Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güneri CIVAOĞLU

Bu hükümet, iktidarını 3 yıla endekslemiş bulunuyor.
Örneğin...
- Her eve bir bilgisayar ve 8 yıllık temel eğitim operasyonunun tamamlanması...
- Enflasyonun yüzde 10'un altına indirilmesi...
- Boğaza 3'üncü köprü ve tüp geçit projelerinin hayata geçirilmesi...
- İzmit Körfezi köprüsü ve çevreyolları bağlantısının tamamlanması...
- 6 termik santralın, Artvin Barajı'nın ve ihalesi gerçekleştirilmiş 1 milyar dolarlık çeşitli otoyolların bitirilmesi...
- Atatürk Havalimanı'nın dış hatlar yeni terminalinin - 1 yıl sarkma olasılığıyla - hizmete girecek hale gelmesi...
- Bakü petrollerinin, Rusya üzerinden aktarılması... Rusya'dan, Karadeniz'e boru hattı döşenerek ilave doğalgaz... Bulgaristan ve İran'dan doğalgaz naklinin takviyesi...
Bütün bunlar için öngörülen süreler de 3'er yıl.

Bütün bu yatırımlar, 12 milyar dolar tutarlarında...
Neredeyse tamamı bütçe dışı kaynaklardan karşılanıyor.
Dış kredi, yap - işlet - devret yöntemi gibi...
Sadece 8 yıllık temel eğitim yatırımlarının büyük bir kısmı Tekel ve talih oyunlarından, tüketim harcamalarından, telefon gibi hizmetlerden karşılanıyor. Ama bir bölümü de Dünya Bankası'nın katkısıyla gerçekleşecek.
Günümüzde, artık her şeyi devletin yapması ve bütçeden karşılanması sözkonusu değil.
İktidarların bütçe sihirbazlıklarıyla kaynak yaratma çabalarına gerek yok.
Hükümetlerin güvenilir olmaları... İhalelerin ve yap - işlet - devret modelinde projelerin hayata geçirilmesi yolu üzerinde "komisyonu kim kapacak" kaygılarının bulunmaması yeterli.
Her zaman bu köşede yazmışımdır.
Ne savcı, ne de yargıç olma iddiasındayız.
Hukukun temel kuralı "masumiyetin esas olduğudur". (Beraat - i zimmet esastır)
Yargı karar verinceye kadar, kimse için infaz bu satırların görevi değildir.
Ama... Yap - işlet - devret modeliyle eğer Türkiye'nin en ihtiyaç duyduğu yatırımı sadece 2 yılda tamamlamak üzere en ciddi uluslararası firmalar öneriler sunmuşken... Hatta Türkiye'de bürolar açarak bu işi uzun süre kovalamışken... Türkiye turizminde büyük bir kara boşluğu dolduracak, o yatırımın ihalesini 10 yıl savsaklamanın ve medyaya bile yansıyan skandal dosya saklamalarının izahı nedir?
İşte... böyle kaygılar - bildiğimiz kadarıyla - ortadan kalkınca, bakınız 4 ayda neredeyse 12 milyar dolarlık yatırım için depar verilebilmiştir.

Bu girişimlerin tam olarak haraketlenmesi için özellikle yap - işlet - devret modellerinin Danıştay'dan da onay alması gerekiyor.
Türkiye'de büroksinin ve yargının da yatırımlara omuz vermesi ve hızı kesmemesi gerek.
Geride kalan yıllarda özelleştirme birkaç kez Anayasa Mahkemesi'ne takıldığı içindir ki; tökezledi.
Özellikle PTT'nin "T"sinin özelleştirilmesinde, bu nedenle Türkiye yitirdiği zaman nedeniyle portföyünü yarı yarıya aşağıya çekildiğini gördü.
Çünkü pazara özelleştirmesini hızlandırmış eski Sovyet uydusu olan Doğu Ülkeleri'nin "T"leri girmişti.
Arz çoğalınca, Türkiye'nin "T"si değer yitirmiştir.
Elbette bunda sadece yasaları uygulamak durumunda olan Anayasa Mahkemesi'ni eleştirmek düşünülemez.
Hukuku uygulanmakla görevlidir.
Özelleştirmeyi yozlaştırabilecek yasal boşluklarla kevgire dönen kanun metinlerini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan Soysal da suçlanamaz.
Yanlış olan, "bir türlü Anayasa'ya tam uyum sağlayan bir yasayı" yapamamış olan geçmiş hükümetlerdir.
Özelleştirme için en önemli etken medyanın kazanılması ve kamuoyunun oluşmasıdır. Dış piyasalarda özelleştirme yapılacak ülkeye güvendir. Cesur bakanlar ve sorumluluk almaktan korkmayan bürokrasidir.
Şimdi...
Bütün bu etkenlerin bir arada oluştuğu bir sinerji oluşmuştur. Medya ve kamuoyu devletin küçülmesi ve özelleştirmeden yanadır.
Dış piyasalar da döviz rezervleri 21 milyar dolara ulaşmış bulunan Türkiye'ye güven var. IMF ile anlaşma sağlandığında bu güvenin altı çizilmiş olacaktır.
Özelleştirmeyi yapacak olan Güneş Taner'in diğer özellikleri O'na bakılan merceklere göre olumlu ya da olumsuz tartışmalara açıksa bile, cesareti kesindir. Ve ekonomi bürokrasisi son yılların en iyisi gibi görünüyor.
Taner'in yıl sonunu kadar 4 milyar dolar özelleştirme geliri sağlaması gerekir
Bu tablo iktidarın sürmesi gereğini ortaya koymaktadır.
Ancak siyaset mantığıyla siyaset pratiği her zaman örtüşmez.
Bana göre, Yılmaz ve ortakları 2 hesap yapmışlar. Birinci hesap 3 yıl sonra seçime dayalıdır. Hedef icraatla sonuç almaktır...
Ancak bu hükümet pamuk ipliğiyle CHP'nin desteğine bağlıdır. Erken seçime zorlanırsa bu kez hesap siyasidir.
Çiller'in ve RP partisinin yok edilmesine endekslidir.
Türkiye ve demokrasi için birincisi tercih edilir.



Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr