Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye insanının acılar, işsizlik, vergiler, fedakarlıklarla örülmüş IMF serüvenleri, Sisifos'un kayasını andırıyor.
Mitolojiye göre; "Tanrılar, Sisifos'u büyük bir kayayı dağın tepesine çıkarmaya mahkum etmişlerdir. Kan ter içinde dağın tepesine her çıkarışında, kaya geriye yuvarlanır. Sisifos, kayayı yeniden iterek dağın tepesine çıkarmak için o bitmeyecek uğraşısına birkez daha başlar.
Ömür boyu böyle sürer."
Türkiye
insanı, Sisifos olmaya layık mı?
IMF kayasını 18 kez, kan ter içinde, yoksulluk, fedakarlıklarla ittik.
Her defasında kaya yeniden üstümüze yuvarlandı.

Bu kez kayadan önce Türkiye, IMF toplantı gündeminden düştü.
Yani... Kaygı duyulan şey oldu.
"IMF toplantısından Türkiye maddeleri çıkarıldı."
Nedeni; "Telekom yönetimine kuşku ve bankacılık alanında eksiklikler..."
Telekom yönetimi için tavır,
sürpriz oldu.
Ama... Emlakbank'ın tasfiyesine ilişkin yasanın Cumhurbaşkanı tarafından hala imzalanmaması nedeniyle olumsuz tavır beklentisi zaten vardı.
"Derviş'in işaretler aldığı ve uyarılar yaptığı" yolunda duyumlar olmuştu.
Başbakan Bülent Ecevit de bunu "Çankaya'ya bir mesaj" olarak iletmiş, hatta medyaya yansıtmıştı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in "yasanın onaylanması için süre baskısı yapılmaması" yolunda dünkü "serin" cevabı da o nedenledir.
İmza, belki daha önce bile atılmış olabilir.
Fakat... "Yasanın onaylandığı" yolundaki açıklama, IMF'deki erteleme kararından 10 dakika sonra yapıldı... Birkaç saatin, dakikanın maliyeti çok büyük...
Her iki konu da, ekonomik değil siyasal sorunlardan kaynaklanıyor.
Telekom yönetimi için Derviş'le Öksüz'ün arasındaki "gerilim dizisini" yeni izledik.
Yönetime "hangi yetenekler" yerine "hangi partiye kaç kontenjan" anlayışının sonucunu işte görüyoruz.
Emlakbank Yasası'nın imzası da bu kadar gecikmeli miydi?
IMF geleneklerine göre; Toplantılar için gerekli olan veriler bir hafta önceden belli olmalı. Toplantıdan 24 saat önce ise bütün ayrıntılar tamamlanmalı.

Ayrıca... Önce Telekom tartışmaları... Ardından Emlakbank ile ilgili yasa bağlamında kamuoyu önünde ve medya üzerinden mesajlar nedeniyle, Türkiye'ye pahalıya patlayabilir.
Cumhurbaşkanı'na Başbakan tarafından "bu yasanın IMF toplantısından en az 24 saat önce onaylanması gereği" iletildikten sonra sessizlik korunamaz mıydı?
"Onaylayın" mesajı medyayla paylaşılınca, Cumhurbaşkanı "dıştan ve içten imza baskısı ve yönlendirilmek psikolojisine" itilmiştir.
Buna karşılık... Cumhurbaşkanı da "beni sıkıştırmayın" cevabını kapalı devre verebilirdi... Kamuoyuyla paylaşıp Washington'a kadar yansıyan yankılar yaratmayabilirdi.
Böylece... Şubat krizinden sonra IMF krizinde de Sezer - Ecevit diyalog sorunu izleri olmazdı.

Oysa... Sezer'in "hukuk duyarlığı"nı dikkate alarak, ona gerekli zamanı sağlayacak bir Parlamento takvimi uygulanmalıydı.
IMF'ye verilen niyet mektubunun gerekleri, sadece nitelik ve içerik olarak değil zamanlama olarak da öngörülenden daha önce yapılmalıydı.
"IMF dayatıyor" görüntüsü verilmemeliydi.
Ve tekrarda yarar var: Hem Başbakan'ın, yardımcılarının ve bakanların... Hem de Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin bıçak sırtındaki ekonomisinin altında deprem etkisi yapacak, kamuoyuna açık ve medya aracılığıyla söylemlerden artık vazgeçmeleri gerekiyor.
Ve son söz...
IMF, 5 gün içinde toplanacak.
Sorun çözülecek.
Türkiye insanı, bu bilinçle "sağduyulu" ve "serinkanlı" olmalı.
Panik yapmamalı.