Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) İktisat Profesörü Daron Acemoğlu ile yapılan bir röportajı izledim.

Mealen şöyle dedi:

“En iyi anayasaya sahip olduğu için değil, bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının ve kurumların katkılarıyla Amerikan demokrasisi iyi işliyor.”

Bu bağlamda... Ben de şimdi 91 yaşında olan ve 105 yaşına kadar hayatını planlayan “Örnek Kıdemli Vatandaş” ödülünü almış bir kadim dostu yazmaya karar verdim.


Bekâr olduğum için yüksek aylıklarımla Ankara’da birkaç yerde arsa almıştım. Bu arsalar 80’li yıllardan sonra kıymetlendi. Her arsa için 3-4 dairem oldu. O daireleri sattım, bankaya faize verdim. Bundan iki yıl önce düşündüm. “Kendime 105 yıllık bir ömür biçtim.” O tarihe kadar bana hastalık ya da evin masraflarını hesap ederek kimseye muhtaç olmamama yetecek bir miktar para ayırdım.Güneri’ciğim, biliyorsun, ben önceleri teknik barem kadrosunda çalıştım. Genç yaşlarda bile bir vali ya da paşa kadar ücret veriyordu devlet.

Haberin Devamı

Geride kalanları hayır işlerinde değerlendirmeyi düşündüm.                

“Kendine 105 yıl ömür biçen”, o yılların gerekli finansman planını yapan kişi -Allah 105 yıldan da fazla sağlıklı, kaliteli ömür versin- “keramet sahibidir” çünkü “şeyhtir(!)”

TÜRYAK Vakfı ve Hacettepe Üniversitesi tarafından kendisine “ÖRNEK KIDEMLİ VATANDAŞ” ödülü verilmiştir.

Ve gerçekten de öyledir. Nedenini yazacağım ama önce “şeyhliğini” anlatayım.

....................


Başkentin duayen bürokratı olarak tanınırlığı 1950’li Demokrat Parti yıllara uzanır. Ankara Barajlar Müdürü’ydü.Kemal Baytaş’ın namı “şeyh”tir. Çok sağlam Atatürkçü bu şeyhin dostlarından kurulu “uhrevi” değil “dünyevi” cemaatinin adı ise “Baytaşi Tarikatı”dır.

ABD’den yeni gelmişti. Yabancı dil bilen, geleceği parlak, son model Amerikan otomobiliyle başkentin gözde bekârıydı.

Atatürk’ün Çubuk Barajı’ndaki köşkü Baytaş’ın ofisiydi.

Çubuk Barajı Sosyal Tesisleri’nde devletin önemli davetleri düzenlenirdi.

Misal...

Dönemin İran Şahı Rıza Pehlevi ve eşi Kraliçe Süreyya Ankara’ya geldiklerinde, onurlarına verilen bir yemek Çubuk Barajı’ndaydı.

Haberin Devamı

Baytaş’ı ilk 1960’lı yıllarda tanımıştım.

İyi dost olmuştuk. Ankara Sanat Sevenler Kulübü’nde toplanırdık akşamüstleri.

Dönemin ünlü opera ve tiyatro sanatçıları da kulübün müdavimiydi.

Baytaş daha sonra Turizm ve Kültür Bakanlığı’nda genel müdür, müsteşar yardımcısı ve müsteşarlık yaptı.

O süreçte turizm hamleleri bağlamında Antalya’da 5 yıldızlı, 450 bin yatak kapasitesinin oluşmasında katkısı büyüktür.

Devlet Halk Dostları Topluluğu da onun öncülüğünde kurulmuştu.

İşte “Baytaşi Tarikatı” bu ışıklı yılların dost  birikimi sonucudur.    

105 yaş planı

....................

“Türkiye Örnek Vatandaşlığına” gelelim.

Baytaş emekliye ayrılınca “TÜTAV (Türk Tanıtma Vakfı)”nın başkanı seçildi.

O zamandan beri bu “fahri” görevde... 5 kıtada 900’e yakın performans gerçekleştirdi TÜTAV.

Baytaş bugün 91 yaşında ve her sabah -içinde konferans, toplantı ve sergi salonları da bulunan- vakıf binasındaki masasının başında olur.

TÜTAV yıllarında Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya ile Türkiye Dostluk Birliklerini kurdu.

Haberin Devamı

Bu devletlerden onur madalyaları aldı.

Çin Halk Cumhuriyeti tarafından “Halk ve Dostluk Büyükelçisi” unvanı verildi.

....................

Bilkent Üniversitesi’ndeki törende “Sema Yıldızı” ve Süleyman Demirel, Kamran İnan, Türkan Saylan ile birlikte Hacettepe Üniversitesi’nden de “Örnek Kıdemli Vatandaş” ödüllerini aldı.

....................

Peki, ya 105 yaşına kadar ömür için ayırılan fondan geri kalan birikim?

İşte “ÖRNEK KIDEMLİ VATANDAŞ” Baytaş anlatıyor...


Bu yıl da aynı şeyi Çankaya Belediyesi’yle yapıyorum. O da bu yıl açılacak.İlk olarak Ankara Yenimahalle’de “Kemal Baytaş Anaokulu ve Gündüz Çocuk Bakım Evi” okuluna gerekli yardımları yaptım. Bu anaokulu geçen yıl açıldı.

Ayrıca, Ankara’daki Barajlar Müdürlüğü görevinde iken kurulmasına öncülük ettiğim, şimdiki Hacettepe Üniversitesi kampüsünün yanındaki Baysukent Kooperatifi zamanla değer kazandı.

Bir zamanlar sığırların otladıkları yerlerdi, şimdi Ankara’nın en değerli semtlerinden biri. Ben de buradaki villa tipi evimin üst katındaki 200m2’lik bir mekânı “Kemal Baytaş Anı Salonu ve ufak bir müze” yaptım. Bu binanın içindeki eşyalar, pul koleksiyonu, en değerli resimlerle birlikte şimdiki değeri 20 milyonun üstündedir. Bu yapıyı TÜTAV ve KEBASAV Vakfı’na bağışladım.