Tophane-i Amire’nin girişinde hemen sağda bir “deniz kızı...”
BEYAZ YAKALILAR YARIŞIYOR
FARKLI şirketlerden çalışanlar
bugün iş yaşamında değil sporda rekabet için yarışacaklar.
Koşular, gülle atma, yüksek atlama ve uzun atlama.
Düzenleme “INDOOR CUP (Şirketler Arası Salon Atletizm Oyunları)” kuruluşundan.
Başında kendiside spor tutkunu olan ve Milliyet’te, Hürriyet’te yöneticilik yapmış olan Tijen Mergen.
Bu kez ikincisi düzenlenen yarışmaya bütün beyaz yakalılar hiç değilse izleyici olarak katılsınlar.
“Çok keyifli olacak” diyorum.
İŞTE EKREM BORA’NIN KIZI
Gourmet geleneğinde
“Şef Masası” kültürü vardır.
Mutfakta veya mutfağın hemen önünde bir masa hazırlanır.
Şefin seçimleriyle lezzet sörfü yapılır.
Bu kez de The Ritz-Carlton Oteli’nde öyle bir gece yaşadık.
Kadim dost Mustafa Süzer’in bir “Şef Masası (Chef’s Table)” davetiydi bu.
KIRMIZI ŞARAP DONDURMASI
Şef Simon Wipf döktürmüştü.
3’ünü özellikle yazıyorum.
- “Yumurta Martini
(Egg Martini)”
62 derecede pişirilmiş organik yumurta, kereviz püresi ve trüf mantarı...
- “Dana İncik”
6 saat ağır ateşte pişirilmiş... Mor havuç ve mini havuç, patates püresi, yeşil soğan ve kendi suyuyla hazırlanmış sos...
Ve hiç yememiş olduğum bir tatlı.
- “Kırmızı Şarap Sorbesi (bir tür dondurma)”
BİR SÜRPRİZ
Otelin sarışın genç ve güzel İletişim Direktörü Yasemin Uygurmen bilgi verirken
Mustafa Süzer sordu:
“Yasemin kime benziyor, kimin kızı olabilir?”
Dikkatle baktım.
Cevabım:
“Ekrem Bora’nın.”
Bingo!
Sedat Zincirkıran ve Şef Alagök Coşkun’la Sardunya’da...
HALDUN SİMAVİ’NİN FİDANI
MESLEK büyüğümüz Necati Zincirkıran Hürriyet’in ve sonra da Günaydın’ın -efsane- Genel Yayın Yönetmeni’ydi.
İki oğlunu da yurtdışında üniversiteye gönderdi.
Büyük oğlu Sedat’a, Haldun ve Erol Simavi’nin babasının adını vermişti.
Haldun Bey “Sedat İngiltere’de gıda sektörü eğitimini alsın. Geleceği var” demişti.
Sedat İngiltere’deki eğitimini bu alanda tamamlayıp, 1990’lı ilk yıllarda döndü.
İlk işyeri “Sardunya” adlı mekandı.
Etiler Şamdan’ın hemen yanında.
Çok keyifli geceler yaşadık.
Sonra “Zeytin...”
Şimdilerde Gayrettepe’de, birayı gözümüzün önünde imal eden mekanı...
YÜZBİNLERİ DOYURUYOR
Bir diğer girişimi ise “Catering”... Firmalara yemek veren fabrikalar kurdu.
Bizim Milliyet dahil pek çok firmanın günde 100 binlerce çalışanını doyuruyor.
Bu girişiminde ilk müşterisi olmuştum.
Güneş gazetesinin mutfağı Sedat Zincirkıran’daydı.
Çalışanlardan bir gün bile şikâyet almamıştım. Herkes memnundu.
TSK’nın büyük manevralarında (sanırım Sarıkamış gibi) da yemek temini onun firmasına emanet ediliyor.
Geçen çarşamba bizim öğle yemeği dostları Sedat’ın Fındıklı’da Sardunya adını yaşatan deniz manzaralı mekânındaydık.