Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AK Partili bazı belediye başkanlarından “istifa” dizisi bir süredir siyasette “tt (trend topic).”
Açılışı İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş yaptı.
Diğer birkaç isimle dizi sürdü.
“İstifa perdeleri” aralık kalanlardan Bursa Belediye Başkanı da yazılan rolü gecikerek ve ayak sürüyerek de olsa icra etti.
En zorlusu elbette Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek...
Çeyrek yüzyıldır Ankara’ya her seçimde ismini kazıyor.
Kök derinde olunca, sökümü de zor.
.......................
Böyle -netameli- “başkanlık sona erdirme” dizilerinden en ilginci, merhum Necmettin Erbakan’ınkidir.
Erbakan, Süleyman Demirel’in İTÜ’den arkadaşıydı.
İTÜ’deki sayıları pek de fazla olmayan “muhafazakâr öğrenci” grubundaydılar.
Beyoğlu’na değil, Nakşi şeyhine, sinemaya değil, namaza gidenlerin grubu.
Hepsi de sonraları siyasete girdiler.
En üst makamlara çıktılar.
Örneğin...
Turgut Özal da o çevredendi.
Turgut Özal ve Korkut Özal 1960’ların genç başbakanı Demirel’in gözdeleriydi.
Onların görüşlerine önem verirdi.
Zaten o yıllardan bütün grup mensupları Demirel tarafından devletin önemli görevlerine getirilmişlerdir.
.......................
Bunlardan Prof. Necmettin Erbakan’ın da TOBB (o zaman ki adı Odalar Birliği) Genel Sekreterliği’ne getirilişi o kapsamdaydı.
Galiba...
Demirel “Erbakan’ın ihtirasını ve muhafazakâr Anadolu özel kesimindeki etkisini hissetmiş”, siyaset dışına bırakmak için Odalar Birliği’nde bürokratik göreve getirmişti.
Ama...
Erbakan’ı hatırlayın.
Öyle Genel Sekreterlik’te kalıp, siyasete uzaktan bakacak adam değildi.
1969 yılı başlarında adaylığını koydu ve fark atarak Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı seçildi.
Rahat durmuyordu.
Kafasında şekillenmeye başlayan “yeni bir parti” için özel kesimden taban oluşturmak üzere derinden faaliyet halindeydi.
Hatta...
Demirel’in kulağına “Beyefendi AP (iktidardaki Adalet Partisi) Başkanlığı var kafasında, olamaz ama ortalığı karıştırır” diye karsuyu kaçıranlar olmuştu.
Demirel, baktı ki Odalar Birliği’nin başında Erbakan tehlikeli olacak, önce yetkilerini kısıtladı.
Birliğin banka hesapları bloke edildi.
Ve çok geçmeden -idari emirle- Erbakan görevden alındı.
Odasına polis el koydu.
Artık Erbakan’ın binayı terk etmesi gerekiyordu.
Fakat...
Ne yaptı dersiniz?
Yanlış hatırlamıyorsam, “İstifamı yazacağım” ya da belki “Durumun zaptını yazacağım” gibi veya benzer bir söylemle odaya kapandı.
Bir saat...
İki saat...
Üç saat...
Bir türlü yazı bitmiyordu.
Aradan bunca zaman geçti kaç saat sürdü artık hatırlamıyorum ama hocanın o herkese nazik ve gülümseyen (beşuş) çehresiyle sanki hiçbir şey olmamış gibi ayrılışı ilginç anıdır.
........................
Nevzat Laleli’nin yazısından öğreniyorum ki oradan çıkıp -veto edileceğini bile bile-, AP Genel Merkezi’ne gidip “üyelik başvurusu” yapmış.
Sebep:
“Muhterem kardeşim, bunu yapmazsam solun karşısında sağı böldüler ithamıyla Anadolu insanını ifsat edebilirlerdi!”
“Nokta” değil “virgül”dü.
Erbakan’ın Demirel’e zaman zaman kök söktüreceği ve başbakanlığa kadar uzanacak kariyerinin ilk adımıydı.