Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dolunayda ‘yaza merhaba...’


Dolunayda ‘yaza merhaba...’



Türkbükü’nün “sesler omleti”nden gereğince uzak ama oraya uzanmak isteyenler için de yeterince yakın bir “Bodrum nişi” KUUM...
Ay bakır bir tepsi gibi dağların üzerine asılmıştı.
Sarper Semiz ve Onur Mete’nin romantik müziğiyle bir grup Bodrum tutkunu “YAZA MERHABA” dedik.
Dostlar, yeğenler, kuzenler ve KUUM‘un konukları...
Manzara güzel, mekân güzel, dostlar güzel, mey güzel...
Ya lezzet sörfü?
Şef Bülent Ergin Yavuz ve ekibi döktürmüş.
Ve...
İlhan Şeşen’le gecenin akışı.
Bu geceyi düzenleyen Şila Gök ve Cenk Baysan başarının sahipleri.
Bodrum’u gözde yapan özelliklerden biri sürekli esinti olması ve nemi alıp götürmesi.
Rutubeti çok az olduğu için Bodrum’da az uykuyla yaşanır.
8 saat uyumuş gibi sağlıklı kalkılır yataktan.
Bir diğer özelliği Yunanistan’ın Mikonos adasıyla paralel.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra zor ekonomik koşullar, demokrasinin çocukluk hastalıkları nedeniyle entelektüeller, sanatçılar bu adaya gönüllü sürgün olmuşlar.
Yiyecek ucuz, iklim güzel, içki ucuz ve bol, hemen yakınlarında müthiş bir tarih zenginliği uzanıyor.
Yazmak, okumak, çizmek, heykel yapmak, müzik üretmek için ada büyüklüğünde atölye...
Bodrum da aynı süreci geçirmedi mi?
Ve şimdilerde ikisi de aynı tehditle burun buruna.
Çılgın gecelerin, “görmek ve görünmek” podyumlarının coğrafyaları.
Ancak magazin medyasının yansıttığı görüntülerle bu algılamalar gerçeğin sadece bir yüzünü gösteriyor.
Diğer yüzünde hâlâ kökler canlı ve duru güzellikler üretiyor.
Bodrum’da yüzlerce STK, çok sayıda yazar, çizer, açık hava müzesi gibi yapılara imza atan mimarlar, lezzet durakları var.
Bu bağlamda KUUM’un mimarı Gökhan Avcıoğlu’nu da anıyorum.


SAMURAY ERTUĞRUL
Dolunayda ‘yaza merhaba...’
Ertuğrul Özkök’ün eski “reenkarnasyon”unda Japon savaşçısı anlamına gelen bir “samuray” olduğunu okumak istiyorsanız onun son kitabı “TUHAF”ı alıp okuyunuz.
Ertuğrul’un İzmir’in Kahramanlar semtinde başlayan bir macerası yıllar sonra Japon büyükelçilerinin, Japon tarihçilerin, Japonya Savunma Bakanlığı’nın iz sürdüğü bir tarihi araştırmaya dönüşür.
Sonuç... Bu reenkarnasyonunda gazeteci Ertuğrul Özkök yüzyıllar önceki yaşamlarından birinde teorik olarak samuraymış...
Bunu nasıl da güzel bir öykü diliyle anlatmış.
Murat Çulcu’nun söylemiyle “edebiyat tadı” var.
Kitapta böyle “gerçekle hayal” arasındaki arafı yaşatan başka öyküler de...
Kitapların “bilgiyle” harmanlanmış sayfaları daha da ilgi çekiyor. Ertuğrul Özkök’ün bir zamanlar samuray oluşunun tarihi izlerini sürmek gibi başka araştırmalarla da sayfalar akıyor.
Örneğin...
Mevlana’nın sandukası ve 7 yaşındaki kız...
Bakire Meryem’i İsa’ya hamile bırakan Romalı okçu asker. Hallac-ı Mansur’un kehaneti...


KANSERİN İNCİLİ
Dolunayda ‘yaza merhaba...’
Dünyada her 4 kişinin yazgısında kanser var.
Çağımızın “veba”sı.
Ancak... Zamanında yakalanırsa ya da etkin tıp ve alternatif tıp tedavileri doğru uygulanırsa insanlık çaresiz değil.
Prof. Dr. Erkan Topuz’un kitapları kanseri yaşayanlar kadar kanserden korunmak isteyenler için de “şifa pusulası...”
Erkan Hoca hekimliğin felsefesini, insanlığa psikolojik yaklaşımını da yansıtıyor.
“Moral şua” üretiyor ve yansıtıyor.
Kitapları kolay okunuyor.
Satırlarında sıcak bir kalbin atışları hissediliyor.