Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Manşetimizde yer alan Anayasa değişikliği tasarısı, gerçekten iyi bir gazetecilik olayı.
       Acaba, Türkiye için de iyi mi?
       Taha Akyol'un yazısından anlıyoruz ki, Köşk'ten fakslanan bir yığın evrak arasında, bu Anayasa değişikliği metni, DYP'ye de geçmiş.
       Kasetlerden sonra, bu da faks patlaması...

       Örnekleri sıralayalım:
       "Yasama yetkisi, Türk milleti adına, TBMM ve Cumhurbaşkanı'na aittir."
       Yunanistan Anayasası'ndan alınan bu madde ilginçtir.
       Fransızca promulger fiilinin karşılığı olan isdar etmek anlamına gelir.
       Sadır olmaktan türemiştir.
       Yasaların, cumhurbaşkanı tarafından yayınlanması yetkisini, bir formalite olmaktan çıkarıyor ve yasama işlevini Parlamento ile paylaşma statüsünü de Çankaya'ya vermeyi amaçlıyor.
       Sözünü ettiğim ve aşağıda belirteceğim o yetkilerden bazıları, iptal edildi.
       Fransa'dan esinlenen bir madde ise şöyle:
       "Kanun tasarıları, cumhurbaşkanının fikri alındıktan sonra, Bakanlar Kurulu'nda görüşülür ve Meclis Başkanlığı'na takdim edilir."
       Bu da, cumhurbaşkanlarının, Bakanlar Kurulu'na başkanlık etme - tabi - yetkisinin gereği olarak, Fransa Anayasası'nda yer almıştır.
       Böylece...
       Başbakan, cumhurbaşkanının vekili durumuna gelmiş gibidir.
       Bütün kanun tasarılarının, önce cumhurbaşkanından geçmesi, o nedenle gerekli olmaktadır.
       Ne var ki...
       Parlamento çoğunluğuyla, cumhurbaşkanı farklı partilerden olunca, Portekiz ve Yunanistan'da sistem tıkanmıştır.
       Cumhurbaşkanlığı yetkileri budanmıştır.
       Fransa'da ise, farklı çoğunluklar söz konusu olduğunda, cumhurbaşkanları, kendilerini geri plana almışlardır.
       İktidarın güncel kullanımını, çoğunluk partisine ve onun hükümetine bırakmışlardır.

       Anayasa değişikliği için hazırlanan bu çalışmaya göre, cumhurbaşkanları milletin genel oylarıyla ve iki turda seçiliyor.
       Böylece...
       Sadece, Anayasa'daki yetkilerle değil, halk tarafından seçilmekle de, ikinci bir iktidar odağı oluşuyor.
       Çalışmada, iki öneri var:
       "Birincisi...
       Cumhurbaşkanları 7 yıl için seçilirler.
       İkinci kez seçilme hakları yoktur.
       İkincisi...
       Cumhurbaşkanları 5 yıl için seçilir.
       İkinci kez seçilme hakları vardır."
      
Birinci durum, Fransa'da hala uygulanıyor.
       Çünkü...
       Cumhurbaşkanları, gereğinde iktidarı kullanma yetkilerinden vazgeçerek kendilerini geri çekebiliyorlar.
       Portekiz ve Yunanistan'da ise, bu siyasi olgunluk yeterince olmadığı için, cumhurbaşkanı ve Millet Meclisi'ne, 5 yılda bir seçimlerle "örtüşme" takvimi ve olanağı sağlanıyor.

       Çalışmanın iki maddesinde, Fransa ile diğer bazı ülkelerden alınan ve cumhurbaşkanına, süresi dolmadan seçimleri yenileme yetkisi veriliyor.
       Birincisinde koşul yok.
       İkincisinde ise, devletin bütünlüğü, milli egemenlik, Cumhuriyet, milli güvenlik, kamu düzeni ve genel asayiş ve kamu yararının korunması gerekçeleri sıralanmış.
       Ancak...
       Birinin genel hükmü varken, diğerinin gereği anlaşılamıyor.
       Öte yandan...
       Gene, cumhurbaşkanına, ülkenin üstün menfaatleri gerektirirse, Parlamento seçimlerini 1 yıl erteleme yetkisi veriliyor.
       Böylece...
       Cumhurbaşkanı, hem Meclis'i fesh edebilmenin hem de hükümetin başında olmanın üstün yetkileriyle donatılıyor.
      
Gereğinde seçimleri erteleyerek, Parlamento'yu ödüllendirebilirdi.
       Bunlar, büyük yetkilerdir.

       Bu çalışmada bir de tehlikeli ve her an infilak edebilecek karışım var.
       "Çalışmada, Cumhurbaşkanının Millet Meclisi tarafından düzenlenmesi gereken konularda res'en kararnameler ve emirnameler düzenleyeceği ve bunlar aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne ve diğer yargı mercilerine başvurulamayacağı" hükmü yer almıştı.
       Altına da (Fransız Anayasası 16 - 37) kaydı konulmuş.
       Burada, elmalarla, armutlar karışıyor.
       Fransız Anayasası, olağanüstü hallerde kısa bir süre için ülkeyi yönetme yetkisini tek başına cumhurbaşkanına verir.
       Fransız Anayasası'nın 34. maddesi, Millet Meclisi'nin kanun yapabileceği bütün alanları belirtmiştir.
       Onun dışında kalan bazı alanlarda, kararnameler cumhurbaşkanına bırakılmıştır.
       Örneğin...
       Bazı anayasal kurumlara tayin gibi...
       Oysa, elimize geçen çalışmada 16. maddede yer alan olağanüstü hallerde tek başına yönetim ile 37. madde, çok tehlikeli bir patlama yapacak şekilde, aynı maddeye alınmış.
      
Kaldı ki, Fransa'da bile buna adalet ihtilali adı takılmıştır.

       Bunlar daha uzun boylu tartışılması gereken konular.
       Ama...
       Bir de, geçici madde konulmuş ki, sanki Cumhurbaşkanı Demirel'in yeniden seçilebilmesine olanak tanıyor.
       Tartışma kişiselleşince, Türkiye yararları açısından arayışlar geri planda kalır.
       Tartışmalarda çıtayı düşürür.
       Yoksa...
       O yanlışlıkla değil de, o faks öyle bir niyetle mi başka adreslere gönderildi?



Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr