Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi son sınıftaydım.

Okuduğumuz özel kolej kapılarını kapatınca, öğrenciler başkentteki okullara dağıtılmıştı.

Bizim sınıf da Bahçelievler Deneme Lisesi son sınıf Fen şubesine gönderilmiştik.

9 kişiydik.

Okulların yaz tatiline ve bitirme sınavlarına sadece 3 ay kalmıştı.

....................

Bahçelievler Deneme Lisesi çok iyi bir okuldu.

Eğitimde reform için yenilikler deneniyordu.

Uğur Mumcu, sonradan SHP Genel Başkanı olan Prof. Aydın Güven Gürkan da okulun öğrencileri arasındaydı.

Haberin Devamı

Özel okuldan geldiğimiz için ilk haftalarda biz biraz züppe, sosyetik, zengin çocukları gibi algılanmıştık.

“Ötekileştirilmiş” gibiydik.

Birlikte geldiğimiz diğer arkadaşlarım gibi ben de okulda kendimi yabancı hissediyordum.

Başöğretmen ve öğretmenler

Başöğretmen Atatürk ziyaret ettiği okulda öğrencilerle...

......................

Bir gün okul bahçesinde yalnız başıma dolaşırken ufak tefek, gri saçlı tarih hocamız yanıma geldi.

“Kendimi bu okula ait değilmiş gibi hissedip hissetmediğimi” sordu.

Cevabını beklemeden “Bu duygu geçicidir... Kısa sürede kaynaşacaksınız. Ben de bunun için yardımcı olacağım” dedi.

Gözleri pırıl pırıldı, sesi öylesine samimiydi ki etkilenmiştim.

“Okulda bir sıkıntın olursa veya konuşmak ihtiyacı hissedersen bana gelebilirsin. Hiç çekinme” dedi.

Omuzumu okşayıp ayrıldı.

....................

O öğretmenimin adı Refet Angın’dı.

Cumhuriyet’in ilk kadın öğretmenlerindendi.

Atatürk’ü tanımış, onunla konuşmuş, onun işaretiyle tarih hocası olmuş, Türkiye’nin ilk “yılın öğretmeni” seçilmişti.

Öğrencilik hayatımda ilk kez bir öğretmenimin böylesine sıcak, ilkeli, samimi yaklaşımını yaşamıştım.

İçim ısınıvermişti, çok sevmiştim Refet öğretmenimi...

Çok da saygı duymuştum.

Refet Öğretmen bizden sonraki yıllarda okulun müdürü oldu.

Sonra İstanbul’a geldi.

Öğretmenler Günü olduğunda etkinliklerin başındaydı.

Zaman zaman telefon eder, eğitimle ilgili bazı görüşlerini söylerdi.

Hepsi de çok gerçekçi ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda görüşlerdi.

Yazılarımla, yönettiğim gazetelerde yayınlar yaparak Refet Öğretmenimin işaret ettiği çözümlere katkıda bulunmaya çalışırdım.

Haberin Devamı

Başöğretmen ve öğretmenler

.......................

Refet Öğretmenim 1915’te Gelibolu’da doğmuştu.

Babası Gelibolu Emniyet Amiri Hafız Şerif Bey’di.

Kuvayı Milliye üyesiydi.

Mustafa Kemal’in arkasından Anadolu’ya geçmişti.

İstiklal Savaşı’nda 3 yıl cephede çarpışmıştı.

Refet Angın okuma yazmayı annesinden öğrenmişti.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan sonra Gelibolu’da açılan Cumhuriyet Okulu’na başlamıştı.

Ama birinci sınıfa değil, fark sınavlarını vererek doğrudan 3. sınıfa...

Daha o yaşlarda öğretmen olmaya karar vermişti.

......................

İlkokul yıllarında Atatürk sınıflarına gelmişti.

Ona “Büyünce ne olacaksın çocuk?”
diye sormuştu.

Küçük Refet
“Öğretmen olacağım” cevabını vermişti.

Atatürk’le ikinci karşılaşmalarında Refet artık bir genç kızdı.

Öğretmen okulu öğrencisiydi.

Atatürk, gene sınıflarını ziyarete gelmişti.

Refet, Başöğretmen Atatürk’e “Bakın, sözümü tuttum Paşam, öğretmen olacağım işte” demişti.

Atatürk “onun Gelibolu’daki küçük kız olduğunu” hatırlamış, “ne öğretmeni olmak istediğini” sormuştu.

Haberin Devamı

Refet “Matematik” cevabını vermişti.

Atatürk ise “Hayır” demiş.

“Tarih öğretmeni olacaksın, nesillere tarihlerini öğreteceksin. Önemli bir vazifedir” diye rota çizmişti.

......................

Ve Refet Angın Atatürk’ün çizdiği bu rotada ilerleyerek tarih öğretmeni oldu.

Daha sonraki yıllarda öğretmenlerin simgesiydi artık.

Türkiye’ye çok yönlü eğitim hizmetleri verdi.

“Hayat Bilgisi” dizisini hatırlayın.

Dizinin bir bölümünde Afet Güçverir’in öğretmeni olarak karşımıza çıkmıştı.

Refet Öğretmenim 2010 yılında hayata veda ettiğinde 95 yaşındaydı.

Başöğretmen ve öğretmenler

3 ÖĞRETMENİM

İlkokula başlamadan sayıları ve bazı aritmetik işlemleri öğrenmiştim.

Küçük harf okuma ve yazmayı da...

Bunları bana babam İş Bankası Trabzon Şube Müdür Muavini’yken ailemize katılan Gümüşhane kökenli Nazan ablam öğretmişti.

İlk öğretmenimdir o.

Sonra ilkokula başladım.

Öğretmenimiz Hatice Hanım’dı.

Nasıl da severdim onu.

Ancak...

4.sınıfa başladığımızda başka bir yere tayini çıkmıştı.

Çok üzülmüştüm.

İlginç bir tesadüf, yeni hocamızın da adı Hatice’ydi.

Ve onu da çok sevmiştik.

......................

Üçünü de rahmetle ve teşekkürle anıyorum.

“Öğretmenler Günü’nde” artık hayatta olmayan bütün öğretmenleri -başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere- şükranla anıyorum.

Zor koşullarla bu kutsal görevi ifa etmekte olan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in öğretmenlerini bu özel günlerinde yürekten kutluyor, içten saygılarımı sunuyorum.