Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Başbakan Binali Yıldırım dün kürsüden “Alevi kardeşlerimize” güzel mesajlar vererek seslendi.

“Dedeler, canlar...”

Alevi ritüelinin sözcükleridir bunlar.

Sevecen bir yaklaşım...

“Bugün Peygamberimiz Hz. Muhammed’in oğlu gibi sevdiği Hz. Ali’nin doğum günü...”

Alevilerin simgesi Ali’nin böyle anılması “mezhep hassasiyetine” özen gösterilerek, “birlikte hoşgörü ve sevgiyle yaşamak” anlayışını yansıtıyor.

Anadolu’daki Alevi büyüklerinin, bilgelerinin, ozanlarının isim isim anılması da...

...................

Haberin Devamı

Bu “hassasiyet” vurgusuna açıklık getireyim.

Osmanlı’nın ilk dönemlerinde Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethedip, “Halife” olarak dönüşüne kadar bir “Sünni” ve “Alevi” karşıtlığı yoktu.

Ancak...

“Halifelik” ile birlikte “Sünnilik”, İmparatorlukta ağır bastı.

Aleviler, kendilerini “ötekileştirilmiş” gibi hissettiler.

Abdülhamid döneminin ilk yıllarına kadar bu “psikoloji” yüzyıllarca sürdü.

Abdülhamid doğu ve güneydoğu’daki Kürtleri silahlandırarak, batı ülkeleri ve Rusya tarafından “o toprakları Ermenistanlaştırmak” projesine karşı “Hamidiye Alaylarını” kurdu. Böylece Kürt beyleriyle İstanbul ilişkileri yeniden sağlamlaştırdı.

Abdülhamid Alevilerden “Dersim Alayları” da kurmuştu.

Bunlar tıpkı “Arnavut Alayları” gibi savaşların “yedek gücünü” oluşturuyordu.

O zamana kadar kendilerini “dışlanmış” gibi algılayan Aleviler kendilerini bir anlamda “güvende” hisseder olmuşlardı.

...................

İstiklal Savaşı’nın doğu ve güneydoğu Anadolu’daki ilk ateşlerini oluşturan “müdafaa cemiyetleri”nin öncüleri Kürtlerdi, onların aralarında Alevi büyükleri vardı.

Atatürk Alevi dedelerinden de destek almıştı.

Cumhuriyet yıllarında “Sünni” ve “Alevi” hassasiyeti inişe geçti.

Gerçi “Dersim” acıları, “Maraş” olayları, “Sivas Madımak” ateşi gibi çok acı hatıralar hala hafızamızda.

Ama...

Artık “her dinin, her mezhebin, her inancın özgürce yaşandığını” da söyleyebiliriz.

Hala...

Alevi vatandaşların “Sünni egemen” Diyanet’te temsil edilmeyişleri. “Cemevlerinin” ibadethane olarak -resmen- tanınmamış olması gibi durumlar sürüyor.

Haberin Devamı

Çözüme kavuşmaları umulur ki çok zaman almasın.

...................

Bütün bunlar bir yana aynı toprakların çocuklarıyız.

Kardeşiz.

“Birlikte yaşamanın, aynı yazgıyı paylaşmanın, sevgiyi hep birlikte büyütmenin” güzelliği ağır basacaktır.

Başbakan Binali Yıldırım’ın dünkü seslenişini bir “işaret” olarak algılamak istiyorum.

...................

Kimin “EVET” kimin “HAYIR” diyeceğinden çok bu bütünleşme psikolojisinin büyümesi, çoğalması önemlidir.

...................

Referandumun “Türkiye’yi daha da gereceği, insanlarımızı karşı karşıya getirebileceği” kuşkuları ve kaygıları vardı.

Çünkü...

Referandumda sadece iki seçenek var:

“EVET” ya da “HAYIR...”

Haliyle...

İki bloğun oluşması, insanlarımızın “ortadan yarılması” gibi bir “karabasan” ön okumasu yapılıyordu.

Neyse ki...

Bazı olanak eşitsizliklerinden kaynaklanan olumsuzluklar kayda geçse de “beklenti” gerçekleşmiş değil.

Hiç değilse şimdiye kadar...

Dileriz ki dramatik olaylar bundan sonra da yaşanmasın.

Referandum kampanya süreci yüreklerde iz bırakacak rahatsızlıklar yaşanmadan tamamlansın.

Haberin Devamı

16 Nisan’a sadece 3 hafta kaldı.