Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AB'nin Türkiye için nasıl bir "çağdaşlık" tetikleyicisi olduğunu gösterir. Dünkü Olimpiyat Stadı, Paris'te, Roma'da, Londra'da, Almanya'da maç izlerken sunulan güzellikleri -neredeyse- yakalamıştı.Önce... Daha dışarıda düzen vardı; işaretler, otoparklar, insan gibi muamele... Çiçek, ağaç gene hak getire, çoraklık berdevam ama buna da şükür. Çadırlar kurulmuştu. Sandviçler, içecekler, bayraklar, sohbet... Seyirciler, kışlaya değil, futbol maçına girmenin keyfini daha dışarıda yaşıyorlardı. Turnikeler önünde yığınlar yoktu.Ok işaretleri ve numaralarla yönlendirme sağlanmıştı. Konsere girer gibiydi.Merdivenler insan kümeleriyle tıkanmış değildi. Tuvaletler temizdi. (Hiç değilse uzun süre...)Tribünlere açılan ortak mekânlara büfeler kurulmuştu.Her çeşit yiyecek içecek...Ve bunlar için -bazı bölümlerde- ayrıca ödeme yapılmıyordu. Avrupa'da olduğu gibi bilet ücretleri üzerine bir ilave fon konulmuştu, yeme içme her şey bilet ücretlerine dahildi.Yani, taraftara, seyirciye saygı vardı..........................Futbol, sadece sahada oynanan 90 dakika değildir. Keyfi, tartışmaları ve takılmaları karşılaşmadan günlerce önce başlar. Ve haftalarca sürer... Stada giderken ve maç öncesi stat dolaylarındaki kahvelerde, içerideki büfelerde şamataya doyum olmaz. Bunlar yapılırken ortam da güzel olmalıdır. Yeşil çimler, çiçekler, çadırlar, hatıra eşya ve forma satan butikler...Müzik...En önemlisi de temizlik ve düzen.Maç izlemek için yapılmış koltuklar bile bu keyfi tamamlatır. Galatasaray maçı için son kez gittiğim Roma Stadı -doğanın coştuğu bir mevsime rastladığı için- daha da güzeldi. Stada insan boyunda çiçekler ve yol boyunca sıralanan heykeller arasından geçerek girdik. Roma'nın ünlü çamları, sedir ağaçları görüntüye zenginlik katıyordu. Görkemli büfelerde, birinci sınıf restoranlarda bulunabilecek yiyecekler sunuluyordu.Şarap ve bira serbestti.Ne yere döken-saçan, ne sarhoş olup hadise çıkaran...Harika müzik...Ve maçtan önce unutulmaz bir gösteri...Buna benzer keyfi, Galatasaray-Schalke maçı için gittiğim Almanya'da almıştım. Büfelerde, Türk maçı olduğu için döner ve dürüm bile veriyorlardı. Paris'te Dünya Futbol Finali'nin oynandığı maçta bir mimarlık şaheseri olan stada da operaya girer gibi rahat girmiş, rahat çıkmıştık.Evet...Olimpiyat Stadı'ndan dünkü manzaralar da yazının ilk satırlarında yansıttığım gibi bunlara yakın güzellikteydi.............................Aradaki farkı göstermek için size bu köşede 23 Eylül 2003'te yazdığım yazıdan aşağıda bazı satırlar sunuyorum:"..... Hadi olimpiyatlar olmadı... Türkiye'ye Avrupa Süper Kupası'nı getirmiş en fazla şampiyonluğu kucaklamış takımın maç oynayacağı stat yolsuz izsiz bırakılır mı? Kuş uçmaz, kervan geçmez dağlara duble yollar döşeyen bu yönetim, istese şu 3-4 ayda ne otoyol bağlantıları, viyadükler yapmazdı ki! Bu sorunu Galatasaray Lobisi'nin çözmemiş olması da, devletin yokluğu kadar hüzün verici. Avrupa takımlarını, FIFA'cıları, Batı medyasını bu bozkır izlerinden mi geçireceğiz? Sanki trophy yapıyorduk. Stada gidiş de, stadın çevresi de kel, çıplak, çorak toprak. Ne ağaç, ne çim, ne çiçek!Tam kel başa olimpiyat stadı durumları. Yorgun beton yığını...Stadın kendisi de perişan. Beton, ancak bu kadar kötü yapılabilir. Sanki kirden, bakımsızlıktan, beton yaşlanmış, yorgun düşmüş. Hüzün veriyor. Her taraf gri. Toz, toprak, kasvet... Bu boz, bu gri devasa lahit gibi görüntü, tepeden sarkıtılacak deniz gibi dalgalanan sarı kırmızı bayraklarla neden şenlendirilmez? Neden balonlar, güvercinler uçurulmaz? Girişlerde neden Galatasaraylı gençlerin grupları müzik yapmaz? Galatasaray Üniversitesi Orkestrası neden açıkhava konseri vermez? Bir 'yas' nedeni mi var?"...........................Yazının başına dönelim... Avrupa Kupası Finali için şartlar dayatılması nedeniyle Olimpiyat Stadı çağ atladı. AB'nin de bir yığın yanlışına karşın -gene de- Türkiye'yi tarihin en büyük uygarlık projesi standartlarına tetikleme işlevini görmezden gelemeyiz.Ne yapalım ki dürtmeden olmuyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Olimpiyat Stadı'nın dünkü bir Avrupa stadı görüntüsüyle daha önceki perişanlığı arasındaki büyük fark, sporun ötesinde siyasal mesajdır.