’da, Ankara’da bulunduğum kadar olamıyorum.

Yıllarca Anadolu Üniversitesi’ndeydiniz ve sanırım akademisyenliği bıraktınız. Zor bir karar olmadı mı?

94’te Trabzon’dan yüksek lisans için Eskişehir’e, Anadolu Üniversitesi’ne geldim. Öğretmeyi, paylaşmayı çok sevdiğim için, yüksek lisansım sırasında Anadolu Üniversitesi’nde kalma fikrim daha da pekişti. Sınavlarına girip asistan olarak başladım. 17 yıl akademik olarak eğitim verdim. Gençlerle ulusal ve uluslararası projeler gerçekleştirdim. Ancak bir süre sonra üniversitelerin yapısı değişiyor. Ben de eğitimin dışında sanat kısmının yoğun olması kararını alıp üniversiteden ayrıldım.

Yurtdışında projeler

Akademik hayatınızı bitirdiniz ama sanat hayatınıza daha büyük bir ivmeyle devam etmişsiniz...

Çok mutluyum, çünkü ayrıldığım günün ertesi günü Dışişleri Bakanlığı ile bir görüşmem oldu, ki bu tamamen plansız gelişti. Dışişleri ile yapılan görüşmede yetkililer, “Sizinle, yurtdışı temsilciliklerimizle ilgili bazı projeler yapmak istiyoruz” deyince hemen o yıl Berlin Büyükelçiliği’ne dört eser yaptım. Sonra Nijerya Abuja, Azerbaycan olarak devam etti. Aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı bünyesinde de belli konularda iş verdim. Çok önemli ve uluslararası projeler düzenleyen bir galeri olan Güler Sanat ile uzun soluklu bir anlaşma yaptık. Yurtdışında bir atölye kuruluyor; atölyede üretiyor ve o kentte yaşıyorsunuz. Ürettikleriniz ile o kentin müze ya da müze galerisinde sergi açıp ülkenize dönüyorsunuz. Yaklaşık 18 ülkeyi bu şekilde dolaşıyorsunuz. İlk etapta 2016’da Macaristan Budapeşte ile başladık. 2017’de Slovenya’da devam ettik. Lise sınavlarında kızımın yanında olabilmek için 2018’i boş geçtik. Bu yıl ve önümüzdeki yıl için yaklaşık beş ülkeye gitme hedefimiz var.

‘Heyecan verenin peşinde olunmalı’



Ne çizerseniz çizin, renk, estetik ve form olarak Hakan Esmer’in imzası çok belli. Bu tarzınız ne zaman oturdu?

Tarzımla ilgili ilk heyecanı duymaya başlamam, 96 senesine denk gelir. Durmadan üretiyorsunuz, ama asıl sizi heyecanlandıran şeyin peşine düşmek, koşmak istiyorsunuz, çünkü o koşunun sonunda aslında sizin kimliğiniz, üslubunuz belirlenmeye başlıyor. O dönem soyutlamayı seviyordum ve eğitim verirken de öğrencilerimle paylaştığım şeydir bu: 3. ve 4. sınıfta heyecan duyduğunuz bir şeylerin öne çıkıyor olması lazım ki, onun peşine birlikte düşelim, şekillendirelim.

İnadı kullanıyor!

Doğduğunuz yerin, Karadeniz’in eserlerinize etkisi ne yönde oluyor?

Karadeniz’in coğrafyası inanılmaz heyecanlandırır. Yeşilin maviyle savaştığı, sırt sırta verdiği bir coğrafyadasınız. İnsanlarına da sirayet eden bir coğrafyadır bu. Aniden parlarlar, aniden durulurlar. Aslında çok kontrast bir coğrafyada doğdum, bu yüzden de resimlerimde de kontrastı kullanırım. Karadeniz’de inat vardır ve ben inadı resimlerde iyi kullandığımı düşünüyorum. Gözün rahatsız olduğu bazı tonlamalar vardır; onların üzerine gidip inatla onları resmetmeyi seviyorum.

Haberin Devamı

Tekrara girdiğinizi düşündüğünüz oldu mu hiç?

Hiç olmadı. O yakaladığım heyecanı bugün, hatta Ankara’da Cermodern’de büyük bir sergim var. Karadeniz konusu olacak, yaylalarla ilgili filmler çekilecek. Karadeniz’e vefa sergisi olacak. Uzunca yıllar İç Anadolu’da yaşayıp dışarıdan Karadeniz’e olan bakışı, özlemi içeren büyük bir sergi... Ebatları büyük eserler yer alacak. Bu yüzden heyecanımı hiç yitirmiyorum. Özellikle seyahatlerden çok besleniyorum. Oluşturduğunuz temel sağlam olduğunda, üzerine istediğiniz eklemeleri yapabiliyorsunuz. Mesela, birçok defa gerçekleştirdiğim ve eserlerime yansıyan Tunus seyahatlerim oldu.

Haberin Devamı

Alarmart’tan da bahsedebilir misiniz? Etkileyici bir oluşum...

12 farklı sanatçının bir araya gelmesiyle oluştu. Fotoğraf, seramik, heykel, grafik, ressamlardan oluşuyor. Sürekli proje üretiyoruz... Alarmart Derneğimizi de kurduk. Ulusal ve uluslararası fuarlarda yer alıyoruz. Uluslararası ilişkiler kurmaya çabalıyoruz. Bazen 100 kişi oluyoruz, bazen de 2 kişiyi Amerika’ya gönderiyoruz. Alarmart’ı kurmamızın sebeplerinden biri de uluslararası önemli sanat dernekleri ile ortak projeler yapabilmek.

 ‘Mevsimlerin soyutlaması’

Haberin Devamı

Serginiz, 28 Aralık 2019’a kadar sürecek...

İzmir’de suluboya sergisi çok açtım. Selçuk Yaşar’da benim konularımdan karma bir sergi oldu. İlk defa sadece tek konu ile ‘İZ’ serisinin ilk sergisi İzmir’e denk geldi. Mevsimlerin soyutlamasını, iklimler değişirken birbirlerine bıraktıkları izlerden hareketle gerçekleştirdiğim; sıcak İzmir’i daha çok kışın sıcak yönüyle izlettirmek amacıyla, 34 eserden oluşan sergimize tüm sanatseverleri bekleriz.