Güneri CIVAOĞLU
Erbakan ve
5 RP milletvekilinin
Genel Seçimler'de bağımsız aday olmaları sorununda kararı,
Yüksek Seçim Kurulu verecek.
Peki...
Ya
"RP'nin yerine kurulacak parti sorunu" nasıl çözülecek?
Anayasa'nın değişen maddesi
"kapatılan parti başka bir adla kurulamaz" diyor.
Yani...
Eski maddede olduğu gibi aynı kadrolarla tabelaları değiştirip yola devam artık olası değil.
Eski
Anayasa maddelerinde
"kapatılan partinin üye çoğunluğunun yer alacağı bir yeni parti kurulamaz" dendiği için sorun yoktu.
1970'ten bu yana
Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi oldu...
Son adı da
Refah Partisi idi.
Ama...
Sadece isimler ve tabelalar değişmekteydi.
Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararının
müeyyidesi, sadece
Merkez ve örgüt binalarında tabela değişimi zahmetiydi. İçişleri Bakanlığı'na - güya -
yeni partinin kurulma dilekçesinin verilmesiydi.
Bu kez durum farklı görünüyor.
Başsavcı uyarıyor:
"Çok sayıda RP milletvekilini ve yöneticisini bir yeni partide görürsem... ya da bu yeni partinin ilkeleri, programı, RP'ninkini andırıyorsa, derhal kapatma davası açarım" diyor.
Anayasa Mahkemesi, böyle bir durumda, artık, uzun uzun
Anayasa'ya aykırılığına değil, sadece bu yeni partinin RP'nin devamı olup olmadığına bakacak.
Süratle karar verecek.
Örneğin...
Erbakan'ın
"falanca partiye oylarınızı verin" işareti bile
kanıt sayılabiliyor.
Bu
madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzüne gelince...
Anayasa'nın değişen yeni maddesi
"kapatılan partinin yerine başka bir adla yenisi kurulamaz" diyor, ama, böyle bir girişimi
müeyyidesiz bırakıyor.
"Başka bir adla kurulursa KAPATILIR" demiyor.
Kapatılma Anayasa'nın
lafzıyla, yani
kelime olarak açıkça öngörülmüş değil.
Şimdi
Refah Partisi hukukçuları bu nokta üzerine adeta kilitlenmişler.
RP'nin
yönetimi ve
milletvekilleri de tavırlarını askıya almışlar.
Bekliyorlar.
Kilit kelime
"kapatma..."
Bu kelime ise
Anayasa'da yok.
RP'liler soruyorlar:
"Anayasa Mahkemesi yasada olmayan bir cezayı kendisi üretecek, kendini kanun yapıcı, yani, TBMM'nin yerine koyacak mıdır?"
Madalyonun diğer yüzündeki görüntü de budur.
RP'liler
"TBMM, yeni partinin kapatılma iradesinde olsaydı, Anayasa'ya - kapatılır -
kelimesini koyardı" diyorlar.
Ortada bir
hukuk boşluğu varsa...
Çözüm gene ortada kalmaz.
Mahkemeler, önlerine gelen her davayı,
hukuk boşlukları ile karşılaşsalar da hükme bağlamakla görevlidirler.
Hukukun böyle durumlarda genel ilkesi şöyledir:
"Hakkında yazılı bir hüküm bulunmayan hallerde; Yargıçlar, örf ve adete...
Eğer örf ve adet dahi yoksa, kendileri yasa koyucu olsalardı, nasıl bir bir yasa hükmü getireceklerse, ona göre hükmederler."
Görülüyor ki, sonunda bu sorun
Anayasa Mahkemesi üyelerinin kendilerini
TBMM iradesi yerine koymalarına kadar uzanabilir.
O taktirde...
Anayasa Mahkemesi böyle bir dava açılırsa, sadece
yeni partinin RP'nin devamı olup olmadığını değil,
Anayasa'daki bir olası boşluk iddiasını da tartışacaktır.
RP kurmaylarının
uluslararası yargı kuruluşlarına davayı götürürken
"Anayasa'da KAPATMA kelimesinin olmayışı" güvendikleri koz.
Bu koza kapatılan
RP'nin beyin takımı çok önem veriyor.
Çünkü...
Rotalarını buna göre çizecekler.
Eski
RP'nin devamı olabilecek bir parti içinde
tam takım yer almaları buna bağlı.
Erbakan'ın bu yeni partiyi
"Doğal Başkan" ve
"Bir Bilen" olarak dışardan yönetmesi kolaylaşacak.
Taban ve
seçmen dağılmayacak.
Aksi halde...
RP'nin devamı izlenimini veren bir yeni parti kurulmayacak...
Varolan bir partiye
toptan geçilemeyecek...
Taban bir arada tutulamayacak...
Milletvekilleri ve yöneticiler çeşitli partilere dağılacaklar...
Eski
RP seçmenine
tek bir adres, tek bir siyasi parti amblemi gösterilemeyecek...
Strateji MORİ'nin son araştırmasında ortaya koyduğu yeniden
yüzde 21'e yükselmiş oylar dağılacak.
1971'e
AP yüzde 53 oyla girmişti...
12 Mart 1971 döneminden sonra oyları,
MSP, MHP, DP arasında parçalandı...
Yüzde 30'lara düştü.
Yeniden
yüzde 50'yi yakalaması için
1980 Ara Seçimlerine kadar
9 yıl geçmesi gerekti.
Üstelik...
AP kapatılmamıştı.
Sadece...
Askeri muhtıra ile iktidardan indirilmişti.
Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr
