Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Emine Ülker “Rüzgâr da eski ama hâlâ esiyor...”

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, YARSAV Başkanı’yken politikaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor:
“Ülke koşulları karar verdi diyebiliriz. Beni biraz ülkenin koşulları zorladı. Aslında yargı siyaseti yapıyordum. Hukuk üstünlüğünü savunuyorduk. Bu mücadeleyi meslek örgütünün başında yürütmeyi, geleneksel yargıç suskunluğu olanaksız kılacağı için siyaset kararı aldım.”
CHP için nasıl bir mimari öngörürsünüz diye soruyorum.
Futbola da meraklı olduğunu söylüyor ve Zidane’ın bir sözüyle sadece CHP değil siyaset için düşlediklerini anlatıyor:
“Dünya kupası maçından önce Zidane’a demişler ki ‘siz yaşlı bir futbolcusunuz.’ Zidane demiş ki ‘evet rüzgâr da yaşlıdır ama hâlâ esiyor.’ CHP’nin köklü oluşuna “eski” güzel bir cevap.”
Tarhan, siyaset zemininin yargı zemininden daha karmaşık olduğunu söylüyor.
En büyük amacı siyasete katkı sağlamak.
Ayak oyunlarına ve parti içi dengeleri gözlemeye dayalı politikalara alışabildiniz mi diye soruyorum.
“Alışamadım ve alışmaya da hiç niyetim yok. Bunları aşmamız gerektiğini düşünüyorum. Enerjiyi dışa asıl mücadele etmemiz gereken alanlara yönlendirmek yerine sürekli iç çekişmelere yönlendirmenin vakit kaybı olduğunu düşünüyorum” diye yanıtlıyor.

UYKUSUZ 1 GECE
EMİNE Ülker Tarhan acemi bir siyasetçi olduğunu ama yargıç olarak çok tatmin edici bir süreç yaşadığını söylüyor ve ekliyor:
“Yargıçlıkta bir taraf için olumsuz birisiniz ama ben herkesin teşekkür edip gittiğini hatırlıyorum.
‘Lütfen’siz konuşmak gibi bir alışkanlığım yoktur.
Özellikle tutuklama kararı verirken ‘uykusuz geceler’ yaşamamak için çok çok dikkatli olmalı.
Bir insanı tutuklamak, 1 gün, 1 saat bile özgürlüğünü almak inanılmaz bir sorumluluktur.
O yüzden o konuda içim çok rahat.”

FAKÜLTE 2. SINIFTA EVLİLİK
TARHAN’ın oğlu “Alaz” lise son sınıfta.
Gitar ve ud çalıyor. Kendi başına öğrenmiş.
Annesinin yolundan gitmeyi, hukuk eğitimi amayı istiyormuş.
Zorlu bir kış gününde doğmuş.
Tarhan, “Alaz, ısıya, ateşe çok ihtiyacımız olduğu bir Erzurum gününde doğdu. O yüzden adı alev anlamına gelen Alaz” diye açıklıyor.
Ülker Tarhan üniversite 2. sınıfta evlenmiş ve 4. sınıfta kızı Tuğçe dünyaya gelmiş.

MAKSAKOVA SANAT AİLESİ
RUSYA Millet Meclisi Duma’da Milletvekili olan Maria Maksakova ünlü bir soprano, Maksakova sanat ailesinden geliyor.
Annesi, anneannesi ve kendisi... 3 kuşak soprano.
77 yıl önce 1935’te anneanne Maria Maksakova Bolşoy’dan bir grup sanatçı ile birlikte, Atatürk tarafından Türkiye’ye davet edilir. Türkiye’de 3 konser verilir. Ankara konserini Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü de izler.
..................................
Maria Maksakova iki fakülte bitirmiş.
Konservatuar şan bölümü ve hukuk.
Siyasete giriş nedenini açıklıyor:
“Bir sanatçı olarak çok faydalı kültür işleri yapabilirim ancak bir milletvekili olarak daha fazla iş yapabilirim. Ne yazık ki sanatımız ikinci planda. Kültür halkı birleştirecek. Benim amacım kültüre hizmet etmek.”
Maria Maksova “Putin”, kesin Cumhurbaşkanı seçilecek. Demokrasiler güçlü liderlerle daha daha büyük başarı getirir.
Maksakova ailesinin yoksul ve yetenekli çocuklar için kurduğu bir vakfı da bulunuyor.
.................................
Emine Ülker Tarhan ve Maria Maksakova ile sanat ve siyaset harmanı ŞEFFAF ODA’da...

Haberin Devamı

Emine Ülker “Rüzgâr da eski ama hâlâ esiyor...”

Haberin Devamı

KUZEY GÜNEY 22 ÜLKEDE
GÖÇEK koyunda muhteşem bir teknede konuk olmuştum.
Teknenin sahibi Meksika’da diziler yapan bir işadamıydı.

Emine Ülker “Rüzgâr da eski ama hâlâ esiyor...”

“Aynı senaryoyu, aynı sette, aynı gün 8’er saatlik 3 ayrı çalışma süresinde, üç ayrı dilde çektiğini (İngilizce, İspanyolca, Portekizce)” anlatmıştı.
“Dizi işini fabrika vardiyası gibi yapıyor” diye düşünmüştüm.
O yıllarda Güney Amerika dizileri dünya televizyonlarına hâkimdi.
Şimdi ise durum hayli değişti.
Özellikle Balkanlar ve Ortadoğu ülkelerinde Türk dizileri birinci.
Sadece “GÜMÜŞ” dizisinin Ortadoğu’da 85 milyon kişi tarafından izlendiğini vurgulayayım, bu alanda Türkiye’nin iddiası için fikir verir.
Asi, Binbir Gece, Aşk-ı Memnu ve Yaprak Dökümü dizileriyle Kanal D Pazar’ın en büyük aktörü.
Türkiye dizi ihracatında dünya 5’incisi...
“Aynı senaryoyla aynı mekânda 3 vardiya, 3 ayrı dilde, söz gelişi Arapça, Arnavutça, Boşnakça ya da Bulgarca, Sırpça aynı dizinin çekildiği” günlerin çok da uzak olmadığını düşünüyorum.
Discop İstanbul Fuarı’na müthiş ilgi böyle bir geleceğin işaretini veriyor.
Kanal D’nin Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin ve Kanal D Genel Yayın Yönetmeni Pelin Diştaş Yaşaroğlu’nun ev sahipliğinde düzenlediği partide TV dünyasından yüzlerce yabancı vardı.
360 İstanbul’daki parti dizilerimizin vitriniydi.
Bu arada başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ, Buğra Gülsoy ve Öykü Karayel’in oynadıkları Kanal D’nin iddialı “Kuzey Güney” dizisi 22 ülkede Arapça olarak yayınlanacak.
Ortadoğu’nun en büyük medya gruplarından DMİ (Dubai Media Incorporation) ile satış sözleşmesi imzalandı.

Haberin Devamı

LE BON BİR “BON BON”
FRANSIZ isimleri takmak ilginç bir trend... Söz gelişi İngiliz yazar Alain de Botton, Amerikalı siyah

Emine Ülker “Rüzgâr da eski ama hâlâ esiyor...”
basketbolcu Baron Davis...
MANGO’nun defilesindeki başrole “Amber Le Bon” da bir diğer örnek.
Müthiş bir manken değil.
MANGO’nun ürünlerinin daha önde olduğu söylenebilir.
Amber’in babası Duran Duran’ın solistlerinden Simon Le Bon annesi ise model Yasmin Le Bon...
Şöhreti biraz da bu ilginç ismi ve ailesinden... Ancak... Işığı sadeliğinde...
O nedenle olacak ki Pantene’nin kampanya yüzü. Sanat ve fotoğraf tarihi lisansının yanı sıra müzik de okudu.
Şarkı söylüyor, piyano çalıyor.
Defile sonrası DJ’lik de yaparak, podyumdaki sunumları kadar ilgi çekici oldu.