Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün Özellikle Musevi yurttaşlarda hayli yankı buldu.Bunlardan birinden bazı satırları yansıtıyorum..........................Sayın Cıvaoğlu,"Okumuş bir Yahudi" olarak AKP'nin beni rahatsız eden siyasi taktiklerine değinmek istiyorum. Şöyle ki:1- AKP, Milli Görüş geleneğinden devraldığı Yahudi aleyhtarlığını başarıyla İsrail aleyhtarlığıyla ikame etmeyi ve iç politikada seçim platformu olarak kullanmayı becerdi. ABD'deki Yahudi lobisiyle ilişkilerini sıcak tutabilmek için yurtdışında verdiği ılımlı mesajların hilafına, Türkiye'de iç tüketime yönelik keskin İsrail aleyhtarı bir retorikle dikkatleri üzerinde topladı.2- AKP, aynı yaklaşımı geçtiğimiz yaz İsrail-Hizbullah savaşı esnasında da toplumsal desteğe tahvil etmeyi başardı. Kudüs'te Ağlama Duvarı'nda yıkılan ahşap merdivenin tamiratına yönelik altyapı çalışmasını El Aksa'nın temellerini zayıflatmaya yönelik ve durdurulması gereken kazı mealinde sözlerle niteledi. Oysa, aynı duyarlılığı ne Mekke'deki Ecyad Kalesi için ne de aynı şehirdeki tarihi mekânların yıkılıp otel yapılmasına gösterdi. Yeni Şafak bile İbrahim Karagül'ün "Mekke Las Vegas'a döndü" başlıklı makalesiyle tepki verdi. 3- Endişem, İsrail/Kudüs/Filistin konusunun yaklaşan seçimlerde AKP'nin seçim malzemesi olarak yeniden istismar edilmesidir. İlk emarelerini, yeni başlatılan "İsrail Hapishanelerindeki Filistinli Bakanların Kurtarılması İçin Bir Milyon İmza Toplama" kampanyasıyla müşahede ediyoruz. 4- AKP, seçim hesapları için, sadece Türkiye'nin İsrail ile olan ilişkilerini istismar etmedi. Aynı şeyi ABD bağlamında da yaptı.Selam ve saygılarımla,İmza... Geçen cumartesi "AKP ve Azınlıklar" başlıklı yazımda Türkiye'deki Musevi ve Ermeni yurttaşların AKP iktidarına soğuk olmadıklarına işaret etmiştim. 1980'li ilk yıllarda Uyum Kooperatifi kurulmuştu. Bizim kuşağın gazetecilerinden bir bölümü üye olmuştuk. Aramızda gazete sahipleri, genel yayın yönetmenleri, başyazarlar, yazarlar vardı. Üye olmadan önce araştırmıştık. Devlet arazisi değildi. İmara ve alınan ruhsatlara uygundu. Özel bu muamele yoktu. Bu güvenceyi veren de hem kooperatifin kurucusu ve başkanı hem de dönemin belediye başkanı olan Bedrettin Dalan'dı. Kaba inşaatlar bittikten sonra bir haber geldi. İnşaat mühürlenmişti. Sebebini sorduk. Daha sonra hatırlı kişilerden talepler gelmiş, evlerin sayısı artırılmış.Yoğunluk verilen iznin üstüne çıkmış. Galiba helikopterle İstanbul üzerinde bir gezinti yaparken, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Bu beton yığınını mühürleyin" demiş Bedrettin Dalan'a. Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da başkanı olduğu kooperatifi mühürlemiş. Ama, Dalan değil, DYP'li Nurettin Sözen, Belediye Başkanı seçildi. O zaman Sabah'ta yazıyordum. Gazetenin düzenlediği bir Boğaz gezisindeydik. Boğaz'da Uyum'u kat be kat aşan yapılanmalar üzerine ben de Uyum'dan söz ettim. Başkan Sözen'e "Bunların hepsini yıkmalısınız. Benim de orada bir beton iskelet halinde bir binam var, ondan başlayın yıkıma" dedim. Sözen, o sırada Belediye Genel Sekreteri olan Alev Coşkun'a baktı. "İlginç olur, Cıvaoğlu'un evinden başlayarak yıkmak" dedi. Ben de "Ama hepsini yıkacaksınız, İstanbul Boğazı tektir" diye üsteledim. Bunu, o tarihte çalıştığım Sabah'ta yazmıştım sanıyorum.Bir süre sonra Uyum Villaları'nın büyük bir bölümü belediye tarafından yıkıldı. İlginçtir ki yıkılmayanlar arasında, çürük diş gibi benim bina kalmıştı. Oysa mimarisi de çok kötüydü. "Yıkılsa da yeni ruhsatla yeni düzenlemelerle doğru dürüst bir şey yapsak" diye düşünüyordum. 24 yıldır hâlâ her ay ödeme yapıyorum. Yani... Mortgage'ı çeyrek yüzyıldır uyguluyorum ama ev yok.Uyum Villaları "günah keçisi" oldu. Boğaz'da binlerce villa hâlâ ruhsatsız. İçlerine taşınıldı. Kimse dokunmadı onlara... Uyum da bir bina mezarlığı olarak kaldı. Bence bu son yıkım iyi oldu.Ama... Uyum Vilalları'nın gene "günah keçisi" gibi diğer bina günahlarını gizlemek için kullanıldığından kuşkuluyum. Oradaki binlerce ruhsatsız villaya ve hele on binlerce kaçak gecekonduya seçim öncesinde yıkım kararı çıkarabilmek "Keskin bıçak... Nerede onlara dokunacak yürek!" gunericivaoglu@milliyet.com.tr KESKİN BIÇAK