Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YIL 1975...
Ecevit Hükü-meti’nin Kıbrıs harekâtı ve adanın yarısının işgali sonrası...
Artık Süleyman Demirel başbakandır.
ABD Kongresi “Türkiye’ye silah ambargosu” kararı alır.
Yani...
ABD artık Türkiye’ye ne savaş uçağı, ne savaş gemisi satacaktır.
Tek bir mermi bile vermeyecektir.
Oysa...
Türkiye ve ABD NATO üyesidir.
Savunma ortağıdır.
Dönemin başbakanı Demirel ABD’ye bildirimde bulunuyor.
“3 gün içinde Türkiye’deki bütün askeri üsleri ve tesisleri terk edeceksiniz.”
Washington şaşkınlık içindedir.
Böyle bir tepki hiç beklememektedirler.
Amerika Türkiye’deki üsleri üzerinden sağladığı Sovyetler Birliği istihbaratının bir günde yüzde 60’ını kaybetmiş olur.
Elbette...
Büyük gerilim.
Bu durum 1970’li yılların sonlarında Bülent Ecevit’in tarihe “Güneş Motel” diye geçmiş olan her transfer milletvekiline bir bakanlık pazarlığı sonucu başbakan oluncaya kadar sürmüştür.
.........................
Kıbrıs harekâtını da başta Amerika ve İngiltere, bütün Batı bloku önlemeye çalışmıştı.
Başbakan Ecevit hiçbirini dinlememiş.
“Ayşe okula gitsin” şifresiyle TSK’nın Kıbrıs harekâtı için düğmeye basmıştı.
Bu da Washington’un hiç beklemediği, kötü, acı duyduğu bir sürprizdi.
........................
1 Mart 2003’te Meclis Amerika’nın Irak’a Türkiye üzerinden harekâtına “izin tezkeresini” oyladı.
Muhalefet partilerinin yanı sıra 99 AKP milletvekili de kendi hükümet önerisine sahip çıkmadı.
Aleyhine oy kullandı veya çekimser kaldı.
Türkiye Amerikan ilişkilerinde bir kez daha “buzul devri...”
Oysa...
ABD “tezkerenin geçeceğinden” nasıl da emindi.
O kadar ki...
Güneydoğu’da askeri tesislerini konumlandırmak için arazi operasyonları yapmıştı.
Gemilerinin yanaşacağı İskenderun Limanı’nı -araç ve gereç çıkartabilmeleri için- genişletmişti.
Gemileri günlerdir açık da bekliyordu.
Tezkere geçmeyince Washington’da “şok” yaşandı.
İlginçtir...
Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz bu olaydan TSK’yı sorumlu tutan bir demeç vermişti:
“Sorumluluk askerlerdedir. Çünkü askerler siyasetçilere liderlik yapamadılar...”
........................
Aslında Ecevit’in Kıbrıs harekâtı, Demirel’in “Amerikan askerlerini Türkiye’deki bütün tesis ve üslerinden kovması.”
Son olarak da “2003’te tezkerenin geçmeyişi...”
Bunlar Washington devlet hafızasında “data” birikim yapmıştır.
Türkiye’de yeni bir “fabrika ayarı projesi” mi desek?
Özellikle sonuncusu.
Projenin kapağını açtırmış olabilir. Yoksa...
Ergenekon bu projenin senaryosu muydu?
TSK’nın mimlenmiş kadrolarının devre dışı bırakılması mıydı?
........................
Bu yazı da eski büyükelçi ve milletvekili Onur Öymen’in “Hükümetin Dış Politikası ve Yeni Anayasa Tuzağı” konulu panelde yaptığı konuşmadan yararlandım. Başka ilginç tespitlerini de yansıtacağım.