BUGÜN cumartesi... Biraz siyaset dışı sulara açılalım.
Önce...
Fenerbahçe kongresi...
Aziz Yıldırım mı, Mehmet Ali Aydınlar mı?
Fenerbahçeli dostlarımdan bir yarısı Aziz Yıldırım’ın yanında saf tutuyor.
Diğer yarısı ise karşısında.
Galatasaray’ın bir başkanı ile “başarıda şansın katkı yüzdesini” konuşuyorduk.
Ona göre bu oran yüzde 30’du.
Yüzde 30’luk şansın analizini ise “mizahla” şöyle yapmıştı:
“Benim yüzde 30’luk şansım Fenerbahçe’nin başında Aziz Yıldırım’ın, hocasının ise Aykut olmasıdır, Allah eksik etmesin” demişti.
Aykut artık yok.
Aziz Yıldırım’ın ise durumu yarın toplanacak Fenerbahçe kongresinde belli olacak.
Ama...
Bu satırlarım yanlış yorumlarla önyargılı algılanmasın.
Geçen hafta gene bir Galatasaray başkanıyla laflıyorduk.
Bakın ne dedi?
“Fenerbahçe çok iyi bir takım kurdu.
İki takım çıkarabilir.
Birincisi lig şampiyonu olur.
Diğeri ikinci...
Ligin ilk iki sırasına ipotek koyabilir.”
...................
Başkanlar ve ekibi ne denli önemli altyapı kazandırsalar, kulübün mali durumunu ne kadar sağlama kavuştursalar taraftarı kesmez.
“Sportif başarı” esastır.
Yani...
Takım o yıl şampiyon oldu mu, olmadı mı?
Taraftar buna bakar.
Yönetim-leri buna göre destekler.
Kongre-lerde yeşil ışık bu ölçüte göre yanar veya kırmızı kart gösterilir.
Fenerbah-çe sezona başarılı girdi.
Başarıyı sürdürüyor.
Takım iyi.
Taraftar memnun.
Bu rüzgar kongreyi de etkiler.
...................
Kaldı ki Aziz Yıldırım Fenerbahçe’ye ciddi ve önemli tesis kazanımları altındaki imzadır.
Fenerbahçe Sportif A.Ş’nin borsa değeri sıçrama yapmıştır.
Fenerium da önemli bir marka değerdir.
Fenerbahçe aktifleri, borçların hayli üzerinde.
Fenerbahçe’ye şimdi bir de üniversite kazandırmak projesi devreye sokuldu.
30 milyon dolarlık başlangıç yatırımıyla anlamlı bir girişim.
Bu koşullarda ibre Aziz Yıldırım’ı gösteriyor.
...................
Ancak...
Mehmet Ali Aydınlar da başarılı ve gerçekçi bir işadamı...
Işık görmeden bu yarışa soyunmayacağını düşünüyorum. Ve bir de...
“İyi sıhhatte (saatte) olsunlar” faktörü ihmal edilmemeli.
Türkiye’de ihalelerden, medyaya, federasyonlara kadar, her alanda o faktör göz ucuyla izlenmeli.
“İyi sıhhatte olsunlar”ın “görünmeyen ama hissedilen” parmağı, bu iki başkan adayından hangisini işaret ediyor?
“Mülahazat hanesinde” buna da bir açık kapı bırakılmalı.
...................
Bir Galatasaray Divan Üyesi olarak Fenerbahçe işlerine daha fazla burnumu sokmak istemiyorum.
Satırlarım da Fenerbahçe’nin, Galatasaray için “vazgeçilmez” olması ile izah edebileceğim yakın ve içten ilgiyi yansıtıyor.
FATİH TERİM’İN İSYANI
FATİH Terim onurlu adamdır.
Vakur kişiliğinin gereğini yaptı.
Basın toplantısı böyle bir tabiatın gereğiydi.
Zehri içinde tutup büyütemezdi.
Galatasaray ve Türkiye futbolu ona çok şey borçludur.
Avrupa Şampiyonluğu Kupası’nı sadece Galatasaray değil bu bağlamda Türkiye de kaldırmıştır.
Avrupa’ya karşı dizleri titremeden, özgüvenle ve kazanmak için çıkmakta, Terim bir milattır.
Beraber çalışırken de, yolları ayırırken de ona özen ve saygı gösterilmesini sonuna kadar hak etmiştir.
Hataları elbette oldu.
Ama...
Artıları köpük köpük kabaran dalga gibi o hataların üzerinden aşıp gitmiştir.
20 yaşından bu yana Galatasaraylı, kocaman bir yürektir o...
Galatasaray’da ve genelde Türkiye futbolunda Fatih Terim’in söyleyeceği daha çok ve önemli söylemleri, işlevleri olacaktır.
