Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Alberto Modiano, dünyanın tanıdığı bir belgesel fotoğrafçısı. O bir sanatçı. İzmirli sanatseverlerle buluşturduğu fotoğraflara siz de hayran kalacaksınız. Unutmayın; basılan kartpostal ve magnetlerin geliri, Türk Eğitim Vakfı’na aktarılacak

İzmir’de doğru markalar, çizgisi ve duruşu olan firmalar artık kendilerini sanat etkinlikleri ile bütünleştiriyorlar. Bu hafta da sizlere çok özel bir firma, sanatçı ve destekledikleri vakıf üçgeniyle ilgili etkinliğin röportajını sunacağım. İzmir’in en büyük yemek fabrikalarından olan BORTAR’ın Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda İZSİAD Başkanı olan Hasan Küçükkurt önderliğinde bir fotoğraf sergisi düzenleniyor. Alberto Modiano’nun “Süt Emek ve Hayat” adlı belgesel çalışmasını BORTAR Art’ta İzmirli sanatseverleri ile buluşturuluyor. Basılan kartpostal ve magnetlerin geliri Türk Eğitim Vakfı’na aktarılacak. Bu sergiyi kaçırmayın derim! Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri ile okurlarına keyifli bir pazar diliyorum.

Haberin Devamı

Süt, Emek ve Hayat

4 belgeselim var

- Alberto Bey fotoğraf sizin hayatınız. Fotoğrafa merakınız nasıl başladı ve ne şekilde yön aldı?

MODİANO: Babam İtalya’da bulunan bir fotoğraf makinesi firmasının temsilcisi idi. Temsil ettiği fotoğraf makinelerini daha sonra ben ve ağabeyime verirdi. Ve bizler de onları kullanırdık. Ancak askerlik sonrası dernek çalışmalarına katılınca çalışmalarımı daha da yoğunlaştırdım. 2010 yılına kadar fotoğraf tarihi araştırmaları yaptım. Ancak daha sonra belgesel fotoğrafçılıkla ilgilenmeyi tercih ettim. Şu anda bitmiş 4 belgeselim vardır. Bundan sonra da ileriye dönük başka düşüncelerim de mevcuttur.

- Sanat dalları arasında fotoğrafın doğru yerde olduğunu düşünüyor musunuz?

MODİANO: Fotoğraf önce bir belge aracı ayrıca diğer sanat dalları arasında bir disiplin. Fotoğrafı seçen o malzeme ile neyi ifade edeceğine bağlıdır biraz bu. Ben belgesel fotoğrafçısıyım. Belgesel fotoğrafı sanat olarak gören de var, karşı çıkan da. Sonuçta belgeseller uzun bir disiplin sürecinden geçen konunun harmanlanıp anlatım şeklidir. Belgeseller geleceğe aktarılacak önemli belgelerdir. Bir yerde fotoğraf tarihinin yazılmasına neden oluyor.

Haberin Devamı

- Sizi en heyecanlandıran serginiz hangisi oldu?

MODİANO: Her serginin ben de ayrı bir heyecanı vardır. Sergileri rafa kaldırsam da onlarla yaşanmışlık süreçlerim vardır. Bundan dolayı heyecanı belki de bir ömür boyu sürecektir. “Süt, Emek, Hayat” İzmir’de sergilenirken, İstanbul’da Zeytin belgeseli sergisi bitmek üzere. Ancak her bir proje bitmekte iken, bir sonrakinin heyecanını yaşarım ve içimdeki heyecanın sönmemesi için dua ederim.

- Soykırım fotoğraflarında duygusal anlar yaşadınız mı? Toparlama nasıl oldu?

MODİANO: “Soykırımın Simgeleri” çalışmam bir fotomuhabir olarak gittiğim bir süreçte tamamlanmaya çalışıldı. Ancak gönlümde onunla ilgili daha büyük bir proje var ki bu da bir destek gerektiriyor. Seyahat dönüşünde yaşadığı travmayı unutamam. Eski yaşantıma dönmem, uzun süreci gerektirdi.

- Bugün fotoğrafın teknolojiyle iç içe geçmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

MODİANO: Fotoğraf bir evrim; önce cam negatifler vardı, sonra film devri yaşandı. Şimdi ise sayısal fotoğraf devri. Kim bilir gelecekte bizi ne bekliyor. Ancak yine de fotoğraf kağıda basılınca güzeldir. Analogdan gelen bir disiplin olsa gerek ki, portföyümde yer alan her bir kare fotoğraf kağıda basılarak saklanır. Bu bir yerde bir disiplindir.

Haberin Devamı

Doğa sevdalısı

- Çok sıradan bir obje sanatçı gözüyle bambaşka bir hale gelebilir mi? Beğendiğiniz fotoğraf sanatçıları kimlerdir?

MODİANO: Fotoğraf ışık sanatı olduğuna göre, bakmak ve görmek arasında farkı yakalamak gerekir. Josef Kudelka, Roman Vishniac.

- Türkiye’de fotoğraf tarihçisi olarak sayılı isimlerdensiniz. Fotoğrafın dünyadaki yeriyle ülkemizdeki yeri karşılaştırılacak olunursa neler söylemek istersiniz?

MODİANO: Artık fotoğraf tarihi ile ilgilenmiyorum ve tarihçi olarak da anılmak istemiyorum. Bu geçmişte çok kalpler kırıldı. Ffotoğraf tarihine duyulan ilgi çok düşük.

- BORTAR Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt ile bir araya gelişiniz nasıl oldu? Serginiz nasıl bir çalışma oldu?

MODİANO: Bize bu yakınlaşmayı sağlayan değerli fotoğraf sanatçısı Serdar Ağır’ın dostluğu ve küratörlüğü oldu. Ayrıca İzmir’de özellikle kurumların mekanlarını sanat ortamına açmaları ülkemiz açısından çok önemli. Demek ki sanatta önemli hareketlenmeler başladı. Bu örnek alınacak bir davranış. “Süt Emek ve Hayat” belgeseli bir doğa sevdalısı Aysun ve Mehmet Sökmen çiftinin çiftliğini konu ediyor.

- TEV gibi önemli bir vakıf için düzenleyeceğiniz bu sergi için düşüncelerinizi alabilir miyim?

MODİANO: Hasan Bey’in de girişimi fotoğrafların magnetlerde ve kartpostallarda basılıp satılması ve gelirinin TEV’e devredilmesi, ülkemiz sanat ve eğitimi adına örnek bir davranış. Sanata ve eğitime verilen önem ve fotoğrafların satılıyor ve paylaşılıyor olması ülkemiz adına çok önemli bir gelişme.

- Alberto Bey sohbetimizi İzmir’in sembolü Sevinç Pastanesi’nin muhteşem lezzetleri eşliğinde yaptık. Tatlınızı beğendiniz mi? (Çilekli milföy)

MODİANO: Çok hafif, taze ve özel bir lezzet. Tekrar geldiğimde mutlaka Sevinç Pastanesi’ne uğrayıp yemek isterim.

Süt, Emek ve Hayat

Hamallıktan gelen sanatçı ruhlu başkan: Hasan Küçükkurt

- Hasan Bey çok başarılı bir işadamısınız ama buralara hiç de kolay gelmemişsiniz.

H.K.: Elbette İzmir kamuoyu beni, İZSİAD Başkanı olarak tanıyor. Küçük yaşlardan itibaren çalışma hayatına atıldım. Memleketim Konya’dan İzmir’e ilk geldiğimde, uzun süre halde hamallık yaptım. Halde çalıştığım yıllarda bir tanıdığın teklifi üzerine toplu yemek fabrikasını satın aldık ve BORTAR markasının ilk adımını attık. İlk yıllar oldukça zordu. Düsturumuz şuydu; kendi yemediğimiz şeyi başkasına yedirmeyiz. O empatiyle, hassasiyetle kalitemizi sürekli artırdık. Ticarette en önemli argüman güvendir. Bugün, kardeşlerimle birlikte kurduğumuz BORTAR Grup bünyesinde; toplu yemek, catering, turizm, hayvancılık, zeytinyağı ve iş güvenliği sektörlerinde faaliyet gösteriyoruz.

Yemek işi risklidir

- Yemek işinin riskli kısımları var mı? Kriterleriniz nelerdir?

H.K.: Olmaz mı? Gıda sektörü şakaya, ihmale gelmez. İşini takip edeceksin. En taze, en güvenilir, en leziz hammaddeyi kullanmak ve ortaya en iyi ürünü çıkarmak zorundasın. BORTAR her gün 40 binden fazla kişiye yemek hizmeti veriyor. Biz bir markayız ve kalitemiz tescilli. Bunu koruma ve geliştirme adına sürekli çalışma içerisindeyiz.

Evde yemek yapmam

- Evde yemek yapar mısınız? Ya da eşinize karışır mısınız?

H.K.: Yok yapmam. Eşime de karışmam. Eli gayet lezzetlidir. Ancak şunu söyleyeyim; genellikle evimizin yemeği de BORTAR’dan gelir.

- Hasan Küçükkurt dendiğinde sizce insanların aklına ne geliyordur?

H.K.: Hasan Küçükkurt dobra adamdır. İçi dışı birdir. Söyleyeceğini söylemekten geri durmaz. Kompleksi yoktur. Çalışkandır, herkesin işine koşmayı, kentine ve insanına fayda sağlamak için didinmeyi sever. Böyle anılmaktan da gayet hoşnutum. Disiplinli, istikrarlı ve tezcanlıyım. Gereksiz beklemeye tahammülüm yok. Son derece empati sahibiyim. Patron doğmadım, ben de işçiydim. Çalışanın ruh halinden, dilinden anlarım. Sivil toplumculuk yönüm ezelden beri güçlüdür.

- İzmir’in sanayisini Türkiye genelinde olursak nasıl görüyorsunuz?

H.K.: Siyaset ve ekonomi birbirine göbek bağıyla bağlıdır. Her ne kadar, özellikle referandumdan sonra bir kıpırdama başlasa da ülkemiz ekonomisinin bir duraklama döneminde olduğunu söylememiz gerek. Bu genel tablo içerisinde İzmir’in farklı olmasını beklemek de gerçekçi olmaz. Lokomotif ne kadar güçlü olursa, o kadar hızlanırız, ilerleriz. Şu anda sadece yabancı yatırımcı değil, yerli yatırımcı da “Bekle gör” politikası izliyor. Yatırım hızı yavaş. Hükümet bazı önlemlerle, teşviklerle bunu artırmayı hedefliyor. Süreç içerisinde bunun iyi sonuç vereceğine eminim. Genele yayılan bu iyimser hava zaten ekonomiyi yavaş yavaş kıpırdatmaya başladı. Uzun vadede üretimin ve istihdamın devamlılığı ve artışı için, Ar-Ge ve inovasyona dayalı ekonomi modeli şart. Bu yönde de çalışmalar olduğunu izliyoruz. Gerekli adımlar hızla atılırsa, ülke genelinde de, İzmir’de de önemli gelişmeler sağlanacaktır.

- Alberto Modiano fotoğraf sergisi ile Türk Eğitim Vakfı (TEV’i) desteklediğiniz bu sergiden bahsedebilir misiniz?

H.K.: Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kesilmiş demektir” derken, ne kadar önemli bir olguya dikkat çekiyor; bunu kaç kişi gerçekten düşünüyor acaba? Sanat, medeniyetin en temel taşıdır. Sanatın her alanına önem verilmeli. Sanat, toplumun her katmanına ulaşmalı, hitap etmeli. Bu duygu ve düşüncelerle var ettiğimiz BORTAR Sanat Galerisi, şu anda kundaktaki bir bebek. Bu bebeği en sağlıklı ve topluma faydalı şekilde büyütmek istiyoruz. Bunun yolu da nitelikli sanat ve sanatçıları konuk etmekten, onları İzmirlilerle buluşturmaktan geçiyor. Alberto Modiano da bu isimlerden biri ve kendisini ağırlamaktan onur ve mutluluk duyuyoruz. Eserlerinin basılı olduğu kartpostal ve magnetlerin satışından elde edilecek geliri TEV İzmir Şubesi’ne bağışlamayı düşündük. Bu düşüncemizi açtığımızda, “Eserlerimin parasını da bağışlayalım” dedi ve gönlümü fethetti. Hem sanat hem de eğitim adına çok güzel ve özel bir sergi olması, gurur ve mutluluk veriyor. Nitelikli projelerin devamını da getireceğiz.

Süt, Emek ve Hayat

Avrupa’nın en büyük mutfağı

Toplu yemeğin İzmirli markası BORTAR, 18 milyon liraya inşa ettiği ‘akıllı’ binasını, Nisan 2016’da hizmete açtı. Günlük 100 bin kişilik yemek kapasiteli bina, Avrupa’nın en büyüğü.. Binanın özel mimarisi sayesinde orta bölüm (Event Hall); sanat sergileri, kokteyller, şirket toplantıları, özel aile günleri, büyük buluşmalar, davetler ve organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Yemek sağlığı, nefaseti ve pişirme zamanı açısından en kaliteli yöntem olan ‘buharlı pişirme’ ile hizmet veren BORTAR, son teknolojiye sahip buharlı pişirme kazanlarını İtalya’da yaptırdı. Entegre sistem sayesinde sadece yarım saatte 15 bin kişilik yemek hazırlanabiliyor.