Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güneri Cıvaoğlu

Mesut Yılmaz'ın kurduğu 55. Hükümet hayırlı olsun.
Bu hükümetin görevleri az ama önemlidir.
Şöyle ki:
Birincisi...
SİVİL OTORİTEYİ YENİDEN KURMAK:
Türkiye'
de taşların yerinden oynadığını yadsımak için kör ya da sağır olmak yetmez. Salak da olmak gerekir.
Her şey bir yana...
Refahyol'un Başbakan'ı Necmettin Erbakan, Genelkurmay Başkanı Karadayı'ya "Kuzey Irak'ın elinde 100 bin ton buğday varmış. Alayım mı?" diye soruyor.
Sanki, Erbakan, TMO Genel Müdürü... Karadayı da Ticaret Bakanı... Ya da Başbakan.
O'nun Yardımcısı Tansu Çiller, Karadayı'dan siyasi koruma istiyor:
"RP'nin dışında, bir azınlık hükümeti kurmak istiyorum. Beni destekler misiniz?"
Sanki, Orgeneral Karadayı, Meclis'te 150 milletvekiline sahip bir siyasi parti'nin genel başkanı...
28 Şubat'
tan bu yana, her Milli Güvenlik Kurulu'nda askerler tarafından azarlanmayı, suçlanmayı, hatta aşağılanmayı içlerine sindirenler de onlar.
Sivil otorite, Erbakan - Çiller ikilisi döneminde şamar oğlanına dönmüştür.
Sonunda Meclis'te sayısal çoğunluklarına karşın, siyasal acz nedeniyle istifa etmek zorunda kalmışlardır.
Erbakan ve Çiller'in isimlerinin ötesinde, Başbakan ve Başbakan Yardımcılığı... Devletin bu yüksek kurumları da itibar yitirmiştir.
Sivil otorite, tahrip olmuştur.
Mesut Yılmaz Hükümeti'nin misyonu, Anayasal hiyerarşik yapıda oynayan taşları, yeniden yerine oturtmaktır.

RP ve DYP ise, hiç olmazsa, muhalefette bu misyona katkıda bulunmak bilincini göstermeliler.
Kendi yaktıkları alevlerin üstüne benzin dökercesine, tahriklerden kaçınmalılar.
Siyasal kriz dönemlerinde, askeri, yeniden kışlasına sokarken, İsmet Paşa'nın izlediği ve sonuç aldığı sağduyulu, ince ayarlı ve dengeli politikalardan esinlenmekte fayda var.
Ordu'nun da politikaya karışmakta isteksizliği olumlu faktördür.
Aksi halde, parti olarak RP... Ve Genel Başkanı için şaibe iddiaları bağlamında DYP, sistemin paratonerleri olurlar.
Oysa amaç bu değil... Siyaset normallerine dönüştür.

İkincisi...
Mesut Yılmaz Hükümeti'nin misyonu, siyasetin çok kirlenmiş havasını temizlemektir.
RP ile DYP ortaklığını yıkan...
Ne zinde güçlerdir...
Ne medya...
Ne Cumhurbaşkanlığı ve yargı gibi anayasal kurumlar...
Ve ne de sendikalısı, esnafı, işvereni ile silahsız kuvvetler dediğimiz demokratik kitle örgütleri...
Refahyol'u, harcındaki "3 - İ" çürütmüş ve yıkmıştır.
Yani...
İ'rtikap (hırsızlık)
İ'rtişa (rüşvet)
İ'rtica (gericilik)
Bu "3 - İ" bulaştığı her iktidarı çürütür... çökertir.
Elbette... Her iki partinin tabanlarında, gruplarında, yönetiminde temiz insanlarımız vardır. Hatta onlar çoğunluktadır.
Ama...
Karşılıklı pisliklerini örtmek ve birbirlerini aklamak için ortaklık kuranlar, "3 - İ" virüsünü de, yapı harcına koymuş olurlar.
Yılmaz - Cindoruk - Ecevit ve Baykal, Türkiye insanına "3 - İ"den arınmış bir yönetim örneği ve siyaset ortamı verebilmeliler.
Moral değerlerin yeniden kazanılması çok önemlidir.
Varoşlara, ekonomik kalkınma kısa zamanda götürülemez ama temiz toplum rüzgarları estirilebilir.

Üçüncüsü...
Sayım yapılarak... seçmen kütükleri güncelleştirilerek... Yöneten demokrasi için Türkiye'yi seçime taşımak... Yılmaz Hükümeti'nin diğer misyonudur.
Yani... Türkiye'yi yönetemeyen demokrasiden, yöneten demokrasiye geçirecek, bir seçim sistemiyle, erken seçim.
Türkiye'
yi, çok sayıda partinin Meclis'te temsil edildiği yamalı bohça görüntüsünden kurtaracak seçim ittifakları sistemini oluşturmak.
Görüşleri birbirine yakın partilerin, seçimlere ittifak blokları halinde girmelerini sağlamak.
Seçmenin, partisinin, hangi partiyle koalisyon yapacağını önceden bilerek oy vermesi.. Seçim sonrası tatsız sürprizlerle karşılaşmaması.
Biraz daha açayım...
Türkiye'nin yüzde 80'nin temelde karşı olduğu bir görüşün, iktidara sızabilecek sistem çatlakları bulamaması...
Bunların ötesinde iddialı hedefler, akılcı olmaz.
Yılmaz Hükümeti'ni oluşturan partileri ve onları dışardan destekleyenleri bir araya getiren de şu üç misyondur.

Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr