Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BAŞBAKAN Erdoğan “İsrail ya özür diler ve tazminat öder ya da bölgede yalnız kalır” söylemini tekrarladı.
Gerçek bu mu?
Görüntü pek de öyle değil.
Nasıl ki Türkiye alternatif dış politika üretiyor, İsrail de Türkiye dışında bunu yapmakta.
Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül’ün dış politika yazıları masa başında ahkâm kesmek değildir.
Haberlerle de harmanlanmış araştırma çabasını yansıtan yazılarını kaçırmamaya çalışırım.
Dünkü yazısı “İsrail ve Türkiye arasında makas açılırken” yapılan bir ufuk turuydu.
Satırlarından “İsrail’in hiç de yalnızlığa düşmediği” çıkarımını yaptım. Özellikle Güney Kıbrıs’la yakınlaşması sonucu ortaya çıkmakta olan “olumsuzlukları” ortaya koyuyor... Kişisel gözlemlerim de buna omuz vermekte.
Aşağıda o yazıdan birkaç paragrafı sunuyorum.
Çin savaş uçakları Konya semalarında uçarken İsrail hava kuvvetleri Yunanistan sahillerinde, Girit açıklarında tatbikat yapıyor. Türk hava sahası İsrail savaş uçaklarına kapatılırken Doğu Türkistan’dan Konya’ya uçan Çin savaş uçaklarına hem Pakistan hem de İran hava sahasını açıyor.
İsrail; Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Macaristan’la askeri anlaşmalar yaparken, bu ülkelerin hava sahasını kullanırken, topraklarında komando eğitimi yaparken, hem deniz hem de kara birliklerini olası İran müdahalesi için yetiştirirken, Türkiye hem güney komşularıyla hem de Doğu’daki ülkelerle askeri ilişkilerini güçlendiriyor.
İsrail ve Amerika, İran’a S-300 füzeleri verilmesini engellerken, Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’ya bu füzeleri yerleştirmesini eleştirirken yine İsrail Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’la S-300 füzesi dahil hava tatbikatları yaparken Türkiye Çin’le füze ortaklıkları yapıyor. ABD, Romanya ve Bulgaristan’ı garnizon ülkelere dönüştürüp yüzünü Karadeniz’e çevirirken Türkiye Rusya ile Karadeniz ortaklığına girişiyor.
.......................
Türkiye ile arası bozulan İsrail, Balkan ülkelerine yöneldi. Romanya ile dikkat çekici bir “yakınlık” kurulmuştu zaten. Romanya Devlet Başkanı’nın İsrail’e özel ilgisinin bunda payı olduğu gerçek. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu önce Bulgaristan’a sonra Yunanistan’a gitti. Tel Aviv, Kıbrıs Rum Kesimi’nden başlayarak Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya hatta Macaristan’a yoğunlaştı. Bu ülkelerle savunma, güvenlik anlaşmaları imzaladı.
Türkiye, Ortadoğu’da derinleşip İsrail’i tecrit ederken İsrail Balkanlar’da yeni dostluklar kuruyor. ABD, Balkan ülkelerini garnizon ülkelere dönüştürürken İsrail de askeri olarak bu bölgelere giriyor. Türkiye-Rusya ve Ukrayna “Karadeniz ittifakı” kurmaya hazırlanırken, Karadeniz’in denetimine kendi ellerinde toplamaya çalışırken, ABD ve müttefikleri bir başka Karadeniz senaryosu üzerinde duruyor.
.........................
İbrahim Karagül “Türkiye’ye yeni ve daha geniş bir oyun alanı açıldığı” görüşüyle yazısını noktalıyor.
Karagül’den “bu gelişme Türkiye’nin yararına olabilir” mesajını algıladım.
Kendi yorumudur, kendi bakış açısından bu değerlendirmeyi yapıyor.
Ben ise kendi bakış açımdan Karagül’ün satırları ile çizilen görüntüleri tedirgin edici buluyorum.

Haberin Devamı

EMEKLİNİN İÇ KANAMASITV haberlerinde emeklilerle yapılan söyleşileri izliyorum.
Son “şaka gibi” zamdan sonra yaşamakta oldukları hayal kırıklığı ekrana yansıyor.
İçimi burkan yaşam dramlarını anlatıyorlar.
‘Bu aylıklarla geçinmek mümkün değil.
Her şeyden kısıyoruz ama gene olmuyor.
Şişli Belediyesi’nin açtığı “Emekliler evine” gidiyoruz.
Sabahtan akşama kadar oradayız.
Böylece...
Gündüz doğalgaz, odun/kömür, yakmıyoruz.
Kış aylarında elektrikten de tasarruf etmiş oluyoruz.
Allah razı olsun...‘
Yaşamlarının büyük bölümünü çalışarak, emek teri dökerek geçinmişler.
Artık, onların yaşlılık çağı...
Biraz olsun huzuru hak etmediler mi?
Ne gezer!..
Daha da zor koşullarda, sıkıntı içindeler.
İleri demokrasilerde emekliler yaşamlarının sonbaharını, kışını sıcacık evlerinde, keyifle geçirmişler.
Senede en az bir kez sadece kartpostallarda görmüş oldukları dünya ülkelerine turistik geziler yaparlar.
Tarihi yerlerde, güneşle yıkanan sahillerde birkaç hafta geçirirler.
Evlerini bile ısıtacak olanaktan yoksun Türkiye emeklileri için bunlar “hayal” bile değil.
Bu bağlamda Şişli Belediyesi’nin Emekliler evi için birkaç satır daha...
Emekliler TV izliyor, tüm gazeteleri okuyabiliyorlar.
Binanın 3’üncü katında “hobi odaları, okuma-yazma ve güzel sanatlar kursları” var.
Diğer belediyelere “örnek olur” diye düşünüyorum.
Eğitim hizmetlerini de sunuyor Şişli Belediyesi... O da bir başka yazıya...
................................
Bunlar elbette olumlu.
Ama...
Emeklilerin feryadı hâlâ kulaklarımda. Tamam... Türkiye’nin olanakları sınırlı ama nerede kaldı “tasada” eşitlik?
Bir de “ayırım” sorunu var ki, “derin yara...”
Memur emeklileriyle işçi emeklileri arasında uçurum derinleşmekte.
Vicdan sızlatan bir çifte standart...