Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güneri CIVAOĞLU

Gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına, skandallar, yolsuzluklar art arda ve yoğunlaşarak yansımakta.
Sosyal psikologlara göre bu görüntüler, perakende ve bireysel bozulmalar değil.
Sorun, son 15 yılın köklerinde...
Batı toplumları, bu tür tehlikeleri önlemek için nesiller boyu kökleri kuvvetlendirecek önlemler alıyorlar.
Örneğin...
Son Rusya gezimizde, bu ülkenin eğitim sisteminde en önem verilen dersin "ulusal kişilik, gelenekler ve ahlak" olduğunu dinledik.

Amerika'da ve Avrupa'da "genel kredi ortalamasına küçük etkileri olan seçmeli dersler" var.
Bunlardan biri de "etik", yani ahlak dersi.
Bu genel başlığın alt grupları da var.
Fakültelerde "mesleki etik" adı altında okutuluyor.
Örneğin, mühendislik fakültelerinde mesleki etik çok önemli.
İhalelerde bir mühendisin büyük sorumluluğu var.
Savunma sanayii ile ilgili bir ihale, ülkenin varlığı ya da yokluğu için kader etkisi yapabilir.
Bir baraj ihalesi, milyonların yaşamını değiştirebilir.
Tıpta etik, Deontoloji'dir.
Bir görevin ahlaklı olarak yapılmasını öngörür.
Basının, hukukun, eğitimin meslek etikleri de, sadece mesleğe girildikten sonrasının ortamında değil, çok daha genç yaşlarda alınan, bu tür disiplinlerin potasında yoğrulur.
Fakültelerde hem de "sarmaşıklı" diye anılan ünlü üniversitelerde, küçük kredilerle ama ortalamaya minimal etkisi bir yana... Kişiliğin oluşmasına büyük katkıları olan seçmeli dersler vardır.
Hiç alakasız gibi görünen okçuluk dersi gibi...
Okçuluk disiplin, yoğunlaşma ve hedefe kilitlenme yeteneklerini geliştiren bir dal.
Bu derse özellikle Uzakdoğu felsefesini ve disiplinini almış öğretim üyeleri geliyor.
Amaç; disiplin, yoğunlaşma ve hedefe kilitlenme tavırlarını binlerce defa tekrarlatıp bu özellikleri kişinin doğasıyla bütünleştirmek ve refleks haline getirmek.
Tıpkı...
Yıllar boyu otomobil kullandıktan sonra hareketlerimizin reflekse dönüşmesi gibi.
Türkiye'de de az sayıda üniversite yeni yeni böyle derslere yönelmekte.
Bir fakültede mühendislik etiğinin yanı sıra iletişim yeteneği dersleri de veriliyor.
Yazılı başvuru, bir fikri sunuş ve vücut dili bu dersin konuları arasında.
Marmara Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilkent ve bazı diğer vakıf üniversitelerinde bu tür dersler başlamış.

Toplumun özelliklerine göre de bazı farklı yaklaşımlar var.
Örneğin, ABD'de bireysellik ön plana geçtiği için eğitim sisteminin yanı sıra yayınlar da bireysel kahramanlara dönüktür.
Pekosbil, Örümcek Adam, Yarasa Adam, Uçan Adam gibi, süper tipler...
Bunlar, ahlaklı kişilerdir. Toplum vicdanını temsil ederler.
Ama...
ABD artık ekip çalışmasına daha fazla ağırlık vermeye başladı.
Bu nedenle, TV çizgi filmlerinde VOLTRAN gibi diziler ön plana geçti. Bu dizide ancak 5 kişi bir araya geldiğinde süper güç olabiliyor. Takım ruhu ve sinerji özendiriliyor.
Firmaların personel eğitimi de ekip çalışmasına dönük.
Buna karşın, Japonya'da takım ruhu var. O nedenle bireyselliğe dönük eğitim yapılıyor.
Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Türkiye'nin lider ağırlıklı toplum olduğunu saptamış. Liderlik dersi koymuş.
Bu fakültenin sanayicilerle yaptığı bir ankete göre, mühendislerde istedikleri 10 özellikten ilk 4'ü şöyle sıralanıyor:
1. İletişim yeteneği,
2. Takım çalışması,
3. Liderlik,
4. Mühendislik (teknik bilgi)
Dikkat ediniz, meslek yetenekleri ancak 4'üncü planda.
Asıl olan insani değerlere sahip olmak...

Quality Progress dergisi, Toplam Kalite yaklaşımında, firma içi ilişkilerden daha ileri adımlar atarak aile içi ilişkilerdeki kaliteye dayanıyor.
Ailenin kalitesinde misyon ve vizyon unsurlarını ortaya koyuyor. Geliştirme katkılarında bulunuyor.
Sadece...
Çocuğa dönük değil. Ailede bir takım çalışması.
Mutluluğa takım halinde erişmenin vizyonu, misyonu, görev bölümü ve takım ruhu var.
Bütün bunların ortak paydasında okuma var.
Yararlı ve kişilik geliştirmeye dönük okuma.
Türkiye, kaliteye yönelme ve toplum bilincini bireysel bilinçle bütünleştirme yolunda önemli adımlar atıyor. Sivil Demokratik Toplum Örgütleri etkin oluyorlar. Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemleri putları devirdi.
Şimdi de, çok ilginç bir kampanya bildirimi aldım.
"Okumak için her gün 15 dakika..."
İyi bir bankacı olan ve birçok bankanın genel müdür olması için peşinden koşmasına karşın, kendini eğitim hizmetlerine veren İbrahim Betil, bu kampanyanın öncüsü.
Bildiri de onun imzasını taşıyor. Hareketin arkasında bu alana odaklanmış üç değerli vakıf var.
Başta okul çağındaki çocuklar olmak üzere, bütün vatandaşlarımız her gün 15 dakika okumaya çağırılıyor.
Yukarıdaki satırlarla bu okuma kampanyasının hedeflerine mütevazı bir katkıda bulunmak istedim.




Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr