Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Kıyımın adı ‘Kosova’nın öcü...’

Türbe Müzesi’ndeki 1. Murat tuğrası önünde ‘anı defterine’ duygularımı yansıttım.

KOSOVA’DAKİ ilk sabahımda otelimin penceresinden baktım. Karşımda Osmanlı döneminden kalan minareyi görmek hoş bir duyguydu.
Gerçi Kosova nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman Arnavutlar olduğu için bu normal ama gene de Avrupa’da bir kentin çok sayıda camiye sahip olması güzel.
Bağımsızlığına yenilerde kavuşan Kosova’da Cumhuriyet Türkiye’sinin de yoğun izleri var.
Örneğin...
3 Türk bankası hizmet vermekte.
Çelik grubunun bankası BKT’nin 26, TEB’in 24 şubesi var.
Un, iplik, çikolata fabrikaları da özelleştirmeyle Türk firmalarına geçmiş.
Kosova Havalimanı’nı Türk firması Limak yapıyor.
Amerikan Bechtel- Enka otoyol inşaatını yapmakta.
Türk şirketi Çalık ve Limak elektrik üretimi ve dağıtımını üstlenmiş.
Burada bir parantez açayım:
Avrupa’nın kapılarını açan Kosova Meydan Savaşı’nı I. Murat (Hüdavendigar), 100 bin kişilik Haçlı Ordusu gibi karma Hıristiyan ordusuna karşı 60 bin kişilik ordusuyla kazanmıştı.
I. Murat iyi bir cengaverdi.
Bu 30’uncu savaşıydı.
Savaş bittikten sonra meydanda dolaşıyordu.
Miloş Obiliç adlı yaralı bir Sırp askeri, padişah yanından geçerken ansızın doğrulmuş ve kılıcıyla -boş bulunan- Sultan Murat’ı şehit etmişti.
İşte Çalık ve Limak şirketlerinin elektrik üretimini aldıkları tesisin ismi de Sultan Murat’ı öldüren askerin adını taşıyor; “Obiliç...”
Bugünlerde isim değişecek.

Haberin Devamı

Kıyımın adı ‘Kosova’nın öcü...’


ŞEHİTLİK MAHALLİNDE TÜRBE
BU olaya biraz daha girelim.
I. Murat’tan sonra tahta geçen Sultan Yıldırım Beyazıd, babasının şehit olduğu noktada türbe yaptırdı.
Sultan I. Murat’ın iç organları orada gömüldü.
Naaşı ise o zamanın başkenti Bursa’da defnedildi.
“İç organlarının gömülmesi” için bir açıklama yapmakta fayda var.
Böyle bir adet yaygındır.
Söz gelişi...
Büyük müzisyen Chopin, Paris’te ölmüştü.
Bedeninin Paris’te gömülmesini ama kalbinin bir çelik kutuda vatanı Polonya’ya gönderilmesini istemişti.
Sebebini “ülkem işgal altındayken orada gömülmeyi içime sindiremiyorum” demişti.
Çelik kutu içindeki kalbin bulunduğu, müze sütununu Varşova’da görmüştüm.
I. Murat Türbesi’nin bakımı 400 yıldır aynı aile tarafından (Buhara kökenli) sürdürülmekte.
Türbenin yanındaki -ziyaretçi konukların kalması için- inşa edilen selamlık Abdülhamit tarafından yaptırılmış.
Sultan Reşat tarafından onarılmış.
100 yıl kadar masrafları Türkiye’den karşılanarak Yugoslavya tarafından “göz kulak olunmuş.”
2005 yılında iyice elden geçip yenilenmiş.
Selamlık binası, müze haline getirilmiş.
Şeref defterinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın el yazısıyla duygularını yansıtan bir sayfa var.
Bir de savaş öncesi Sultan I. Murat’ın duası dikkatimi çekti.
Duvarı boydan boya kaplayan bir dua...
Allah’a özetle şöyle dua etmiş:
“Büyük Allahım...
Burada savaşacak olan askerlerimiz benim emrimle geldiler.
Onlara zafer nasip et.
Onların yerine gerekiyorsa beni şehit et.”
Ne ilginçtir ki, gerçekten Murat Hüdavendigar savaş meydanında şehit oldu.

Haberin Devamı

Kıyımın adı ‘Kosova’nın öcü...’


AVRUPA’DA MÜSLÜMAN KIYIMI
YUGOSLAVYA‘nın “insan kasabı” namıyla yargılanan ve yaşamını hapiste yitiren başkanı Miloseviç, Müslüman kıyımına Kosova’da başlatmıştı.
Sırp hurafelerine göre, I. Murat Türbesi’nin bulunduğu yerde padişahı şehit eden Obiliç’in kellesini uçurmuşlar.
Ancak...
Kelle orada toprağa düşmemiş, 500 metre kadar havalarda uçtuktan sonra nihayet toprağa kavuşmuş.
Miloseviç işte tam oraya “anıt” niteliğinde bir kule yaptırmış.
Söylentilere göre milyonu bulan sayıda Sırp’ı oraya toplamış “öcümüzü almak hareketini başlatıyorum” diye seslenmiş.
Önce Müslüman Boşnaklara saldırdığı ve büyük kıyım yaptığı biliniyor.
Ardından sıra Kosova’daki Türk ve Arnavutlara gelmiş.
Kıyımın yanı sıra 1 milyon dolaylarında Müslüman Türk ve Arnavut Kosova’dan sürülmüş.
Bosna trajedisi nedeniyle NATO kuvvetleri -neyse ki- gecikerek de olsa Miloseviç’i durdurmuş.
Sonrası malum...
“Bağımsız Kosova’nın kuruluşu...”
Gerçi hala Türkiye’nin ve NATO ülkelerinin, AB’nin korumasında ama pek yakında yabancı güçler de çekiliyor.

Kıyımın adı ‘Kosova’nın öcü...’
KORUMASIZ YÖNETİCİLER

DİKKATİMİ çekti...
Kosovalı devlet yöneticileri fazla koruma kullanmıyorlar.
Hatta...
Kaldığım otelin terasında, Amerikalı olduğu anlaşılan bir kadınla çay içmekte olan bir genç hanımı gösterdiler.
“İşte Cumhurbaşkanımız Atıfete (Atıfet) Yahyaga” dediler.
Yanına gittim.
Kendimi tanıttım. Birlikte fotoğraf çektirdik.
Kimse müdahale etmedi.
Atıfete Hanım’ın eşi Ankara Bilkent’te doktora yapmaktaymış.
........................
Kosova’daki gezimin son günü Priştine’deki “Mehmet Akif Koleji”ne gittim.
Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, yüksek memurlar, çocuklarını orada okutuyorlar.
İngilizce eğitim veren bu okula Kosova’daki AB ve NATO görevlileri de çocuklarını gönderiyorlar.
Hem de orada bir Amerikan Koleji’nin bulunmasına rağmen. Talep yoğunlaşınca 2 Mehmet Akif Koleji daha açmışlar. Türkçe Olimpiyatları’nda birincilik alan Arnavut bir genç kızın Türkçe türkülerini dinledim.
Balkanları da seviyorum...