Ege'nin Saklı Rotaları - Sığacık
“Bir gün denizciler Ege’nin azgın dalgalarına kapılır. Fırtına onları gecenin koyu karanlığında yakalar. Hiçbir yeri görmedikleri için kurtuluş ümitleri kalmaz. Derken top şeklinde bir ışık ortaya çıkar. Denizciler bu ışığı takip ederek Sığacık Limanı’na ulaşırlar ve kurtulurlar.”
Adının denizcilere sığınak bir yer olmasından geldiği belirtilen Sığacık, Türkiye’deki ilk Cittaslow(sakin şehir) olan Seferihisar’a bağlı bir balıkçı kasabası. Şarap tanrısı Dionysos’un da memleketi olan Sığacık aynı zamanda tarihte İon medeniyetine ait 12 şehirden biri olarak biliniyor. Türkiye’de Seferihisar’dan sonra Cittaslow birliğine üye olan ilçeler arasında Akyaka, Gökçeada, Taraklı gibi yerler de bulunuyor. Burada neredeyse her sokakta Cittaslow’un sembolü olan salganyozlara rastlıyorsunuz. Zeytin ve mandalina ağaçlı sokakları, konuksever insanları, benzersiz güzellikteki denizi ile Sığacık kendisini çokça sevdiriyor... Sakinlik ve fazlasıyla huzur istiyorsanız burası tam da size göre…
Pazar günleri Kaleiçi’nde kurulan organik pazarda semt sakinleri kendi evlerinin önünde tezgah açarak meşhur Ege otlarını, zeytinyağlarını meyve ve sebzelerini satıyorlar. Hafta sonları sadece bu pazar için bile burası insan akınına uğrayabiliyor.
Peki buraya nasıl gidebiliriz?
Arabayla; İzmir-Çeşme otoyolundan girip Seferihisar gişelerinden çıktıktan sonra yaklaşık 35 dakikada Sığacık’a ulaşabilirsiniz.
İzmir’den belediye otobüsü ile; 730 F.Altay Aktarma Merkezi – Narlıdere – Güzelbahçe – Seferihisar ile yaklaşık 1 saat sürüyor. Daha sonra Migros önünden geçen ve Sığacık yönüne giden yeşil dolmuşlarla kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Dolmuşla; İzmir Üçkuyular İlçe Terminali’nden Seferihisar – İzmir ya da Ürkmez – İzmir dolmuşlarına binebilirsiniz.
Teos Antik Kenti
Sığacık’ın önemli turistik yerlerinden Teos, şarap tanrısı Dioysos’un oğlu Athames’in M.Ö. 1000 yıllarında İon kolonisi olarak kurulmuş antik bir kent. Uzun yıllar Pers ve Lidyalılar tarafından yönetilen kent Helenistik ve Roma dönemi kalıntıları başta olmak üzere zengin bir tarih barındırıyor. Eğer çok fazla arkeoloji meraklısı değilseniz burayı es geçebilirsiniz.
Plajlar
Sığacık’ta, merkezde marina olmasından ötürü denize girilemiyor ancak merkeze yakın üç adet plaj bulunuyor. Akkum, Ekmeksiz ve Akarca Plajları.
Akkum, tepenin hemen arkasında bulunan turkuaz renkli koy. İsterseniz tepeyi 15-20 dakikalık bir yürüyüşle manzara eşliğinde çıkabilir, isterseniz aracınızla ya da dolmuşlarla 2-3 dakikada ulaşabilirsiniz. Karşılaşılan manzara sizin için eminim fazlasıyla etkileyici olacaktır . Burası görmüş olduğum en muhteşem denizlerden birine sahip. Benim gibi taşlardan değil de bembeyaz kumdan hoşlanıyorsanız buraya bayılacaksınız. Türkiye’nin Maldivleri desem çok da abartmış sayılmam sanırımJAynı zamanda mavi bayraklı olan bu plaj Pazartesi ve Perşembe halk günü olması nedeniyle ücretsiz. Hafta sonları ise 5 tl giriş ücreti alınıyor. Plajda aynı zamanda yiyecek-içecek bulabileceğiniz tesisler de bulunmakta.
Akarca, bölgenin bir diğer mavi bayraklı plajı. Burada haftanın her günü giriş ücretsiz. Aynı zamanda şemsiye ve sezlong kiralayabileceğiniz özel tesisler de bulunuyor. Aracınızla ya da kale kapısından kalkan dolmuşlarla buraya 10 dakikada ulaşabilirsiniz.
Ekmeksiz, merkeze 8 km uzaklıkta yer alan mavi bayraklı plaj. Kumu oldukça ince. Tatlı kaynak sularından ötürü suyu fazlasıyla soğuk ve berrak. Burası ayrıca tabiat parkı olarak da anılıyor. Çam ormanları ile çevrili bölgede kamp yerleri ve piknik alanları da bulunmakta.
Bunun yanı sıra sabah çıkışlı akşam dönüşlü koylara tur yapan tekneler de mevcut. Buralarda çamur banyosuna katılabilir, tüm gün değişik koylarda denize girip güzel vakit geçirebilirsiniz.
Ne yesek / ne içsek?
Öncelikle kahvaltı için önerim La Dude Cafe olacak. Notlarımın ilk sırasında burası yer alıyordu. Kocaman bahçesinin orta yerinde bulunan nar ağacıyla, giriş kısmında sergilenen resim ve takılarıyla oldukça göz alıcı bir yer. Ege otlarıyla süslenmiş, zeytinyağıyla bezenmiş, menemeniyle de kahvaltı soframız pek bir şenlenmişti. Üstelik porsiyonlar fazlasıyla büyüktü, 1 kişilik serpme kahvaltıyı 2 kişi yedik ve sadece 20 tl ödedik.
Öğle arasında ya da akşam üzeri denizden dönerken soluğu İnci Hanım Gözleme Evi’nde alabilirsiniz. İnci teyzenin elinin olağanüstü lezzetiyle gözleme ve mantı kombosu yapıp güzel bir öğle ziyafetini çoktan hak etmişsinizdir. Teyzenin hoş sohbeti de yemeklerin sosu olsun:)
Akşam yemeği için ise önerim Milos Balık. Küçük şirin bahçesiyle, muhteşem dekoruyla ve mavi beyaz pencere kenarları ile burada kendinizi Yunan adasında hissediyorsunuz. Kısa zaman önce Ata Demirer’in Olanlar Oldu filminin bir bölümünün de burada çekildiğini hatırlatalım. Mezeleri ve yemekleri doyurucu ve lezzetli olduğu kadar fiyat olarak makul da. Özellikle fesleğenli mezgit ve acı kalamar buraya özgü lezzetler. Denemeden gitmeyin:)
Nerede kalsak?
Sığacık’ta konaklama açısından çok fazla alternatif olmasa da bölgede en popüler yerlerden birkaçı Mandalin Pansiyon, Teos Pansiyon ve Mavi Beyaz Pansiyon. Buralar genellikle aile işletmesi olup oda kahvaltı konsepti sunuyorlar. Şahsen tatil anlayışım her şey dahil sistemi olmadığı için bu tarz yerler her daim tercih sebebim olmuştur.
Bunları yapmadan dönmeyin!
-Pazar günleri festival havasında geçen organik pazarından Ege’nin ünlü otları olan şevketibostan, arapsaçı, radika, turp otu, hardal gibi otlardan almadan dönmeyin.
-Pazar alışverişi sonrası ara sokaklara atılmış masalarda çayınızı içip soluklanın ve huzur veren manzaranın tadını çıkarın.
-Paşa Kaptan’ın gemilerle süslü muhteşem evinde kahve için.
-Deniz Market’in yanındaki asırlık ağacı görmeden geçmeyin.
-Bir zamanların Kavak Yelleri dizisindeki Aslı’nın evi de kalenin hemen girişinde kalıyor, ilginizi çekerse kapıyı çalabilir evi gezebilirsiniz:)
-Eğer mevsiminde giderseniz Seferihisar’ın meşhur mandalinalarından muhakkak deneyin.
-Sığacık Kalesi’ne çıkın ve muhteşem manzarayı fotoğraflayın.
-Gün batarken banklarda oturup sığı denizin orta kısmında balık tutan balıkçı amcaları izleyin ve gün batımının tadını çıkarın.
Eğer şehir hayatından biraz olsun izole olmak istiyorsanız, tek derdiniz kafa dinlemek ise ve huzura boğulmak istiyorsanız bu seneki tatilinizin ilk rotası burası olsun derim, henüz çok fazla keşfedilip kirlenmemişken…