Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yıllar önce Abdullah Öcalan’la Bekaa’daki terör kampında konuşmuş ve izlenimlerim o zamanlar yazdığım Sabah gazetesinde yayımlanmıştı.
Küresel medya örgütü IPI toplantısı için Japonya’ya uçmak üzere Singapur Havalimanı’ndayken THY bürosundan beni buldular, “Başbakan Sayın Turgut Özal sizinle telefonda görüşecek” dediler.
Merhum Özal “birkaç gün süren yazılarımı ilgiyle okuduğunu” söyledikten sonra şöyle bir kuşkusunu dile getirdi:
“Ama... Bana öyle geliyor ki çoğu şeyi yazmamışsın... Öyle mi?”
Cevabım “Evet, öyle Sayın Başbakan” olmuştu.
Şöyle açıklamıştım:
“Terörle Mücadele Yasası’nı çıkarttınız.
Orada ‘propagandasını yapmak’ gibi her tarafa çekilebilecek bir deyim var.
Buna göre savcılar, biraz zorlasalar her satırdan ‘terör propagandası yapmak’ suçlaması üretebilirler.
O nedenle, izlenimlerimi, gözlemlerimi yayımlamadan önce iki ceza hukuku profesörü dostuma gönderdim, onlar bir sürü satırı çıkardılar.
Son halini bir de ben kesip biçtim... ‘Çoğu şeyi yazmamışsın’ kuşkunuzun, sebebi bu.”
Turgut Bey hafiften gülümsediğini hissettiğim bir yumuşak üslupla bakın ne dedi:
“O maddeyi ben şahsen kaleme aldım. ‘Propaganda yapmak’ derken ‘methetmeyi’ kastetmiştim.”
Dayanamamıştım, “Madem öyle, ‘methetmek’ ya da ‘övmek’ kelimelerini kullansaydınız. ‘Propaganda’ çapı çok geniş ve en doğal gazetecilik satırlarını bile -savcının yorumuna göre- kapsama tehlikesine açık...”
Turgut Özal gördüğünüz gibi kastı “methetmek (övmek)” olduğu halde kanun yazma hevesi nedeniyle “propaganda yapmak” kelimelerini kullanmıştı ve yıllarca çok yayın bu yüzden mahkemelik oldu.
..................
Sivillere “af” ya da “dokunulmaz-lık” getiren son KHK da (Kanun Hükmünde Kararname) sanıyorum gene böyle “muğlak” yazımı nedeniyle tartışmaların göbeğinde.
..................
KHK istisna, Meclis’ten demlenerek çıkmış “kanun” ise esastır.
Kanun, alt komisyon, komisyonda görüşülür, artıları eksileri dile getirilir, kamuoyunda, medyada tartışılır.
“Ortak doğrular” bulmak için çaba gösterilir.
Yani...
Bir kanunun damıtılma, dem kazanma süreci vardır.
Hukuk devletlerinde bu “usul yolculuğu” yüzlerce yıllık demokrasi deneyimleriyle oluşmuştur.
Kamu vicdanını tatmin etmeye en yakın ve net “hukuk dili” ancak böyle sağlanır.
Sivillere bir tür “af” ya da “dokunulmazlık” getiren son KHK’ya tepki dalgaları bu açıdan da değerlendirilmeli.
...................
1- Kanunlarımızda “terör eylemi” diye bir tanım yoktur; bunun yerine “darbeyle” ilgili ceza kanunu maddeleri yazılmalıydı.
2- AK Parti sözcüsü Mahir Ünal “darbe girişiminin” yanı sıra “terör eylemleri”nin de maddede yer alması için “terör eylemi”nden kastın da “darbe eylemleri” olduğunu söylüyor. Aynı anlama geliyorsa neden bu iki ayrı ifade? Ayrıca yazılı metnin sözel yorumu olur mu?
3- “Bunların devamı niteliğindeki eylemler” deniyor maddede. Devamı denilirken, 16 Temmuz tarihiyle sınırlı olduğu açıkça yazılmalıydı.
4- “Bastırma eylemi” hukuki tanımdan yoksun. Keyfiliğe açık. Zaman sınırı olmadığı için de tehlikeli durumlar üretebilir.