Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün O nedenle aynı hatanın iki kez tekrarı olmamalı.Can Dündar'ın bugün Milliyet'te yayımlanan yazı dizisi bağlamında "İttihat Terakki kafası, Ecevit'in genç bir Çalışma Bakanı olduğu 1960'lı ilk yıllarda bile hâlâ geçerliymiş" diye düşündüm.Anlatayım...Can Dündar -gene- iyi bir gazeteciliğe imza attı.Bülent Ecevit'in gizli arşivinden çıkararak kamuoyuna yansıttığı dosya, çok tartışılacak."Kürt sorunu"nun derindeki köklerini göstermenin yanı sıra, bu hale hangi zihniyet yanlışlarıyla gelindiğinin de kanıtı.Can'ın haberi, 27 Mayıs 1960 İhtilali sürecinde DPT'nin bir özel bölümü tarafından hazırlanmış bulunan ve seçimden sonra İnönü hükümetine de dayatılan bir raporu yansıtıyor.Ecevit de o hükümetin henüz 35 yaşındaki Çalışma Bakanı'dır.Raporu arşivine alıyor.Rapor, özetle "Güneydoğu'daki Kürt kökenli yurttaşların Karadeniz'e gönderilmeleri, Karadeniz'deki yurttaşların da Güneydoğu'da ikamete yönlendirilmeleri" önerisi ve bazı kalkınma program esaslarıdır.İttihatçılar da bununla -neredeyse- örtüşen bir formülü uygulamaya koymuşlardı."Güneydoğu'daki Kürtleri batıya göç ettirmek ve oradaki nüfus içinde eritmeyi" hedeflemişlerdi.Bu asimilasyon programı çerçevesinde Kürtler, Ege'nin köylerine dağıtılırken, her 5 Egeliye 1 Kürt ölçütünü kabul etmişlerdi.Kimileri, "Keşke bu plan tamamlansaydı" diye düşünebilir.Ne var ki... Böyle bir planın insani boyutlardaki barbarlığının yanı sıra, yaratacağı sorun yumağı da büyük olurdu.Ermenilere tehcirin yüzyıl sonra Türkiye'nin başına nasıl bir dert sardığını düşününüz...Yüz binlerce Kürt yurttaşın batı köylerine sürülürken, başlarına gelebilecekleri tahmin ediniz...İyi ki daha işin başında bu insanlık dışı uygulama durdurulmuş. Devletin de hafızası vardır. Gizli belgelerde ve "Kırmızı Kitap" gibi devlet stratejisi kılavuzlarında bu hafızanın izleri vardır. Bernard Shaw "Dans etmek, yatay bir isteğin, dikey anlatımıdır" demiş.Charles De Gaulle daha kısa söylemiş: "İyi ama neden ayakta?"Daha ciddi tanımlar da var...Sara Navaro'ya göre dans, "Felsefenin beyinle değil, bedenle yapılanıdır. İşte bu yüzdendir ki, bedeninizin her noktasının farkında olmanızı gerektirir."Cumartesi gecesi İŞ Sanat'ta harikulade bir dans gösterisi vardı.Philadelphia'lı KORESH DANCE COMPANY, bizi 40'ların ve 50'lerin unutulmaz şarkılarına götürdü.Dansın estetiğiyle taçlandırdılar.Çıplak ayaklarıyla uçuşan venüsler ve herküller gibiydiler.Birkaç örnek yansıtayım...Peggy Lee'den "Fever."Julie London'dan "Cry Me a River."Louis Armstrong'dan "Kiss of Fire"Ella Fitzgerald'dan "Night and Day."Billie Holiday'dan "When Somebody Loves You."Elvis Presley'den "Hound Dog."Ray Charles'tan "Hit the Road Jack"Frank Sinatra'dan "Fly Me To the Moon." ..............................1940-1950'li yılların bu unutulmaz ve hâlâ zevkle dinlenen parçaları ile nostaljiye sarılırken sahnedeki 21. yüzyıl gençliğinin dans estetiğiyle bir pandül hareketi yapıp çağın estetiğini kucakladık. gunericivaoglu@milliyet.com.tr DANS... "BEDENLE FELSEFE"