Bankacılık bitti sanat verelim
3 gün Basel’deydim. Dünyanın en büyük sanat fuarlarından biri olan “Art Basel”de Alp’lerin havası ve karları gibi temiz sanatla arındık.
İsviçre paranın yıkandığı ülkeydi.
“Ser” verip “sır” vermeyen bankalarıyla ünlüydü.
Mafyanın, silah tüccarlarının, uyuşturucu baronlarının, terör örgütlerinin, rüşvet yiyen siyasetçi ve bürokratların, yeni zengin Rus Oligarklarının paraları İsviçre bankalarında on yıllarca stoklandı.
Genellikle kirli paralar dev bir çamaşırhane sistemi olan İsviçre bankalarında yıkandı.
DUVARLAR YIKILINCA
BİR süredir bu sistem eskisi gibi çalışmıyor.
Uluslararası baskılar sonucu artık İsviçre bankaları “sırdaş” hesaplarında zorlanmakta.
Şeffaflığa geçmekte...
Peki İsviçre ekonomisi nasıl ayakta kalacaktı?
“Süt, saat ve çikolata” üreterek mi?
Sanat, İsviçre’nin yeni çekim merkezlerinden biri.
Özellikle “Basel Art” (Basel Sanat Fuarı...)
SANAT “YATIRIM” HOLDİNG
İsviçre’nin Fransa ve Almanya’yla köşe yaptığı kenti Basel “sanat fuarıyla” para nehrine kanal açtı.
Palazlandı.
Küresel kayıt dışı para ve koleksiyoner milyarderlerin yatırımları, “fiyatları keyfi, değerleri güvenceli”, sanat yapıtlarına aktı bir kısmı da yıkandı.
Ayrıca dünya bankaları ve dev şirketleri, emeklilik ve sigorta fonları da varlıklarının bir kısmını “altından” bile daha güvenli ve daha çok prim yapan “sanat yapıtlarına” yatırmaya yöneldi.
Parayla paranın buluştuğu yere dönüştü Art Basel.
“Art Basel”de yaklaşık 3 bin sanat eseri var.
Her birinin önünde 2 dakika durulursa, 6 bin dakika veya 100 saat gerekiyor.
Günde 10 saat açık kalsa hiç durmadan öğle yemeği bile yemeden 10 günde nefes nefese ancak görülebilir.
Buna bir de istikbal vaat eden ve birkaç yıl oralarda denendikten sonra “Art Basel”e kabul edilen galerilerden oluşan “uydu fuarları” ekleyin.
Ve de “Beyeler” gibi dünyanın en iddialı “vakıf sanat merkezlerini” ve kentin mutlak görülmesi gereken ulusal müzelerini de...
Biz bu turu 3 güne sığdırmaya çalıştık.
İyi şaraplar yudumladığımız öğle ve akşam yemeklerini de ilave etmeliyim.
SANAT DALGALARI
BİZ, konuğu olduğumuz için “Çİ (Çağdaş İstanbul)” rehberliğinde iyi planlanmış turlar yaptık.
Sanatın pırıltılarına tanık olduk.
İlk gün “unlimited (sınırsız) sanat” galerileri...
Gerçekte uçmuşlar.
Yaratıcılığa kanat takmışlar.
Sanatın geleceğinden işaretler bunlar.
İkinci gün sabah “modern” sanat...
Prizmadan süzülen sanat ışıklarında hayalin ötesine yolculuklar yaptık.
Öğleden sonra “Beyeler vakıf müzesi...”
Göz alabildiğine yeşillikler ortasındaki -dünyanın en iyi mimarı tasarımlarından birinde- aile koleksiyonu...
Akşam... Akbank Sanat’ın harika bir klasik mimari yansıtan tarihi binasındaki davet...
Dünyanın büyük sanat piyasası oyuncuları oradaydı.
Elbette iddialı sanatçılar, galeristlerde...
Gece...
“Les Trois Rois” adlı, nehir kıyısındaki muhteşem otel “buluşma mekânıydı.”
Türkiye iş ve sanat âleminin ünlü isimleri adım başı karşımızda...
Büyük paranın samanyolu gibi ışıl ışıl şık ve güzel genç kadınları ile mekân daha da hoştu.
Son gün “modern sanatın” güneş sistemlerini yansıtan galeriler okyanusu...
Picassolar, Monetler ve diğerleri...
Yüz milyon dolarlar uçuşmakta.
Aralarda gezdiğimiz “scop” gibi Türk sanatçıların da olduğu- uydu fuarlar.
“Çİ” YILDIZI
Çİ (Çağdaş İstanbul / Contemporary İstanbul) bir sanat galaksisi oluşturma yolunda.
8 yıldır sanatın uzay yolunda ilerliyor.
Çİ’ye 300 galeri katılmakta.
1 buçuk milyar liralık bir piyasası var.
Akbank sponsorluğu 500 bin lira (Art Basel’e UBS sponsorluğu 5 milyon dolar) Çİ “Buluşmalar” adıyla Londra, New York ve Dubai’ye de açılıyor.
Amacı Türk sanatını dünyaya tanıtmak, İstanbul’u “çekim alanı” yapmak.
“Çİ” şimdiden iddialı fuarlar sürecinde mesafeler aldı.
İlk 5-10 arasına girmeyi hedefine koymuş.
Bankaların da sanat yatırımına katkısı önemli.
Yasal düzenlemelerle bu yol açılabilir.
“Çİ” ile aynı haftaya diğer sanat etkinliklerinin konulması ve İKSV ile dayanışma planlanmış.
Bankalarda mevduatın belirli bölümünü sanat yatırımına yöneltebilirse, İstanbul piyasası köpürür.
Akbank Sanat yatırımları için özel bankacılık müşterilerine “tavsiyelerde” bulunuyor.
“Çİ”nin kurucusu Ali Güreli, koordinatörü Hasan Bülent Kahraman, sponsor Akbank Türkiye için önemli işlere imza atmaktalar.
Sokakta böyle ilginç, yaratıcı giysilerle dolaşan erkek ve kadınlar az değildi. (Melis Alphan’ın görüşlerine sunuyorum.)
Camdan giren yolcu uçağı 11 Eylül’e bir gönderme.
Bu genç kadın bir Müslüman ya da Hıristiyan olabilir. Amaç yaşadığımız yılların popüler kültürüyle muhafazakârlığın karşılaşması.
Uzayda aşk...
Kuşlardan âşık erkeğin dişisini
sevişir gibi beslemesi...
